Çocukluğumu hatırlatır çocukluğumun geçtiği yılları.
Dut ağacının en sağlam dalına kurulan salıncak avlunun bi başından bi başına sallanırken komşunun evinin avlusunu bile gördüğümüz o yılları hatırlatır.
Hem sallanıp hem de ağaca konan kumru seslerini dinlediğim ‘guguuuk guk (çok dövdüüüü) guguuuk guk’ diye kumruların öttüğü o yılları. İnsandan kuşa döndüğünü üvey annesinin boynuna geçirdiği kızgın maşayla yanarak boynunun siyah olduğunu ve o acıya dayanamadığı için Allah ım beni kuş yap da uçup gidivereyim diye üvey kızın dua ettiğini ve kuşa dönüşüp uçup gittiği kumru hikayesini hatırlatır dinlediğim ve o günden sonra kumruların insan olduğuna inandığım o yılları hatırlatır.
Annemin ilmek ilmek dokuduğu halı sesleriyle uyandığımız.
Tıkıdık tıkıdık kirkitle ilmekleri sıkıştırdığı yılları yani. Hatta yaşlı teyzelerin ‘bana kibrit suyu al deyip bizi bakkalla gönderdiği, bakkalla ‘kibrit suyu da neymiş bende öyle bi şey yok’ deyip anlaşmazlığa düştüğümüz, aslında teyzenin ispirto suyu istediği o yılları hatırlattı.
Sinek ilacı arabasının arkasından koşup sanki bir bulutun içindeymişim gibi hissettiğim yılları. Bayramlarda el öpüp mendil ya da şeker aldığım yılları hatırlatır.
o kadar güzel anlatmışki gözlerim doldu