--------------------------------------------------------------------

--------------------------------------------------------------------

--------------------------------------------------------------------

--------------------------------------------------------------------

--------------------------------------------------------------------

--------------------------------------------------------------------

--------------------------------------------------------------------

--------------------------------------------------------------------

--------------------------------------------------------------------

--------------------------------------------------------------------

-----------------------------------------------------------------------

------------------------------------------------------------------------

------------------------------------------------------------------------

------------------------------------------------------------------------

------------------------------------------------------------------------

------------------------------------------------------------------------

------------------------------------------------------------------------

------------------------------------------------------------------------

------------------------------------------------------------------------

------------------------------------------------------------------------

------------------------------------------------------------------------

SELAHATTİN DEMİRTAŞ'A İHTAR

Selahattin Demirtaş Hakkari Yüksekova İlçesi'nde yapmış olduğu konuşmada, 17 Eylül’de Ankara’da yapılacak olan "Teröre hayır, kardeşliğe evet" yürüyüşünü organize eden Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği’ni (TOBB) eleştirerek:

TOBB, "bayrağını al gel teröre karşı yürüyelim" diyor. Sanki Kürtler bayrağa saldırmış. Bu çarpıtmadır. Tehlikelidir. Omuz omuza, el ele barış için yürüyelim. Ama halkı tahrik etmekten kaçının. İnşaat işçileri Bolu Mudurnu’da 7.5 saat mahsur kaldı, yakılmak istendi. Ankara’da yürüyecek olan sendikalara sesleniyorum. Biriniz gidip Bolu’daki işçilerin yanında olsaydınız. Sendika değil misiniz? Utanmıyor musunuz? Barış, ateşkes, müzakere diyelim.

Hisarcıklıoğlu sarayı savunacağına, gel buraya halkını savun. Sarayın talimatlarıyla sokağa çıkacağına gel buraya. Saray sıkıştı, bunlara ’protesto edin’ dedi. Gücün yetiyorsa git sarayın önünde protestonu yap, barış iste. Irkçılık, milliyetçilik yapmayın. Kürtlere karşı ırkçı eylemleri tetiklemesin kimse. Biz faşizme bulaşmadık, bulaşmayacağız. Biz ’bir Kürt dünyaya bedeldir’ demedik. Siz burada Türk olan doktorların, öğretmenlerin elini sıkın çay içirin.

Kendilerini güvende hissetsinler. Tansiyonu düşürmek için çabalıyoruz. Gençlerimizi ölüme terk etmeyiz. Bedel ödemesi gereken varsa biziz. Gençlerimiz eline silah almasın diyoruz. Karanlık çok diye umutsuzluğa kapılmayın. Işık göründü. Bahar çok yakında. Öcalan da müzakereden yanadır."
Ey Selahattin Demirtaş çıkmış teröre karşı bayrak ile yapılacak yürüyüşe tepki gösteriyorsun!
Arkadaş bu yürüyüş teröre karşı, Kürt halkına karşı değil!

Kendini terörist olarak sayıyorsan eyvallah!
Legal bir siyasetin temsilcisi olduğunu ispat etmek istiyorsan, tarafın teröristlerin tarafı değil, bayrak ile teröre karşı yürüyenlerin tarafı olmalıdır!
Legal yolu mu seçeceksin, yoksa illegal yollar ile kahpece askere-polise kurşun sıkan teröristlerin yolunu mu?
Önce buna bir karar ver!

Birde diyorsun ki:
"Irkçılık, milliyetçilik yapmayın."
E tamam da kardeşim, siz ne için sahalardasınız?
Anayasal olarak kimliğiniz tanınması için değil mi?
Madem kimlik sizin için önemli değil, kimliksiz bir şekilde yaşayın gitsin o zaman.
Veya kimliği için, bayrağı için, devleti için yürüyenlere dil uzatmayın!
Bu devleti bölmeye kalkanlara karşı gösterilen reaksiyonlar için kardeşlik nutukları atmayın!

Bu ülkede yaşayan insanların kültürel kodları bellidir.
Vatan ana, devlet babadır.
Hükümetler geçici, devlet ise bizimdir.
Hükümetlerin yapmış oldukları hataların faturasını Türkiye Cumhuriyeti Devleti'ne kesme gafletine ve ihanetine kalkışmayın!
Bu ülkede mütedeyyin insanlara da Ülkücüler'e de solculara da her türlü psikolojik baskı ve işkence yapıldı.

Lâkin sol gruplar hariç hiçbiri devlete baş kaldırma gafletinde bulunmadı.
Devlet var ise hepimiz varız, devlet yok ise hiçbirimiz yokuz!
Bu kadar açık ve net!

Yazının Dibi; ey Selahattin Demirtaş! Terör örgütünün meclisteki taşeronu olmanıza rağmen, söylemlerinizi Türkiye odaklı merkeze aldığınız vakit, Türkiye Cumhuriyeti tarihinin en büyük legal temsil hakkını kazandınız. Bu milletin mayasında ırkçılık yoktur! Eğer bu milletin damarlarında ırkçılık dolaşsaydı, kurunun yanında yaşta yanar, Türkiye Cumhuriyeti Devleti çatısı altında bir tek Kürt dahi barınamazdı!
Selâm, sevgi ve muhabbet ile...

Not: Çözüm süreci çerçevesinde, Akil Adamlar Akdeniz Bölge Başkanı olan Rıfat Hisarcıklıoğlu'nun bayrak yürüyüşü samimiyetine zerre itimatımız yoktur! Dünde sarayın doğrultunda hareket ediyordu, bugünde. Lâkin Selahattin Demirtaş'ın derdi bayraktır, Rıfat Hisarcıklıoğlu değil! Yazımız da bundan dolayı kaleme alınmıştır.

BURAK KILIÇASLAN

YORUM EKLE


         Kirkagac.Net