Doğaya düşmanlık yaparken doğadan faydalanan insan evladı, çek elini doğadan. Yaşam hakkı tanımış san yüce yaratan! Ya layık ol gereğini yap, yeryüzünde onu temsil et, ya da çek git buralardan.
Buralardan daha yaşanılır bir gezegen bulursan yolun açık olsun, haydi git güle güle. Gökyüzünden bakınca mavi gezegen kızıllaşıyor, senin marifetinle yaşanamaz hale geliyor.
Çek git buralardan, iyisi mi sen hiç yaşama! Bir an için nefes alma, dağların doruklarından akan sulardan kana kana içme, yamaçlardan süzülen rüzgârla serinleme, yemyeşil otlarla yayılan ineklerin sütünden içme, nazlı nazlı salınan ekin başaklarından alınan buğdayı öğütme, senin her suçunu affeden toprağa ayak basma!..
Doğaya kin besleyen, adına insan denen yaratık, en iyisi sen hiç yaşama!
Yeryüzünde her şey senin emrine verilmiş sanıyorsun, canlı-cansız varlıklar sana muhtaçmış gibi davranıyorsun, yapma! Böyle yapma, kendi ellerinle bu doğayı yakma, tüketme!
Bir şeylere kafan bozulmuş anlaşılan. Ülkede her şey senin aleyhine işliyor gibi hissediyorsun. Özgürlüğünü elinden almışlar, seni ötelemişler, burayı vatan gibi göremiyorsun.
Ya da gelir dağılımındaki adaletsizliğe kızdın, zenginlere kızdın, işsiz kaldın, evde huzursuzsun. Ya da iş yerinde huzursuzsun, belki de senelerdir temelsiz iddialarla beynini yıkamışlar. Kısacası sen her şeye karşısın.
Hıncını çıkarmak için yola çıktın, aldın eline benzin bidonunu, ya da kibriti, ya da çakmağı. Amaçların uğruna yaktın ateşi. Seni mutlu eden sese kavuştun, o ne rahatlatan bir hışırtı. Giderek arttı, arttı arttı, poyrazla kuvvetlendi, adeta bir canavara dönüştü. Bir an panik oldun belki, o ânları geri almak istedin ama çok geç kaldın. Tutuştu, tüm gezegen tutuştu.
Tutuştu, insanlık tutuştu, tüm varlık, tüm âlem tutuştu. Yeryüzündeki tüm inançlar, boşa kürek çekilen idealler tutuştu, yandı kül oldu bitti. Geçmiş olsun, sen de yoksun artık.. Geçmiş olsun.
İyisi mi sen hiç yaşama artık! Keşke doğmasaydın, hiç var olmasaydın. Annen yaşıyorsa bir daha elini öpme, seni bağrına basmaz artık, sen demesen de hisseder elindeki ateşi. O ateşte o da yanar. Yaklaşma sevdiklerine, evladın varsa öğüt verme, ondan hayır bekleme. Yakarsın, şu andan itibaren etrafında kim varsa yakarsın, yazık onlara!
Sen iyisi mi hiç doğma. Doğduğunda konulduğun beşik, sana sarılan pamuk örtü, kullanılan su, emzirilen süt yandı. Sana harcanan emekler yandı. Okulda oturduğun sıra, eline aldığın kalem, yazı yazdığın kara tahta, kitap, defter yandı.
Ormanı yaktığın bidon, çaktığın çakmak gazı, kibrit, doğadan sana verilen hediyeydi. Yandı.
Onlarla beraber tüm masum canlılar yandı, ülke serveti yandı. Elinde su taşıyan fedakar insanlar yandı. Seni insan yerine koyan herkes yandı.
İyisi mi sen yaşama artık!
RAHİME ALCAN
Yüreğine sağlık. İçimizden geçeni dillendirmişsin. Muhabbetle...