Ülkemizin ekonomik anlamda yaşadığı iyi veya kötü her gelişmenin hızla etkilediği kesimler içinde alt gelir grubu diye tanımlanan düşük gelirli aileler vardır. Türkiye’de insanlarımızın yıllara göre satın alma gücünü ölçme adına farklı yöntemler ve hesaplamalar yapıl maktadır.
Bu hesaplamalar sonucunda 2002 öncesi hükümetler döneminde alt gelir grubunda bulunan insanlarımızın daha çok bulunduğu ve dahil edildiği asgari ücret ve artışlarının değerleri ile kaç çeyrek altın alınabildiği, sonraki hükümetler döneminde yapılan asgari ücret ve artışları ile ne kadar azaldığını gösteren paylaşımları Facebook veya diğer internet medyasında her birimiz görmüşüzdür.
Yıllar içerisinde Türk Lirası bazında sürekli artış gösteren asgari ücret maaş tutarlarının, satın alma gücü sadece altın karşısında değil hayatın her alanında, her üründe azalan bir görünüm oluşturdukça bu gelir grubu insanlarımızın beslenme alışkanlıkları da değişmiştir.
Vücudumuzun enerji ihtiyacını karşılamak için beslenme kaynakları içinde et, tavuk yumurta ve balıkta bulunan proteinler önemli yer tutmaktadır. Pandemi sonrası tüm dünyada olduğu gibi bizim ülkemizin ekonomisinde de yaşanan enflasyon Türkiye tarihinin gördüğü en yüksek oranlara gelmesine şahit olduğumuz bugünlerde tüm ürünlerde enflasyon nedeniyle yaşanan anormal fiyat artışları alt gelir grubunda bulunan asgari ücretli insanlarımızın bırakınız, et, kıyma alabilmesini tavuk etini bile almasını zorlaştırmaktadır.
Enflasyon nedeniyle bu aileler kendi içinde yaptıkları tasarruf tedbirleriyle öğrenci olan çocuklarına verebildikleri harçlık oranlarını bile azaltmaya çalışmakta bu yüzden genel de öğrenci kardeşlerimizin severek tükettiği tavuk dönerini bile satın almakta zorlandığını görmekteyiz.
Bunun böyle olduğunu görebilmek ve dile getirebilmek her insanımız için vicdani bir meseledir.
Mevcut hükümetin devlet yönetimini devraldığı, tek başına iktidara geldiği 2002 yılında yüzde 70 seviyelerinde bulunan enflasyonu 2002 ve 2018 yılları arasında dünyadaki diğer ülkelerin enflasyon rakamlarına indirebilmeyi bu seviyede kalabilmesini başardığını ama günümüzde gene yüzde 70 seviyelerine getirdiği gerçeği rakamsal bir gerçeklik olarak gözümüzün önünde durmaktadır.
Ülkemiz insanının içinde yaşadığı meselelere partisine duyduğu yüksek sevgi nedeniyle doğru ve hakkaniyetli bir bakış açısı oluşturamayan her konuda olduğu gibi bu konuda bile hükümeti ve partisinin uygulamalarının doğru olduğunu ısrarla savunan insanların yorum ve düşüncelerinin kendi vicdan terazilerinde tartmaları gerektiği gün yüzü gibi aşikardır.
Hükümetin bu ekonomi politikalarının doğru olduğunu ısrarla savunanlar kendisi enflasyon sayesinde sahip olduğu mal mevcudunun değerinin artması sayesinde servetinin artmasıyla gözleri kamaşanlar, alt gelir grubunda bulunan insanlarımızın tavuk dönere hasret yaşamlarını fark edememektedir.
Düne kadar kedilere vermek için alınan tavuk ciğerinin artık et kıyma balık veya tavuk ürünlerinin aşırı pahalı olmasından dolayı satın alamayan insanlarımız tarafından tavuk ciğerinin tek protein kaynağı olarak görmeye başlamıştır.
Tüm marketlerde tavuk ciğerinin en çok satılan gıda ürünlerinden biri haline gelmesini görmek için tertemiz bir kalp, vatanına, milletine karşı sadakat ve vefa hisleriyle dolu bir beyin ile gerçekleri tüm yönleriyle görüp bu alt gelir grubunda bulanan insanı için üzülen yaşlı buğulu gözlere ihtiyaç vardır.
Ülkemiz bu hükümet tarafından her konuda olduğu gibi ekonomi konusunda da iyi yönetilmediğini daha iyi yönetilmesine ihtiyacı olduğunu dile getirmek de vicdanlı her Türk insanının vazifesidir. Aşağıda bırakacağım görsel İMF veri tabanı tarafından paylaşılmıştır. Görsel 2002 yılından günümüze enflasyonu gösterirken,. 2021 sonrası uygulanan ekonomi politikalarının enflasyonu arttırdığını görebilmeniz için dikkatle bakmanız yeterli olacaktır.
ERSİN FINDIK
Yüreğine bileğine sağlık kardeşim