Ülkemizin son yıllarda başına gelenler sanırım böyle özetlenebilir.
Gizli görüşmeler,dilenen özürler, kurulan savunma sistemleri, ev hapsi geyikleri ve son moda da başkanlık safsatası.
Pardon padişahlık desek daha doğru olur.
O kadar büyük bir karmaşa içindeyiz ki gündemin biri bitmeden biri alevleniyor.
Önce aynı düşüncede olanlar bir toplanıyor, sonra ayrı düşünenler çıkartılıyor, ordu yerden yere çarpılıyor ve en nihayetinde de ülke bir güzel bölünüyor.
Tam bir dört işlem yani. Topla, çıkart, çarp ve böl.
Terörist başının talimatları ile yapılan görüşmelerin ardından çıkan tablodan da anlaşılacağı üzere rejim değişikliği de dahil tüm planlar masada gibi görünüyor. Vatandaşlık tanımının değişmesi gerektiğini her fırsatta dile getiren milliyetçiliği ayakları altına alan sayın başbakanımız terörist başının bu yöndeki görüşlerini sanırım daha önceden bildiği için bir ön hazırlık içine girip söylemlerini paralelleştirmiş.
Düne kadar eleştirdiği BDP’li milletvekilleri ile yedikleri içtikleri ayrı gitmiyor.
Anayasa'nın ilk 4 maddesinin değiştirilemeyeceğini bildiği halde bu yöndeki çalışmalarda hız kesmeyen iktidar yandaş olarak da terörist başı ve BDP’yi kullanıyor. Kullanıyor da adamlar babasının hayrına mı kullandırıyor kendini?
Bir kere federasyon hayalleri tam gaz söylemlerinde devam ediyor.
Zaten büyükşehir yasası ile bir ölçüde kendi yönetimlerini kurmanın ilk aşamasına kavuştular.
Sırada da genel af çıkarsa hiç kimse şaşırmasın.
Düne kadar helikopterde ülkemize getirilirken ülkeme hizmete hazırım diyen bölücü başı şimdilerde devlet başkanı edalarıyla milletvekiline yaz Süreyya vatandaşlık tanımını der hale geldi.
Bu katillere ne vaat ettin başbakanım?
Koltuk ve iktidar hırsı ne zamandır vatanın bayrağın önüne geçti?
Kazandaki kurbağa misali suyu yavaş yavaş ısıttın ki millet pişirildiğinin farkına bile varamadı.
Hoş millet cebini doldurmanın derdine düştüğü için vatan sevgisi nedir bilmez oldu ya neyse…
Sivas’ın doğusuna geçemezsin diye muhalefete seslenen liderlerimiz sizce bu durumun sorumlusu kim?
Güvenlik ordusu ile korunan kendileri acaba aynı güvenliği muhalefete sağlayabiliyorlar mı?
Batıda Türk bayrağı açanlara biber gazı sıkılırken nevruz zamanında doğuda Apo posteri açanlara neden bir şey yapılmıyor?
Sorular gayet açık ve net.
Ülkemiz keskin bir virajın çok yakınında duruyor.
Üstümüzde yapılan hesapların ve oyunların ardı arkası kesilmiyor.
Özür diledi diye bayram ettiğimiz İsrail neye karşılık böyle bir şey yaptı hiç düşündünüz mü?
ABD ve İsrail’in planladıkları İran operasyonundaki ülkemizin stratejik önemi malum iken uyduruk bir özrün ne önemi var ki!
Başlayabilecek bir savaşta ilk füze sizce kime düşer?
Müslümanlıktan dem vuranlar Yahudilerin taşeronluğuna soyunmuşlar size iyi uykular canım ülkem…
Saygılarımla.
tebrik ederim. gerçekleri bizlere birkez daha hatırlattığın için de ayrıca teşekkürlerimi sunarım.