ÖZDAĞ'DAN SERTEL'E "YÜREĞİN YETİYORSA ADINI SÖYLE"
Ak Parti Genel Başkan Yardımcısı ve Manisa Milletvekili Selçuk Özdağ, Uğur Dündar’ın Manisa’da sunduğu programda Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a hakaret eden CHP İzmir Milletvekili Atilla Sertel ve halkı sokağa çağıran İstanbul Milletvekili Aykut Erdoğdu’ya sert tepki gösterdi.
“Sayın Cumhurbaşkanımıza hakaret ederek siyaset yaptığını düşünenlere seslenmek isterim ki; yel kayadan ne aparır?
Hiçbir şey aparamaz. Bugün CHP ve sayetçiliğe soyunuyor. Bir CHP’li milletvekili Manisa’da konuşmuş, ben Manisa Milletvekiliyim, kendisini şiddetle kınıyorum. Kendisi gazeteci ve Gazeteciler Cemiyeti Başkanlığı yapmış Türkiye’de, maalesef bu kadar tecrübeli bir şahsiyetin cumhurbaşkanını kastederek, eğer yiğitse, eğer mertse, eğer delikanlıysa Sayın Cumhurbaşkanının adını versin, neden söyleyemiyor, milletvekili dokunulmazlığı var. Söylesin ve hukuk önünde hesabını versin. Bunu söyleyemeyecek kadar da korkak kendisi” dedi.
A Haberde yayınlanan Ajans Hafta Sonun Programına telefonla bağlanan AK Parti Genel Başkan Yardımcısı ve Manisa Milletvekili Selçuk Özdağ, Uğur Dündar’ın Manisa’da sunduğu programda Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a hakaret eden CHP İzmir Milletvekili Atilla Sertel ve halkı sokağa çağıran İstanbul Milletvekili Aykut Erdoğdu’ya sert tepki gösterdi. Özdağ; “CHP’nin siyasi başarısızlıklarının arkasında bu siyasi üslup da vardır. Bu politik dilin terkedilmesi gerekiyor. Sözü olmayanların ya şiddete ya da hakarete başvurduklarını görüyoruz. HDP/PKK çizgisi şiddet çizgisi, hakaret ve iftira çizgisi de bu noktada CHP çizgisi oluyor. Bu metot fikri olmayanların metodudur. Yenilgilerin ve çaresizliğin bir noktada dili bu. Hakaret olmamalıdır bu dil, eleştiri olmalıdır, proje olmalıdır. O nedenle kem söz sahibine aittir” dedi.
CHP İzmir Milletvekili Atilla Sertel ve halkı sokağa çağıran İstanbul Milletvekili Aykut Erdoğdu’nun sözlerini bir acizlik ifadesi olarak değerlendirdiğini kaydeden Özdağ, “Siyasi kişiyi eleştirirsiniz, tenkit edersiniz. Siyaset bir noktada eleştiri sanatıdır. Ama hakaret bir eleştiri değildir. Cumhurbaşkanlığı makamı Türk milletinin birliğini temsil eden bir makamdır. Dolayısıyla o makama yapılan saldırılar, hakaretler, aynı zamanda o makamın temsil ettiği millete de bir saldırı, bir hakarettir” ifadesinde bulundu.
BUGÜNKÜ CHP MİLLETİ KUTUPLAŞTIRMAYA GÖTÜRÜYOR
Siyasilerin Eleştiri ve tenkitlerini millete örnek olacak hudutlar içerisinde tutması gerektiğini belirten Özdağ, “Bunu gözardı edenler Toplumun önünde olanlar üsluplarını iyi ayarlayamazlarsa, toplumu kavgaya, kamplaşmaya ve kutuplaşmaya teşvik ederler. Siyasetin kamplaşma, kutuplaşma ve kavga gibi bir görevi olmamalıdır. Hepimiz sorunlu değil, sorumlu bir dil kullanmak, sorumlu siyaset yapmak zorundayız. Sorumlu davranmalıyız. Bugün Kılıçdaroğlu ve CHP’li bazı Milletvekilleri sorumlu davranmamaktadır. Milletvekilleri de kendisini takip ediyorlar. Sözlerimizin sonuçlarını hesap ederek konuşmalıyız. Sayın Recep Tayyip Erdoğan'a yapılan hakaret ona inanan, ona oy veren, onu seven insanların hepsine yapılmış demektir. En azından onu sevenler ve ona oy verenler böyle algılamaktadırlar. Bu şekilde sadece bir birimizi hırpalamıyoruz. Türk demokrasisini de hırpalıyoruz, sandığı hırpalıyoruz, millet iradesini hırpalıyoruz, Türkiye Büyük Millet Meclisi'ni hırpalıyoruz. O nedenle biz hep birlikte yeniden düşünmeliyiz. Sayın Kemal Kılıçdaroğlu’nu ve eleştirilerini hakaret desrecesinde yapan CHP’li Milletvekillerini daha makul, daha ahlaklı, daha mutedil bir siyasi üsluba davet ediyoruz” diye konuştu.
Sokağa çağrıda bulunan Erdoğdu ve CHP’li Milletvekillerini eleştiren Özdağ, “Atalarımızın çok güzel bir ifadesi vardır; ‘Üslubu beyan, ayni ile insan’ diye. O nedenle CHP milletvekilleri sokağa çağrıda bulunuyorlar. Biz Gezi olaylarını yaşadık, daha önce bu ülkede darbeleri yaşadık. Biz 12 Eylül öncesi sağ-sol olaylarını yaşadık. Alevi-Sünni olaylarını, CHP-Demokrat Parti kutuplaşmasını yaşadık. O nedenle bizim devlet nizamımızda intizam vardır. Sokak kaosun dilidir, sokağa çağrı yapmak demokrasiye inanmamak demektir. Türkiye Büyük Millet Meclisi’ne ve millet iradesine inanmamak demektir” dedi.
ERDEMLİ CHP’LİLER KILIÇDAROĞLU’NA GEREKEN DERSİ VERECEK
Özdağ sözlerine şöyle devam etti; "Daha önce de bazı CHP milletvekilleri ‘Yolumuz Sinan Cemgil’in, Mahir Çayan’ların yoludur’ diyerek geçmişte polis öldürenleri meclis kürsüsünde kutsamışlardı. ‘Türkiye Kurtuluş Savaşı’nda soykırım yaptı’ diyen milletvekilleri vardı bu CHP’de. CHP artık Atatürk’ün kurduğu parti değildir. Atatürk’ün yolunda gidenlerin partisi değildir. Bu partilere oy verenleri bir kez daha düşünmeye davet ediyorum. Sayın kılıçdaroğlu, yenilgilerinden mütevellit parti içi muhalefeti susturmak adına Sayın Cumhurbaşkanına saldırarak, hakaret ederek güya bu muhalefeti susturmak ya da ertelemek istiyor. Erteleyemez, CHP’de erdemli insanlar da vardır. Düşünen ve ahlaklı siyaset yapanlar vardır. Onlar Kılıçdaroğlu’na er geç hakettiği dersi vereceklerdir. CHP bu dille, bu söylemle, bu üslupla asla sandıktan çıkmaz. Türkiye’nin sorumlu ve güçlü bir muhalefete ihtiyacı var. Çünkü güçlü muhalefet güçlü iktidar demektir. CHP’nin bu tür milletvekillerine karşı aklıselim milletvekilleri de gerekeni yapacaklardır. Ne demek ‘diktatör bozuntusu’, ne demek Sayın Cumhurbaşkanımızı bir noktada tahkim etmek, tahkir etmek, tehdit etmek ve hakaretamiz ifadelerle suçlamak? Sayın Cumhurbaşkanı 10 seçim kazanmış bir insan. Türk siyasi hayatına damgasını vurmuş ve Gazi Mustafa Kemal’den sonraki en büyük lider unvanını seçmenlerden, Türk milletinden ve Türkiye Cumhuriyeti devletinin seçkin vatandaşlarından almış olan bir şahsiyet, bir karizma, tarih kendisini yazıyor. 10 seçim kazandı ve kurduğu parti de 11. Seçimini kazanarak tek başına iktidar oldu.”
BUGÜNKÜ CHP MİLLET İRADESİNE İNANMIYOR
“CHP seçmenini düşünmeye davet ediyorum. Sayın Kılıçdaroğlu ve milletvekillerine de lütfen temiz dil kullanın, lütfen doğru dil kullanın, muhalefet hakaret etmek değildir, proje üretin çağrısında bulunuyorum. Bunu da en kısa zamanda yapacaklardır, çünkü Türk siyaseti, Türk demokrasisi bu tür dilleri kaldıramaz. Kaldırması mümkün değildir. Sokağa çıkıp direniş ne demektir. 12 eylül öncesi kurtarılmış sokakları, kurtarılmış mahalleleri vardı. PKK da bugün kurtarılmış ilçelerimiz olsun, kurtarılmış illerimiz olsun istiyorlar. Birileri de sokaklarda direnmek istiyorlar. Neden sokaklarda direniyorsunuz? Gidin insanların gönüllerine girin, projelerinizi anlatın, AK Parti’nin eksikleri varsa onları söyleyin. Milletin gönlünde taht kurun ve sandıkla gelin. Sokakla kimse gelemez, sokakla gelenler sokakla giderler. Sandıkla gelenler yine sandıkla giderler. Demokrasi sokak değildir, sandıktır ve millet iradesidir. Millet iradesine inanan bir CHP özlemi içerisindeyiz. İnanan milletvekilleri özlemi içerisindeyiz. İnanan bir muhalefet partisi lideri özlemi içerisindeyiz.”
Ak Parti Genel Başkan Yardımcısı ve Manisa Milletvekili Selçuk Özdağ, Uğur Dündar’ın Manisa’da sunduğu programda Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a hakaret eden CHP İzmir Milletvekili Atilla Sertel ve halkı sokağa çağıran İstanbul Milletvekili Aykut Erdoğdu’ya sert tepki gösterdi.
“Sayın Cumhurbaşkanımıza hakaret ederek siyaset yaptığını düşünenlere seslenmek isterim ki; yel kayadan ne aparır?
Hiçbir şey aparamaz. Bugün CHP ve sayetçiliğe soyunuyor. Bir CHP’li milletvekili Manisa’da konuşmuş, ben Manisa Milletvekiliyim, kendisini şiddetle kınıyorum. Kendisi gazeteci ve Gazeteciler Cemiyeti Başkanlığı yapmış Türkiye’de, maalesef bu kadar tecrübeli bir şahsiyetin cumhurbaşkanını kastederek, eğer yiğitse, eğer mertse, eğer delikanlıysa Sayın Cumhurbaşkanının adını versin, neden söyleyemiyor, milletvekili dokunulmazlığı var. Söylesin ve hukuk önünde hesabını versin. Bunu söyleyemeyecek kadar da korkak kendisi” dedi.
A Haberde yayınlanan Ajans Hafta Sonun Programına telefonla bağlanan AK Parti Genel Başkan Yardımcısı ve Manisa Milletvekili Selçuk Özdağ, Uğur Dündar’ın Manisa’da sunduğu programda Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a hakaret eden CHP İzmir Milletvekili Atilla Sertel ve halkı sokağa çağıran İstanbul Milletvekili Aykut Erdoğdu’ya sert tepki gösterdi. Özdağ; “CHP’nin siyasi başarısızlıklarının arkasında bu siyasi üslup da vardır. Bu politik dilin terkedilmesi gerekiyor. Sözü olmayanların ya şiddete ya da hakarete başvurduklarını görüyoruz. HDP/PKK çizgisi şiddet çizgisi, hakaret ve iftira çizgisi de bu noktada CHP çizgisi oluyor. Bu metot fikri olmayanların metodudur. Yenilgilerin ve çaresizliğin bir noktada dili bu. Hakaret olmamalıdır bu dil, eleştiri olmalıdır, proje olmalıdır. O nedenle kem söz sahibine aittir” dedi.
CHP İzmir Milletvekili Atilla Sertel ve halkı sokağa çağıran İstanbul Milletvekili Aykut Erdoğdu’nun sözlerini bir acizlik ifadesi olarak değerlendirdiğini kaydeden Özdağ, “Siyasi kişiyi eleştirirsiniz, tenkit edersiniz. Siyaset bir noktada eleştiri sanatıdır. Ama hakaret bir eleştiri değildir. Cumhurbaşkanlığı makamı Türk milletinin birliğini temsil eden bir makamdır. Dolayısıyla o makama yapılan saldırılar, hakaretler, aynı zamanda o makamın temsil ettiği millete de bir saldırı, bir hakarettir” ifadesinde bulundu.
BUGÜNKÜ CHP MİLLETİ KUTUPLAŞTIRMAYA GÖTÜRÜYOR
Siyasilerin Eleştiri ve tenkitlerini millete örnek olacak hudutlar içerisinde tutması gerektiğini belirten Özdağ, “Bunu gözardı edenler Toplumun önünde olanlar üsluplarını iyi ayarlayamazlarsa, toplumu kavgaya, kamplaşmaya ve kutuplaşmaya teşvik ederler. Siyasetin kamplaşma, kutuplaşma ve kavga gibi bir görevi olmamalıdır. Hepimiz sorunlu değil, sorumlu bir dil kullanmak, sorumlu siyaset yapmak zorundayız. Sorumlu davranmalıyız. Bugün Kılıçdaroğlu ve CHP’li bazı Milletvekilleri sorumlu davranmamaktadır. Milletvekilleri de kendisini takip ediyorlar. Sözlerimizin sonuçlarını hesap ederek konuşmalıyız. Sayın Recep Tayyip Erdoğan'a yapılan hakaret ona inanan, ona oy veren, onu seven insanların hepsine yapılmış demektir. En azından onu sevenler ve ona oy verenler böyle algılamaktadırlar. Bu şekilde sadece bir birimizi hırpalamıyoruz. Türk demokrasisini de hırpalıyoruz, sandığı hırpalıyoruz, millet iradesini hırpalıyoruz, Türkiye Büyük Millet Meclisi'ni hırpalıyoruz. O nedenle biz hep birlikte yeniden düşünmeliyiz. Sayın Kemal Kılıçdaroğlu’nu ve eleştirilerini hakaret desrecesinde yapan CHP’li Milletvekillerini daha makul, daha ahlaklı, daha mutedil bir siyasi üsluba davet ediyoruz” diye konuştu.
Sokağa çağrıda bulunan Erdoğdu ve CHP’li Milletvekillerini eleştiren Özdağ, “Atalarımızın çok güzel bir ifadesi vardır; ‘Üslubu beyan, ayni ile insan’ diye. O nedenle CHP milletvekilleri sokağa çağrıda bulunuyorlar. Biz Gezi olaylarını yaşadık, daha önce bu ülkede darbeleri yaşadık. Biz 12 Eylül öncesi sağ-sol olaylarını yaşadık. Alevi-Sünni olaylarını, CHP-Demokrat Parti kutuplaşmasını yaşadık. O nedenle bizim devlet nizamımızda intizam vardır. Sokak kaosun dilidir, sokağa çağrı yapmak demokrasiye inanmamak demektir. Türkiye Büyük Millet Meclisi’ne ve millet iradesine inanmamak demektir” dedi.
ERDEMLİ CHP’LİLER KILIÇDAROĞLU’NA GEREKEN DERSİ VERECEK
Özdağ sözlerine şöyle devam etti; "Daha önce de bazı CHP milletvekilleri ‘Yolumuz Sinan Cemgil’in, Mahir Çayan’ların yoludur’ diyerek geçmişte polis öldürenleri meclis kürsüsünde kutsamışlardı. ‘Türkiye Kurtuluş Savaşı’nda soykırım yaptı’ diyen milletvekilleri vardı bu CHP’de. CHP artık Atatürk’ün kurduğu parti değildir. Atatürk’ün yolunda gidenlerin partisi değildir. Bu partilere oy verenleri bir kez daha düşünmeye davet ediyorum. Sayın kılıçdaroğlu, yenilgilerinden mütevellit parti içi muhalefeti susturmak adına Sayın Cumhurbaşkanına saldırarak, hakaret ederek güya bu muhalefeti susturmak ya da ertelemek istiyor. Erteleyemez, CHP’de erdemli insanlar da vardır. Düşünen ve ahlaklı siyaset yapanlar vardır. Onlar Kılıçdaroğlu’na er geç hakettiği dersi vereceklerdir. CHP bu dille, bu söylemle, bu üslupla asla sandıktan çıkmaz. Türkiye’nin sorumlu ve güçlü bir muhalefete ihtiyacı var. Çünkü güçlü muhalefet güçlü iktidar demektir. CHP’nin bu tür milletvekillerine karşı aklıselim milletvekilleri de gerekeni yapacaklardır. Ne demek ‘diktatör bozuntusu’, ne demek Sayın Cumhurbaşkanımızı bir noktada tahkim etmek, tahkir etmek, tehdit etmek ve hakaretamiz ifadelerle suçlamak? Sayın Cumhurbaşkanı 10 seçim kazanmış bir insan. Türk siyasi hayatına damgasını vurmuş ve Gazi Mustafa Kemal’den sonraki en büyük lider unvanını seçmenlerden, Türk milletinden ve Türkiye Cumhuriyeti devletinin seçkin vatandaşlarından almış olan bir şahsiyet, bir karizma, tarih kendisini yazıyor. 10 seçim kazandı ve kurduğu parti de 11. Seçimini kazanarak tek başına iktidar oldu.”
BUGÜNKÜ CHP MİLLET İRADESİNE İNANMIYOR
“CHP seçmenini düşünmeye davet ediyorum. Sayın Kılıçdaroğlu ve milletvekillerine de lütfen temiz dil kullanın, lütfen doğru dil kullanın, muhalefet hakaret etmek değildir, proje üretin çağrısında bulunuyorum. Bunu da en kısa zamanda yapacaklardır, çünkü Türk siyaseti, Türk demokrasisi bu tür dilleri kaldıramaz. Kaldırması mümkün değildir. Sokağa çıkıp direniş ne demektir. 12 eylül öncesi kurtarılmış sokakları, kurtarılmış mahalleleri vardı. PKK da bugün kurtarılmış ilçelerimiz olsun, kurtarılmış illerimiz olsun istiyorlar. Birileri de sokaklarda direnmek istiyorlar. Neden sokaklarda direniyorsunuz? Gidin insanların gönüllerine girin, projelerinizi anlatın, AK Parti’nin eksikleri varsa onları söyleyin. Milletin gönlünde taht kurun ve sandıkla gelin. Sokakla kimse gelemez, sokakla gelenler sokakla giderler. Sandıkla gelenler yine sandıkla giderler. Demokrasi sokak değildir, sandıktır ve millet iradesidir. Millet iradesine inanan bir CHP özlemi içerisindeyiz. İnanan milletvekilleri özlemi içerisindeyiz. İnanan bir muhalefet partisi lideri özlemi içerisindeyiz.”
Güncelleme Tarihi: 26 Ocak 2016, 09:19