Havada ki beyaz odaları griye çalacak birazda. ve beklide karanlık işgal edecek yeryüzünü.
Ve sen bunu kabul etmeyeceksin ışıkları yakacaksın. Neyi kabul ettin ki şimdiye kadar zaten hayatında?
Bu kaçıncı bilmiyorsun. Sayamıyorsun gecen zamanı yılları. Zamanın elinde oyuncaksın sadece. Hükmün yok ona, komutan o.
O ne derse o olacak biz sadece seyredecek ve şahit olacağız.
Dünyaya sahip olmaya değil şahit olmaya gelmedik mi zaten.
Birer birer zamanın eline teslim edeceğiz yaşayışları ve gözün takılacak saçındaki karlara.
Derinlerde bir istek var biliyorsun, bir gün bir yerde yeniden karşılaşmak ümidi var halen anılarınla.
Dizginleyemiyorsun bu isteği sahi diyor ümidin bu mümkün mü? Böyle bir ihtimal var mı ?
Bazen geçmişin anıları, bazen geleceğin hayalleri, nadirendi şimdinin anları. Oysaki gerçek yalnızca şimdi var.
Oda şimdilik. Bırak uzun uzun dalmaları ve uzun düşünmeleri. Çok değil daha birkaç zaman önce değil mi, bir elinde ekmek diğer elinde top boş arsada koşturun günler. Tek düşüncen gol atmak. Hepsi bu değil miydi ?
Oysa şimdi uzun yürüyüşlerin uzun düşüncesisin. Yürürken etrafına bile bakmıyorsun.
Ne pahalı arabalar ne şatafatlı evler cezbetmiyor seni çekmiyor ilgini. Nefsin esiri, zamanın askeriyiz artık.
Bazen sadece sen varsın sanırsın dünyada. Oysa ki ey kendim. İnsan olmak acizliktir.
Seni yaratana mahcubiyet ve fıtratı istemek. Beklide insan olmak acı çekmektir. Rabbimin imtihanı.
Öyleyse bu telaş niye bu gam bu kasvet seni yaratan düşünmez mi sanıyorsun seni.
Kuluna kafi de ilmi bunca nimet. Bırak kendini teslim et.
Birazda gayret et. Şükrünü dilinden düşürme.
Kulluk vazifeni yerine getir ve Mevla’mdan hayır dile hayır iste.
MUHARREM AYGÜN
agzina yuregini saglik kardesim.hem ilahilerin olsun hem kose yazilarin olsun herkonuda takip ediyor ve dinliyoruz sagolasin.agziba ve yuregina saglik