Geçtiğimiz günlerde bir sahafa kitap almaya gittim.
Dini- İslami bölüm neresi diye sordum.
Aradığım bir kitabın olup olmadığını sordu, karşımdaki şahıs.
Edip Yüksel'in kitaplarına bakıyorum dedim.
Ben ona "Edip Yüksel nasıl biridir?" diye sormuşçasına, hemen atıldı:
"Edip Yüksel'i ben dinden saymıyorum ki! Müşrik! 1400 senedir sanki bunca âlim yanlış söylüyor, Edip Yüksel doğru söylüyor zaten. Hadis yokmuş. Her şey Kur'an ile anlaşılırmış. Namazın vakitleri mi yazıyor Kur'an'da?"
Tabii bununla kalır mı?
Kalmadı tabii ki.
Arapça bir şeyler söyleyip, kendi mütercimliğini de kendisi yaptı.
Yani, “ Edip de kimmiş, biz İslam’ı ondan iyi biliriz” havası vermeye çalışan, ata dini mukalliti bir tip!
“ Yanlış bir adam, okuma” diye de çıkışmayı ihmal etmedi.
Okumadan yanlış olduğunu nereden bileceğiz, sen de okumuşsun demek ki yanlış olduğunu biliyorsun diye cevap verdim.
Bunun üzerine kendisine yardımcı olan oğlu da geldi ve Edip Yüksel'in kitaplarını aramaya koyuldular.
Baya bir zaman geçti.
Bunun üzerine geldi yanıma ve dedi ki:
“ Aslında doğru söylüyorsun, okumadan yanlış olduğunu nereden bileceğiz? Yanlışı şerden öğrenmek lâzım.”
Akabinde, tekrardan Arapça bir sürü laf-ı güzaf!
Neden mi bu olayı sizinle paylaşma gereği duydum?
Hemen açıklayayım:
Bu düşünceler İslam dünyası ve özellikle bizim ülkemizde, vücudun tüm hatlarını sarmış olan kanser noktasına gelmiş durumda da ondan!
Adamın mezhebinden olmazsın, tekfir ederler!
Adamın tarikatından olmazsın, tekfir ederler!
Adamın siyasi partisinden olmazsın, tekfir ederler!
Sakal bırakmazsın, tekfir ederler!
Cübbe giymezsin, tekfir ederler!
Sarık sarmazsın, tekfir ederler!
Yahu arkadaş, herkes sizin gibi düşünmek zorunda mı?
Ne yani, Edip Yüksel Allah'ı mı inkâr etmektedir?
Ne yani, Edip Yüksel Peygamber'i mi inkâr etmektedir?
Ne yani, Edip Yüksel Kur'an'ı mı inkâr etmektedir?
Cenab-ı Allah'ın indirmiş olduğu Kitap'ta, herhangi bir mezhebin veyahut da tarikatın adı mı geçmektedir de Müslüman olmanın ön koşulu olarak bunu önümüze sunmaktasınız ve bu doğrultuda insanları tekfir etmektesiniz?
Ahmet Mahmut Ünlü, nam-ı diğer Cübbeli Ahmet Hoca'da Edip Yüksel için, mürted demektedir!
Yani, dinden dönen.
Buna kısas olarak gösterdiği delil de Kur'an, yani Allah'ın kelâmı değil, çağdaşları tarafından büyük bir âlim sayılan, Edip Yüksel'in rahmetli babası Sadrettin Yüksel'dir.
Sadrettin Yüksel oğlu Edip Yüksel'i mürted ilân etmiş!
Tamam da kardeşim, bundan bize ne?
Ölçümüz Sadrettin Yüksel midir, yoksa Allah’ın ölçülerimizi ortaya koymuş olduğu, Kur'an-ı Kerim midir?
Hem Cenab-ı Allah şiddetli bir şekilde ata dinine uyanlara karşı çıkmamakta mıdır?
Bilmiyorsanız iman etmiş olduğunuz Kitab'ı, aşağıya vereceğim Ayetler'i, beyin hücrelerinizi açarak, bir güzel okuyun:
“ Onlara: " Allah'ın indirdiği (kitabı)ne ve peygamber'e gelin" dendiği zaman:" Atalarımızı üzerinde bulduğumuz şey bize yeter" derler. Ataları bir şey bilmeyen ve doğru yolu da bulamayan kimseler olsa da mı?” (Maide Suresi Ayet 104)
“ Artık onların tapmakta oldukları şeyler konusunda, sakın kuşkuda olma. Daha önceleri, ataları nasıl tapıyor idiyseler, bunlar da ancak böyle tapıyorlar. Şüphesiz biz, onların paylarını eksiltmeksizin onlara ödeyecek olanlarız.” (Hud Suresi Ayet 109)
“ Sizin Allah’tan başka taptıklarınız, Allah’ın kendileri hakkında hiç bir delil indirmediği, sizin ve atalarınızın ad olarak adlandırdıklarınızdan başkası değildir. Hüküm, yalnızca Allah’ındır. O, kendisinden başkasına kulluk etmemenizi emretmiştir. Dosdoğru olan din işte budur, ancak insanların çoğu bilmezler.” (Yusuf Suresi Ayet 40)
“ Bu konuda ne kendilerinin, ne atalarının hiç bir bilgisi yoktur. Ağızlarından çıkan söz ne (kadar da) büyük. Onlar yalandan başkasını söylemiyorlar.” (Kehf Suresi Ayet 5)
“Biz atalarımızı bunlara tapıyor bulduk” dediler.” (Enbiya Suresi Ayet 53)
“ Dedi ki: “Andolsun, siz ve atalarınız apaçık bir sapıklık içindesiniz.” (Enbiya Suresi Ayet 54)
“ Onlara; “Allah’ın indirdiklerine uyun” denildiğinde, derler ki; “Hayır, biz atalarımızı üzerinde bulduğumuz şeye uyarız.” Şayet şeytan, onları çılgınca yanan ateşin azabına çağırmışsa da mı (buna uyacaklar)?” (Lokman Suresi Ayet 21)
“ Eğer doğru sözlüyseniz, şu halde atalarımızı getirin bakalım.” (Duhan Suresi Ayet 36)
“ Bu (putlar ise,) sizin ve atalarınızın (kendi istek ve öngörünüze göre) isimlendirdiğiniz (keyfi) isimlerden başkası değildir. Allah, onlarla ilgili ‘hiç bir delil’ indirmemiştir. Onlar, yalnızca zanna ve nefislerinin (alçak) heva (istek ve tutku) olarak arzu ettiklerine uyuyorlar. Oysa andolsun, onlara Rablerinden yol gösterici gelmiştir.” (Necm Suresi Ayet 23)
Kendi ellerinizle inşa etmiş olduğunuz putlarınızdan dolayı, Allah'ın sözüymüş gibi bunları insanlarla paylaşarak, Allah'a iftira atmayı bırakın!
Cenab-ı Allah Hud Suresi Ayet 18'de şöyle buyurmaktadır:
“ Uydurduğu bir yalanı Allah’a isnad edenden daha zalim kim olabilir? Onlar Rab’lerinin huzuruna getirilecek ve şahitler de: "İşte Rab’leri hakkında yalan uyduranlar! İyi biliniz ki Allah’ın lâneti zalimlerin üzerinedir." diyeceklerdir.”
Yazının Dibi; “ Allah, iman sahiplerinin Velî'sidir; onları karanlıklardan aydınlığa çıkarır. Küfre sapanlara gelince, onların dostları tağuttur ki, kendilerini nurdan karanlıklara çıkarır. Bunlar cehennemin dostlarıdır. Orada sürekli kalacaklardır onlar.” ( Bakara Suresi Ayet 257)
Selâm, sevgi ve muhabbet ile…
BURAK KILIÇASLAN
Dini- İslami bölüm neresi diye sordum.
Aradığım bir kitabın olup olmadığını sordu, karşımdaki şahıs.
Edip Yüksel'in kitaplarına bakıyorum dedim.
Ben ona "Edip Yüksel nasıl biridir?" diye sormuşçasına, hemen atıldı:
"Edip Yüksel'i ben dinden saymıyorum ki! Müşrik! 1400 senedir sanki bunca âlim yanlış söylüyor, Edip Yüksel doğru söylüyor zaten. Hadis yokmuş. Her şey Kur'an ile anlaşılırmış. Namazın vakitleri mi yazıyor Kur'an'da?"
Tabii bununla kalır mı?
Kalmadı tabii ki.
Arapça bir şeyler söyleyip, kendi mütercimliğini de kendisi yaptı.
Yani, “ Edip de kimmiş, biz İslam’ı ondan iyi biliriz” havası vermeye çalışan, ata dini mukalliti bir tip!
“ Yanlış bir adam, okuma” diye de çıkışmayı ihmal etmedi.
Okumadan yanlış olduğunu nereden bileceğiz, sen de okumuşsun demek ki yanlış olduğunu biliyorsun diye cevap verdim.
Bunun üzerine kendisine yardımcı olan oğlu da geldi ve Edip Yüksel'in kitaplarını aramaya koyuldular.
Baya bir zaman geçti.
Bunun üzerine geldi yanıma ve dedi ki:
“ Aslında doğru söylüyorsun, okumadan yanlış olduğunu nereden bileceğiz? Yanlışı şerden öğrenmek lâzım.”
Akabinde, tekrardan Arapça bir sürü laf-ı güzaf!
Neden mi bu olayı sizinle paylaşma gereği duydum?
Hemen açıklayayım:
Bu düşünceler İslam dünyası ve özellikle bizim ülkemizde, vücudun tüm hatlarını sarmış olan kanser noktasına gelmiş durumda da ondan!
Adamın mezhebinden olmazsın, tekfir ederler!
Adamın tarikatından olmazsın, tekfir ederler!
Adamın siyasi partisinden olmazsın, tekfir ederler!
Sakal bırakmazsın, tekfir ederler!
Cübbe giymezsin, tekfir ederler!
Sarık sarmazsın, tekfir ederler!
Yahu arkadaş, herkes sizin gibi düşünmek zorunda mı?
Ne yani, Edip Yüksel Allah'ı mı inkâr etmektedir?
Ne yani, Edip Yüksel Peygamber'i mi inkâr etmektedir?
Ne yani, Edip Yüksel Kur'an'ı mı inkâr etmektedir?
Cenab-ı Allah'ın indirmiş olduğu Kitap'ta, herhangi bir mezhebin veyahut da tarikatın adı mı geçmektedir de Müslüman olmanın ön koşulu olarak bunu önümüze sunmaktasınız ve bu doğrultuda insanları tekfir etmektesiniz?
Ahmet Mahmut Ünlü, nam-ı diğer Cübbeli Ahmet Hoca'da Edip Yüksel için, mürted demektedir!
Yani, dinden dönen.
Buna kısas olarak gösterdiği delil de Kur'an, yani Allah'ın kelâmı değil, çağdaşları tarafından büyük bir âlim sayılan, Edip Yüksel'in rahmetli babası Sadrettin Yüksel'dir.
Sadrettin Yüksel oğlu Edip Yüksel'i mürted ilân etmiş!
Tamam da kardeşim, bundan bize ne?
Ölçümüz Sadrettin Yüksel midir, yoksa Allah’ın ölçülerimizi ortaya koymuş olduğu, Kur'an-ı Kerim midir?
Hem Cenab-ı Allah şiddetli bir şekilde ata dinine uyanlara karşı çıkmamakta mıdır?
Bilmiyorsanız iman etmiş olduğunuz Kitab'ı, aşağıya vereceğim Ayetler'i, beyin hücrelerinizi açarak, bir güzel okuyun:
“ Onlara: " Allah'ın indirdiği (kitabı)ne ve peygamber'e gelin" dendiği zaman:" Atalarımızı üzerinde bulduğumuz şey bize yeter" derler. Ataları bir şey bilmeyen ve doğru yolu da bulamayan kimseler olsa da mı?” (Maide Suresi Ayet 104)
“ Artık onların tapmakta oldukları şeyler konusunda, sakın kuşkuda olma. Daha önceleri, ataları nasıl tapıyor idiyseler, bunlar da ancak böyle tapıyorlar. Şüphesiz biz, onların paylarını eksiltmeksizin onlara ödeyecek olanlarız.” (Hud Suresi Ayet 109)
“ Sizin Allah’tan başka taptıklarınız, Allah’ın kendileri hakkında hiç bir delil indirmediği, sizin ve atalarınızın ad olarak adlandırdıklarınızdan başkası değildir. Hüküm, yalnızca Allah’ındır. O, kendisinden başkasına kulluk etmemenizi emretmiştir. Dosdoğru olan din işte budur, ancak insanların çoğu bilmezler.” (Yusuf Suresi Ayet 40)
“ Bu konuda ne kendilerinin, ne atalarının hiç bir bilgisi yoktur. Ağızlarından çıkan söz ne (kadar da) büyük. Onlar yalandan başkasını söylemiyorlar.” (Kehf Suresi Ayet 5)
“Biz atalarımızı bunlara tapıyor bulduk” dediler.” (Enbiya Suresi Ayet 53)
“ Dedi ki: “Andolsun, siz ve atalarınız apaçık bir sapıklık içindesiniz.” (Enbiya Suresi Ayet 54)
“ Onlara; “Allah’ın indirdiklerine uyun” denildiğinde, derler ki; “Hayır, biz atalarımızı üzerinde bulduğumuz şeye uyarız.” Şayet şeytan, onları çılgınca yanan ateşin azabına çağırmışsa da mı (buna uyacaklar)?” (Lokman Suresi Ayet 21)
“ Eğer doğru sözlüyseniz, şu halde atalarımızı getirin bakalım.” (Duhan Suresi Ayet 36)
“ Bu (putlar ise,) sizin ve atalarınızın (kendi istek ve öngörünüze göre) isimlendirdiğiniz (keyfi) isimlerden başkası değildir. Allah, onlarla ilgili ‘hiç bir delil’ indirmemiştir. Onlar, yalnızca zanna ve nefislerinin (alçak) heva (istek ve tutku) olarak arzu ettiklerine uyuyorlar. Oysa andolsun, onlara Rablerinden yol gösterici gelmiştir.” (Necm Suresi Ayet 23)
Kendi ellerinizle inşa etmiş olduğunuz putlarınızdan dolayı, Allah'ın sözüymüş gibi bunları insanlarla paylaşarak, Allah'a iftira atmayı bırakın!
Cenab-ı Allah Hud Suresi Ayet 18'de şöyle buyurmaktadır:
“ Uydurduğu bir yalanı Allah’a isnad edenden daha zalim kim olabilir? Onlar Rab’lerinin huzuruna getirilecek ve şahitler de: "İşte Rab’leri hakkında yalan uyduranlar! İyi biliniz ki Allah’ın lâneti zalimlerin üzerinedir." diyeceklerdir.”
Yazının Dibi; “ Allah, iman sahiplerinin Velî'sidir; onları karanlıklardan aydınlığa çıkarır. Küfre sapanlara gelince, onların dostları tağuttur ki, kendilerini nurdan karanlıklara çıkarır. Bunlar cehennemin dostlarıdır. Orada sürekli kalacaklardır onlar.” ( Bakara Suresi Ayet 257)
Selâm, sevgi ve muhabbet ile…
BURAK KILIÇASLAN
kimse kimseyi mürted ilan edemez, zaten seninde dediğin gibi ahmed hocanın onu deme sebebi babasından dolayıdır. biz ayetleri inkar etmiyoruz. bu ayetlerin hepsi apaçık bir gerçektir.ancak herkes kendi mealini doğrulayamaz. islam alimleri hayatlarını bu ilme bu fıkha adamış iken bu adamın meallerini okumak ve onun yolundan gitmek ne kadar doğrudur?
(bu insanın karşı görüş belirtmek em-ri bil maruf yapmaktır)
selametle.