40 Yıl öncesi gibisin Kırkağaç…
Yıl 2019 Kırkağaç, ama hala 40 yıl öncesi gibisin.
Kusura bakma fakat ne yazık ki öylesin. 1 adım ilerlesen ne olur sanki?
Gençliğin geleceğine bıraktığına bakar mısın; sade küfür, mesleksizlik, dedikodu ve umutsuzluk.
Kahve önlerinde masalar, masalarda yaşlı, genç erkekler.
Mesleksiz, umutsuz, mutsuz ve stres dolu. Hala kadınların, kızların yürürken geçtiğinde o, kahvelerin önünden, kirletilmiş duyguların mızrak gibi saplanan bakışlarınızın işgalinde.
Sanki her birinizin eşi, kızı yokmuş gibi sorumsuzca bakıyorsunuz, iliklerine kadar rahatsız edercesine onlara.
Önyargı ve dedikoduyu henüz yenememiş berbat durumdasın Kırkağaç. Acı ama gerçek ne yazık ki bu.
Dinamiklerine Baksana Kırkağaç…
Yerel seçimler geçti. Kırkağaç’ı yönetmeye aday olan insanların şimdiki durumuna bakıyorum; seçilmiş olanın resmi ziyaretleri zaten olması gerekenler. Buna bakmayı sonraya bırakıyorum.
Fakat diğerlerinin aldıkları sorumluluklarına ne kadar sahip çıktıkları ve kendilerine verilen bir tane bile olsa o, oy sahibine sahip çıkıyor olmalarını gözlemliyorum.
Hangisi seçmeni ile hala kucaklaşma sevdasını sürdürüyor.
Düşüncelerine zinhar katılmadığım, ama durumuna da sessiz kalamadığım birini görüyorum. Hasan Karaosmanoğlu. Evet düşünceleri, saptamaları ve bakış açısı bana göre baştan aşağı temelsiz ve geleceği olmayan bir yol. Ancak şu bir gerçek ki, hatasız insanlar değil mükemmeli bulanlar, mükemmele erişenler deneyenlerdir. Doğru eğri gözetmeden içinde ki dinamizmi hayata uygulayanlardır.
İşte Hasan Karaosmanoğlu bunlardan biri. Kendisinin hiçbir öngörüsünü doğru bulmuyorum ve hatta bazen çok gülüyorum…Amma ondan başka da Kırkağaç için bir şeylerin değişmesi için çaba sarf eden göremiyorum.( En azından benim erişebildiğim mecralarda) Takip etmeyi öneriyorum ve takip ediyorum. Ve diliyorum ki zaman onu da eğip bükerek doğruya uydurur.
Ve ona dair paylaşımlarından geriye bir soru gönderiyorum.(Yanıtlaması için değil. Sadece düşünmesi için) Otoyol açıldı. Kaç Pazar geçti (“Pazar günü göreceksiniz” demiştiniz)…Kırkağaç’ta değişen bir şey var mı kardeşim? Bu konudaki düşünceni yüz yüze gelince umarım ki konuşabiliriz. Matematik önemli bir bilim dalıdır…
Kırkağaç Sosyal Yaşamın Nerede?
40 Yıl öncesi daha yeşil ve sağlam kaldırımlarında, büyük parkın gecelerinde bir bardak çay tadı ile dondurmaya yer açması için az içilen soğuk suyun serinliği ne yazık ki ilerlememiş… Hala aynıdan daha da geride. Yazık. Çok mu zor iki caddeyi canlı yapmak ? Aydınlatma yetmez aynı zamanda yerli halkına dönük küçük tezgahlarla o caddeler nasıl canlandırılamaz ? Her yerde bulunmayan ucuz ve çocukların iyi birer insan olarak yetişmesine yardımcı olabilecek şeylerin akşamları kurulan tezgahlarda insanlara sunulması çok mu zor ?
Kırkağaç’ta 3 tane oyuncu yok mu, Belediye onları kadrosuna katsa, her akşam parklarda palyaço, Hacivat-Karagöz vs. gibi oyunları ile çocuklar ve büyükler üzerinde farkındalık yaratsa…Çok mu zor bunlar?
Ah Kırkağaç ah…Aslında yapabilirsin bütün bunları, ama bir yerde tıkanmışlık var belli. Aç onu.
Temizlik Ruhu Toplumsal Olarak Yok.
Cadde ve sokaklarda toplumsal ihmalden kaynaklanan kirlilik çok büyük. Plastik poşetler insanın yürürken yüzüne geliyor. Bunu belediye mi gelip toplasın diye beklenir a Kırkağaç ? Atma sokağa. Attıysan eğil al. Utanmalısın. Okul duvarlarına çektiğin tel örgülere bak, ihmalini yüzüne vuruyor.
Utanmalısın. Çocuklardan utan artık.
Sokaklarda rüzgarla dans eden o plastik poşetlerin her biri, ellerinde, evine para ödeyerek götürdüğün değerlerin taşıyıcısıydı…Sonra içinde ki değeri alıp, doğaya, yüzlerce yıl kirlilik oluşturacak o poşetleri kapı önüne atıyorsun Kırkağaç…Yazık, günah.
Bunun bedelini sevmeye, koklamaya doyamadığın o bebeler ödeyecek, her biri ileriki yıllarda hastalıklardan yataklara düşecekler…Ve bunu sebebi de bu günkü sen olacaksın Kırkağaç…
Utan, duy, anla ve uyan artık…Yeter de lütfen.
Genç Bekçiler Yakışıklı Delikanlılar
Bekçilik mesleğine yeniden dönüş kuşkusuz yerinde bir uygulama oldu. Kırkağaç’lı genç delikanlı Bekçilerin yıllar öncesi son Bekçilerden haberi var mı? Olması lazım. Onları tanımalılar. Deneylerinden yararlanma adına onları bulup konuşmalılar. Benim bildiğim o günlerin Baba Bekçilerinden hala Kırkağaç’ta yaşayan “Bekçi Kamil Dayı” yı bulup konuşmaları kendileri için mesleki anlamda faydası olacaktır.
Onların gece yarıları, bir nefes düdükleri ile huzur bulan Kırkağaç sokakları, Onlara çok şey borçludur. Bulun çocuklar onu oturun bir sohbet ortamı yaratın, çok değerli bilgiler edinirsiniz. Sosyal medyada paylaşımları olan, Bekçi Hıdır Uğur, ekleyin hesaplarınıza yazışın, “Emniyetin Azı Dişi Bekçi Hıdır Dayı” çok değerli bilgiler verebilirler size. Onlar gibi dost, onlar gibi, halkın huzuruna, halkın huzurunu bozmadan sahip çıkabilirsiniz.
Gecelerin güvencesiydi hepsi. İyiyi-kötüyü, arlıyı-arsızı, hırlıyı-hırsızı hepsini derinden bilirlerdi. Yöntemleri sadece insan olmadan geçerdi hepsini tanıdım. Geceleri beraber oldum çok zaman onlarla…Soğuk kış geceleri sabaha doğru, sıcak ekmek, tere yağı, zeytin, salça, ekmek, birde sıcak çay…Hala tadına eşdeğer bulamadığım kahvaltılar.
Arayın bulun onları Genç Bekçi kardeşlerim, çok bilgi paylaşacaklardır sizinle.
MUAMMER GÜNEŞ
Bir tarikatın güdümünden çıkıp, başka tarikatın güdümüne giren memleket insanından, ne kendine, ne memleketine, ne de ülkesine hayır gelir...