En iyi teklif filmi…
Senaryo, oyunculuk, kamera, müzik, duygu…Hepsi enfes. İtalyanlar müziği filme yerleştirmeyi iyi biliyorlar.
Avrupa’nın sinemasını, Hollywood’un kurnazlıkları ve gerçek dışı atmosferiyle izlemek isteyenler için 2013 senesinin en ideal yapımlarından biri.
Filmin içinde geziyormuş gibi his bırakan İtalyan sineması yine sağlam bir imza atıyor.
Sanat eserlerinin sahteliği ile özel yaşamın sahte yanlarını gözler önüne seren çarpıcı bir yapım!
Filmin sonuna kadar merak duygularınızı okşayan, heyecanınızı dik tutan, arada sırada 'Hadi ya kesin bunda bir iş var' dedirten ve sonunda da tam manasıyla bir hayat dersi veriyor. Eski tablo, antika meraklısı varsa ve sanata düşkün olanlar varsa bu filmi hiç kaçırmasın derim.
Avrupalı virgil, bir antikacı ve sanat adamı, aynı zamanda açık artırma yöneticisi. Kadın yüzler inden oluşan tablo koleksiyonu var.
Bu onda saplantı olmuş, zengin bir hayatı, şahane bir evi, tekdüze bir yaşamı var.
Virgil yaşlı bir beyefendi, kadınlarla ilgisi tablolarından ibaret.
Evinde şifre ile açtığı özel bir bölümde saklıyor, ara sıra girip seyrediyor, tablolarını ve kadınlarını. Hepsine aşık.
Bir gün Claire isminde, duvarların arasında yaşayan ve insan içine çıkma, evden dışarı adım atma fobisi olan bir kadınla tanışır.
Duygular hemen oluşan şeyler değildir, sizde bilirsiniz, aslından ötedirler, her şey yapma olabilir. Neşe, acı ,aşk, hastalık, sağlık, iyileşme düşünün.
Filmin sonu ayrı bir güzel olmakla beraber en etkileyici repliği ' her sahte sanat eserinde orijinal bir şey saklıdır' cümlesidir, izlenesidir.
İnsanın duyguları sanat eserlerine benzer. Tıpatıp gerçek gibi görünebilirler ama sahtedirler. Değil midir ki her şeyin sahtesi yapılabilir; Sevincin, mutluluğun, acının, nefretin, hastalığın, hayallerin...
Aşkın bile... Aşık olan bir insan, ne kadar kendisi kalabilir?
Aşk'ın insana yaptırabileceklerinin sınırı var mıdır?
Film, sonunda sizi çeşitli düşüncelerle baş başa bırakıyor.
TUBA SÖNMEZ
Senaryo, oyunculuk, kamera, müzik, duygu…Hepsi enfes. İtalyanlar müziği filme yerleştirmeyi iyi biliyorlar.
Avrupa’nın sinemasını, Hollywood’un kurnazlıkları ve gerçek dışı atmosferiyle izlemek isteyenler için 2013 senesinin en ideal yapımlarından biri.
Filmin içinde geziyormuş gibi his bırakan İtalyan sineması yine sağlam bir imza atıyor.
Sanat eserlerinin sahteliği ile özel yaşamın sahte yanlarını gözler önüne seren çarpıcı bir yapım!
Filmin sonuna kadar merak duygularınızı okşayan, heyecanınızı dik tutan, arada sırada 'Hadi ya kesin bunda bir iş var' dedirten ve sonunda da tam manasıyla bir hayat dersi veriyor. Eski tablo, antika meraklısı varsa ve sanata düşkün olanlar varsa bu filmi hiç kaçırmasın derim.
Avrupalı virgil, bir antikacı ve sanat adamı, aynı zamanda açık artırma yöneticisi. Kadın yüzler inden oluşan tablo koleksiyonu var.
Bu onda saplantı olmuş, zengin bir hayatı, şahane bir evi, tekdüze bir yaşamı var.
Virgil yaşlı bir beyefendi, kadınlarla ilgisi tablolarından ibaret.
Evinde şifre ile açtığı özel bir bölümde saklıyor, ara sıra girip seyrediyor, tablolarını ve kadınlarını. Hepsine aşık.
Bir gün Claire isminde, duvarların arasında yaşayan ve insan içine çıkma, evden dışarı adım atma fobisi olan bir kadınla tanışır.
Duygular hemen oluşan şeyler değildir, sizde bilirsiniz, aslından ötedirler, her şey yapma olabilir. Neşe, acı ,aşk, hastalık, sağlık, iyileşme düşünün.
Filmin sonu ayrı bir güzel olmakla beraber en etkileyici repliği ' her sahte sanat eserinde orijinal bir şey saklıdır' cümlesidir, izlenesidir.
İnsanın duyguları sanat eserlerine benzer. Tıpatıp gerçek gibi görünebilirler ama sahtedirler. Değil midir ki her şeyin sahtesi yapılabilir; Sevincin, mutluluğun, acının, nefretin, hastalığın, hayallerin...
Aşkın bile... Aşık olan bir insan, ne kadar kendisi kalabilir?
Aşk'ın insana yaptırabileceklerinin sınırı var mıdır?
Film, sonunda sizi çeşitli düşüncelerle baş başa bırakıyor.
TUBA SÖNMEZ