İyi bir okur olmak çaba ister. Asla yılmamak, sabırla, istikrarla denemek gerek.
Yarım bırakmaktan, bunalmaktan korkmamak, doğru tercihler yapmak gerek.
Çoğu insan kitap okuyamadığını düşünür, geçmişte denemiş, başaramamıştır.
Eğer böyle bir durumu tecrübe ettiyseniz haklısınız. Kitaplar insanı mutlu etmeli, iç huzuru yaşatmalı.
Gülümsetmeli, hayatın çekilmez yönlerini gösterirken sıkmamalı, ince bir mizahla sizi rahatlatmalı.
Öyle kitaplar okumalısınız ki, çabuk bitmeli, elinizde sürünmemeli. Siz rahat koltuğunuzda otururken okuduğunuz kitabın serüvenine yaklaşabilmeli, yazarın yarattığı mekâna gidebilmelisiniz.
Bunları yaşayamıyorsanız demek ki ortada sorun vardır.
Ben asla kitap okuyamıyorum dedirtecek kadar kötü tecrübeleri bir tarafa koymanın zamanı gelmiş demektir.
Hayatın her alanında yaptığımız yanlış seçimler yaşam standardımızı düşürdüğü gibi yanlış seçilen kitaplar da entelektüel seviyemizi düşürüyor. Her zaman doğru tercihler yapalım. Bunun için de kitap seçerken seçtiğimiz kitaplar hakkında yazılan yazıları, onu okuyan okurların ve eleştirmenlerin görüşlerini önemseyelim.
Kitap okumak isteyen her okurun yaşadığı ortamı, yetiştiği kültürü, hayatı algılayışı farklıdır. İlkokul, ortaokul mezunu ev hanımı ya da esnaf, işçi, lise veya üstü tahsil yapmış kişilerden daha iyi okur olabilir.
Okur olma yaşı ile tahsil her zaman doğru orantılı gitmez.
Defalarca klasiklere, uzun romanlara başlayıp bıraktıysanız, kaldığınız yerde okuduğunuz bölümleri bile hatırlamıyorsanız bırakın zorlamayın. Akıcı, kısa hikâyeler her ortamda kolay okunur. İçinde birden çok hikâyeler toplanmış kitaplarla devam edip uzun hikâyelere geçersiniz.
Türk edebiyatı ve hikâye türüne büyük katkı sunmuş, kendine has kalemini oluşturmuş bir yazar olan Mustafa Kutlu’nun eserleri genellikle uzun hikâye türüne giriyor. Onun eserlerine başlarsanız elinizden düşüremezsiniz, asla yarım bırakıp atamayacağınız kitaplardır. Yazar size seslenir çoğu yerde, dikkatinizi toplamanız için uyarır. Sanki karşınızda canlı bir anlatıcı vardır, gözleriniz uzaklara dalarken şişt diye dürtüverir.
Mustafa Kutlu’yu okumak hayatı okumaktır. Onun eserlerini okumak insanları anlamak, yaşadığımız ortamı, çatışmaları, umutları, özlemleri, yitirdiğimiz değerleri tekrar kavramaktır. Onu okumak, giderek birbirimizden uzaklaştığımız bu zamanda insanî değerlerimizi hatırlamak, sevgiyle gülümseyebilmektir.
Kutlu’nu kitapları sade ve akıcıdır. Bizi, sıradan insanı anlatır, kendinizi ve çevrenizi bulursunuz eserlerinde. Kitap okumaktan sıkılıyor, yarım bırakıp bir daha yanına yaklaşamamaktan korkuyorsanız üzülmeyin.
Anadolu insanını anlatır, yaşadığınız kasabaları, köyleri bulursunuz. Büyük şehrin hallerini de anlatır. Teknolojinin yalnızlaştırdığı insanları anlatır.
İnsanların doğaya müdahalesi, hantal işleyen bürokrasi, insani ilişkilerdeki çıkmazlar, doğal yaşam alanınızda karşılaşabileceğiniz tüm sorunlarla tiplemeleri gözlerinizin önüne serer, “İşte bu” dersiniz, “Etrafımda var ben de biliyorum böyle durumlar.”
Bunun bana ne faydası var diyebilirsiniz. Okumak insanları ve yaşamı anlamayı kolaylaştır. Kişiler arası çözümlenemeyen, sadece iletişimsizlikten kaynaklanan durumları ortadan kaldırır.
Çok okuyan kişiler, kendini ve duygularını sinirlenmeden, öfke kontrolünü kaybetmeden rahatlıkla ifade edebilir. Sınırlı kullandığımız kelimeler, el kol hareketlerimiz bizi anlatamıyor artık. Duraklamalar, kelime tekrarları, yanlış kullanılan kelimeler, klişeleşmiş sözler karşıdakinin gönlüne sirayet edemiyor. Aile ve iş yaşantılarında çıkan çatışmaların nedeni genellikle yanlış anlaşılma ve yanlış kullanılan kelimeler oluyor.
Uzun aradan sonra tekrar kitap okumaya başlamak isterseniz Mustafa Kutlu’nun Mavi Kuş hikâyesi listenizin başında olsun.
Hayatın içinden hikâyeler yazarak kendine özgü bir anlatım tekniği geliştiren Mustafa Kutlu’nun bu kitabı kapak tasarımı ve adıyla hemen okuru kendine bağlıyor. Kapakta yer alan mavi, eski tip otobüs yazarın kendi çizimi.
Maviye boyalı bu otobüsün ismi de Mavi Kuş. Hikâyenin kurgusal mekânı bu hurda otobüs. Anlatılan hikâyeler de içinde bulunan yolcuların ve sıra dışı bir karakter olan şoförün maceraları. Kasabadan şehre, trene yetişmeye çalışan insanların hikâyeleri tren garında sürpriz bir sonla bitiyor. Hikâye içinde hikâye de diyebileceğimiz bu kitaptan alacağınız lezzet, okurken başka, bitince başka oluyor. Çünkü son cümlelerde öğrendiğiniz sürpriz sonuçla tekrar düşünüp, film sahnesi izlemiş hissi duyacaksınız.
Mavi Kuş, hurda görünümlü bir araç olmasıyla okurun zihninde bir imge oluşturmuş, okurun dikkatini canlı tutmuş, başarıyla kurgulanan bir hikâyenin ana ögesi olmuştur. Zıtlıklarla dolu bir atmosferde hurda otobüs asla mücadeleden yılmayan insanı ve onun mücadelesini anlatıyor. Yorgun bir demir yığını gibi kasaba meydanında duruyor, yola çıkınca da bir kuş gibi hür oluyor, tüm zorluklara rağmen adeta uçarak yolcuları hedefe ulaştırıyor.
Eğer internetten alışveriş yapıyor ve az kargo ücreti vereyim derseniz birden fazla kitap siparişi verin. Nasıl olsa okudukça devamını isteyeceksiniz. Mavi Kuş’la beraber Nur, Sıra Dışı Bir Ödül Töreni, Sevincini Bulmak adlı hikâyelerini okudum. Şu anda alışveriş sepetimde beş hikâyesi son işlemleri bekliyor.
Okuma alışkanlığınızı belli bir düzeye getirecek tercihlerle her kitap ufkunuzu açacaktır. Kutlu’nun eserleriyle hem manevi dünyanızı şekillendirecek hem de bizi anlatan hikâyelerle hayatın unuttuğumuz yönlerini tekrar hatırlayacaksınız. Bir daha elinizdeki kitap yarım kalmayacak, siz yarım kalmayacaksınız.
RAHİME ALCAN
bu yorumun üstüne hemen kitabı almam lazım. teşekkürler.