GEMİMİZ DALGALARLA BOĞUŞUYOR

Dalgalar kıyıya vuruyor, önce hafif, etkisiz, okşar gibi geliyor, sonra gederek kuvvetleniyor.
Kıyıya bıraktığı beyaz köpükler tekrar denize dönerken güç topluyor, her defasında daha kuvvetle kıyıyı dövmeye başlıyor.

Her vuruşta kıyıdan birkaç çakıl taşı alıp gidiyor. Bir bilinmeze doğru yol alıyor sürüklenen zavallı taşlar. Kim bilir hangi kıyıya vuracak ya da farklı bir etkiyle dibe sürüklenecek. Önce hafiften esen yel sebep oluyor, sonra daha kuvvetlisi geliyor, sonra fırtına çıkıyor… Sonra çalkalanma etkisini büyütüyor, enerjisini toplayıp var gücüyle saldırıyor. Dalgaların yavaşlaması zaman alıyor, ya rüzgâr dinecek, yada karşı bir rüzgâr esip ona direnecek.

Kıyıdan sürüklenen çakıl taşları en zayıf ve hafif olanlar. Yaşlılar, kronik hastalığı olanlar, vücut kitle indeksi yüksek olanlar.

Onlar zayıf halka olduğu için kolay sürükleniyorlar. Arkalarında doldurulamaz boşluklar bırakıyor görünse de zamanla yerlerini başkaları alıyor.

Bilemiyorum zihninizde canlandırmayı başarabildim mi? Dalga etkisi ve günlerdir dile getirilen ikinci dalga söylemlerini hayal edebildiniz mi? Sayın Sağlık Bakanımız karanın göründüğünü söyledi. Görünmüş ama ne yazık ki hâlâ kıyıda dalgalanma varmış. Her dalga başka bir dalgayı tetikliyor ve teknenin kıyıya yaklaşmasına izin vermiyor. Yaz ayları çabucak geçecek ve okullar açılacak. Biz bu dalgalanmalarla çocuklarımızı nasıl okula göndereceğiz?

Bizler hepimiz bir gemiye binmiş yolcular değil miyiz? Farkında mısınız yeryüzündeki tüm yolcular farklı bir gemide seyahat ediyoruz. Sonaltı aydır yaşadığımız salgın kâbusu bizi aynı gemide esir etti. Bu esaretten kurtulmamızın çaresi olarak bazı kurallar ortaya kondu. Bu kurallara uymadığımız için gemi yalpalanıyor ve kıyıdan giderek uzaklaşıyoruz.

Gemiyi yöneten ekiple beraber kurallar bizi güvenli limanlara götürecek. Her gemiyi farklı kaptanlar yönetiyor, ne kadar hızlı ve etkili kurallar koyarlarsa ve kurallara uyumu sağlarlarsa o denli başarılı olacaklar. Bu gemiler bir yandan birbirlerine bağlı çünkü aynı tehlikeli sularda yüzüyorlar. Salgının yarattığı aşırı dalga etkisiyle hep beraber derin sulara gömülebilirler.

Kaptanlar, gemideki yolculardan hareketlerini azaltmalarını istiyor, yolcuların kamaralarından çıkmamalarını, manzarayı yalnızca pencereden seyretmelerini, birbirlerine yaklaşmamalarını, sosyal mesafeyi korumalarını ve hijyen kurallarına uymalarını istiyor. Ama biz yolcular, özgürlüğümüze düşkün, kendi bindiğimiz dalı kesmeye alışmış insanlar olduğumuz için bir iki gün sonra dayanamıyoruz. Normalleşme adımlarını farklı algılıyoruz,başlıyoruz düzensiz hareketlere. Gemi yalpalanmaya başlıyor. Artan her bir hareket gemiyi bir o yana bir bu yana sallıyor. Bu gidişle gemi su alacak. Bu ve benzeri gemiler denizlerde çalkalandıkça dalgalanmaya sebep oluyor ve dalga giderek geminin kıyıya varmasına engel oluyor.

Kurallara uymama, boşvermişlik hastalığına yakalanmışız, giderek kronik bir hal alıyor bu hastalık. Önce ilaçla, terapiyle tedavi edilebilecekken ne yazık ki müzminleşince ya cerrahi müdahale ya bir uzvunu kesme ya da kapalı bir kliniğe yatırma gerekecek. İşte o zaman düşünmeye çok vakti olacak hastanın. Keşkeleri ve özlemleri olacak. Hiç uzaklaşmadığı kadar hayattan uzaklaşacak, hiç yaklaşmadığı kadar duaya yaklaşacak.
Ne yazık ki bu vurdumduymazlık hastalığı bireysel olmaktan çıkıp toplumsal bir hal alıyor. Herkes birbirinin mezarını kazıyor ve hiç tanımadığı insanların hayatlarına son veriyor.

Artık kendimize gelelim ve bu hastalıklardan kurtulmaya çalışalım.
Bireysel olarak farkındalık düzeyimizi arttıralım ve yolculuğumuzu güvenli bir şekilde sürdürelim.

Hareketlerimizi kontrol edelim, mümkün olduğunca gemi kaptanına ve ekibine yardımcı olalım.
Bu işi yönetmek, ekip olarak onların omzunda. Lütfen gemimizin güvenli bir limanda demir alması için kurallara uyalım.


RAHİME ALCAN

YORUM EKLE
YORUMLAR
Hatice Akbaş
Hatice Akbaş - 4 yıl Önce

Rahime hanım yazınızı çok beğendim bundan daha güzel nasıl anlatılırdı bilemiyorum çok güzel anlatmısınız .
Teşekkürler

Serpil Mergen
Serpil Mergen - 4 yıl Önce

Rahime Hanım,içinde bulunduğumuz durumu ne kadar anlaşılır ve güzel yazmışsıntebrik ederim. Kurallara ancak gerektiği için değil,yasak olduğu ve cezası olduğu için uyan bizler ne Zaman akılımızla hareket edeceğiz bilmiyorum. Sağlıkla kal.

Alp Özdemir
Alp Özdemir - 4 yıl Önce

Hocam çok güzel yüreğinize sağlık bu kadar sade güzel anlatılır.tesekkur ederim