Eperyalizmle savaşmak çok yönlü bakış açısı, sürdürülebilir strateji ve cüretkar taktik kararlar gerektirir.
Öncelikle ön yargılardan sıyrılmak esastır. İktidarlara karşı iç cephelerde mevzilenmek ayrı bir mesele, emperyalizmin en ön cephesinde mevzilenmek ayrı bir meseledir. İdlip çatışmalarıyla başlayan tuzak, Putin-Erdoğan görüşmesi (5 Mart 2020) sonucu bozulunca, iç cepheyi karıştırarak krizi derinleştirme hamlesi başladı.
Kapatılan Odatv, tutuklanan gazeteciler, bunlar; silahla Suriye’de yapılamayanı yargı yolu ile "muhalif kanadı hukuksuzca susturuyor" olma hali yaratılarak Türkiye'nin rotasında iç çatlak yaratma çabasıdır.
“Tavşana kaç, tazıya tut” halidir TBMM de ki yumruklaşmalar. Biri meclis usulüne uymayan, kışkırtıcı konuşma yapar, diğer yol kardeşi yumruklarla saldırır. Al sana iç cephe çatlağı…
Rusya ile anlaşan Türkiye muhalif gazetecilere yapılan bu muameleden ne kazanabilir?
Bunu Rusya ile anlaşan Türkiye görmeyecek mi?
Yutacak mı bunu?
Bu saldırılar bir başka tuzaktır.
Tıpkı Fetö'cü savcıların başlattıkları ergenekon, balyoz operasyonlarının tekrarı gibidir.
Çelişkili kararlarla hem Türk Yargısı'nı töhmet altına sokuyorlar, hemde Türkiye'nin iç cephesini uzlaşamaz duruma sokuyorlar.
Hatırlayın Davutoğlu'nun talimatı ile düşürülen Rus Uçağının siyasi sonuçları ve hedefleri ile bu gün tutuklanan gazeteciler ve kapatılan Odatv hamlesi aynı merkezin farklı taktik hamleleridir.
Ve buna benzer hamleler beklenmelidir. Çünkü düşman uyumuyor.
Bizim öngörüsüzlüğümüzden besleneceği kadar beslenecek.
İnternette fetöcüler demokrasi meleği olmuş. Hepsi mağduriyetlerinin (!) saltanıtın da, salya sümükler.
Her şeylerini yitirmişler ama lüks içinde, en pahalı yaşam standartlarında, altlarında 4 çekerlerle dolaşıp yaşıyorlar.
Ne mağduriyet ama…
AKP ve Erdoğan düşmanlığını köpürtüp, Türkiye’nin anti-emperyalist cephesine darbe üstüne darbe vurmaktan asla geri durmuyorlar. Ve devletin bir çok kurumu içinde ki kripto ajanları ile de bunu haklı çıkaracak uygulamalara imza atıyorlar.
Her kurum içinde ki ajanları kullanarak AKP den kopuşlar örgütlüyor, CHP liyi AKP ye, MHP liyi İP liye kışkırtıp, HDP yi mağdur göstererek uluslar arası arenada Türkiye’nin Atlantikten kopuşunu engellemeye çalışıyorlar.
Bunu ancak ahmaklar yer.
Türkiye’nin yurtsever siyasi birikimi bunları asla yemez.
05 Mart 2020 tarihi, bir 15 Temmuz kalkışmasını daha yenmiş olmanın tarihi olacak önümüzde ki yıllarda bu günler yazılırken.
Türkiye bir 15 Temmuz’u daha şehit vererek alt etti.
O karanlık saatler de ABD yi, NATO yu davet edenleri unutmayın.
MUAMMER GÜNEŞ
Ulvi karsli 5 Yıl Önce
Muammer ben Ulvi Karslı neredesin goruselim
Emin Özarı 5 Yıl Önce
Muammer bey çok dikkat çekici tesbit ler yapmış sınız. Ben de katilıyorum Ülkemiz zor bir süreç ten geçiyor. Hem de zemin çok kaygan. Bence de çok siyasî ayrımcılık yapmadan birbirimize destek olmalıyız.
M.Güneş 5 Yıl Önce
Ulvi Karslı arkadaşım bana artanca@gmail.com dan yazarsan irtibat kurabiliriz. Emin kardeşim yorumun için teşekkür ederim. Ancak şuna katılmıyorum "çok siyasi ayrımcılık yapmadan" diyorsun...Bu hayatın akışına ters bir öneri bence. Neden? Çünkü en çokta bu gün, siyasi ayrımları gözeteceğimiz günlerdeyiz. Ülkemiz için uzlaşmaz bir dönemdeyiz. Ya Türkiye, ya ihanet. Evet durum budur. Başkaca seçenek yoktur, var diyenler sisli havada kalmış, yolunu bulamamış şaşkınlardır. Şaşırmamamız lazım. Dostla düşmanın en net olduğu bir süreçten geçiyoruz. Biz Türkiye'nin evlatları, en son söylenecek sözümüzü, bu gün en baştan söyleyecek günlerdeyiz. Kim dost, kim düşman bilecek öngörülerimizi bu gün meydana koymalıyız. Tereddüt etmeden, korkmadan…Yoksa yarın bize gerek kalmaz zaten. Sadece zaman kayıbına konu oluruz.