--------------------------------------------------------------------

--------------------------------------------------------------------

--------------------------------------------------------------------

--------------------------------------------------------------------

--------------------------------------------------------------------

--------------------------------------------------------------------

--------------------------------------------------------------------

--------------------------------------------------------------------

--------------------------------------------------------------------

--------------------------------------------------------------------

-----------------------------------------------------------------------

------------------------------------------------------------------------

------------------------------------------------------------------------

------------------------------------------------------------------------

------------------------------------------------------------------------

------------------------------------------------------------------------

------------------------------------------------------------------------

------------------------------------------------------------------------

------------------------------------------------------------------------

------------------------------------------------------------------------

------------------------------------------------------------------------

İSLAM'A SALDIRANLARA BİLİMSEL CEVAP

İlçe Vaizimiz Osman Yılmaz'ın köşe yazılarını her hafta sitemizde düzenli olarak bulabilirsiniz..

İSLAM'A SALDIRANLARA BİLİMSEL CEVAP
İSLAM’A SALDIRANLARA BİLİMSEL CEVAPLAR…
Merhaba kıymetli kirkagac.net okuyucuları! Hepinizi sevgi ve saygılarımla selamlıyorum. Bir Cuma sohbeti ile yine beraberiz. Yüce dinimiz İslam, yayılmaya başlamasından itibaren içerden ve dışarıdan pek çok fikri saldırılara maruz kalmıştır. Sözünü ettiğim bu saldırıların bazısı cehaletten, büyük bir kısmı da adavetten ( düşmanlık) dolayı olmuştur.
Bu haftaki sohbetimde İslam’ a saldıranların saldırılarına bilimsel cevaplar sunmaya çalışacağım:
1) İSLAM’DA BİRDEN FAZLA KADINLA EVLİLİK MESELESİ:İslam dinine dil uzatanlar genelde İslam’ın birden fazla kadınla evlenmeye izin vermesini eleştirirler. Birden fazla kadınla evlenmenin İslam’ın bir emri olduğunu ileri sürerler. Bazıları da dört tane kadınla evlenmenin sevgili peygamberimizin bir sünneti olduğunu söylemekten çekinmezler.
Oysa İslam’a göre asıl olan tek kadınla evliliktir. İslam’a göre bir erkeğin birden fazla kadınla evlenmesi teşvik değil, Allah’ın olağan üstü zaruri durumlarda kullanmasına izin verdiği bir ruhsattır. Bu ruhsatın kullanılmasının da pek çok şartları mevcuttur. Öyle her canı isteyene çok eşli evliliğe izin yoktur. Allah (c.c) ayet-i kerimede bunun şartlarını açıklamıştır.
 Şimdi ilgili ayet-i kerimeleri birlikte inceleyelim:
--‘’Eğer, velisi olduğunuz mal sahibi yetim kızlarla evlenmekle onlara haksızlık yapmaktan korkarsanız onlarla değil, hoşunuza giden başka kadınlarla iki, üç ve dörde kadar evlenebilirsiniz; şayet, aralarında adaletsizlik yapmaktan korkarsanız bir tane almalısınız veya sahip olduğunuz ile yetinmelisiniz. Doğru yoldan sapmamanız için en uygunu budur.’’( Nisa süresi.3.ayet)
--‘’ Ne Kadar uğraşırsanız uğraşın, kadınlar arasında adaleti sağlayamazsınız.’’ (Nisa,129)
--Değerli dostlarım! Konumuzla ilgili kur’an-ı kerimdeki bu iki ayet-i kerimeyi tahlil ettiğimizde:
--1. ayette, Allah şartlı olarak bir izinden bahsediyor: Allah, birden fazla kadınla evlilik iznini ‘kadınların arasında adaleti sağlama şartına bağlıyor.’
 Evlilikte adalet nedir? Evlilikte adalet: Bütün hanımlara aynı hakları ve imkânları sunmaktır. Ekonomik, sosyal, sevgi, aşk, cinsellik gibi bütün alanlarda hakkaniyetli davranmaktır. Hanımının birisine ne alırsan diğerlerine de aynısını alacaksın. Birisine ne yedirirsen aynısını diğerlerine de yedireceksin. Hepsini eşit seveceksin, birisine aşırı derecede meyledip diğerlerini ihmal etmeyeceksin. Birisini hizmetçi gibi kullanıp diğeriyle gönül eğlendirmeyeceksin vs… Kısacası çok zor zanaat… Gönlün eşlerden birisine meyledip diğer eşlerini ihmal edecek olursan sana birden fazla kadınla evlenme hususunda izin ve müsaade yok diyor ayette. Çok merak ediyorum, bu şartları yerine getiririm diyen babayiğit var mı acaba?
--2. ayette de: Birden fazla kadın arasında adaletli davranmanın imkânsızlığından bahsediliyor. ‘’ Ne kadar uğraşırsan uğraş, birden fazla kadınla evlendiğin takdirde hanımlarının arasında adaleti sağlayamazsın, doğru yoldan sapmamanız için en uygun olan, tek kadınla yetinmenizdir.’’ Buyuruyor. Yüce Allah, merhametinin bir tecellisi olarak çok eşli evliliği yasaklamıyor. Ancak, hiçbir kulunun da zulüm ve haksızlık görmesini de istemiyor. Biraz olayı güncelleştirelim ve günümüzden örnek verelim. Bir erkek delikanlılık döneminde bir kıza gönül kaptırıp onunla evleniyor. Uzun yıllar hanım efendi kocası için saçını süpürge ediyor. Beraber zorluklara göğüs geriyorlar. Ancak, bir zaman sonra koca, eşini sevmemeye başlıyor, gözü dışarılarda… Başka sevdalarda… Eşini boşayıp eşinden daha genç ve daha güzel bir kızla evlenmek istiyor. Çocuklarıyla sokağa atılmak istemeyen derbeder kadın, kocasının üzerine kuma getirme teklifini çaresizlik içerisinde kabul etmek zorunda kalıyor. Ve bu kadın artık o kocanın eşi değil; hizmetçisi oluyor. Soruyorum İslam’a dil uzatanlara: Eyy gafiller! Bu mu insanlık? Bu mu adalet? Bu mu çağdaşlık? Bu mu insan hakları? İşte Allah, bu tür su-istimallerin önüne geçmek için çok eşli evliliklerde hanımlar arasında adaleti sağlama şartını getirmiştir.
2) HZ. MUHAMMED (S.A.V) NİÇİN BİRDEN FAZLA KADINLA EVLENDİ?
İslam dinine saldıranların ikinci bir takıntısı da peygamber efendimizin birden fazla kadınla evlilik yapması meselesidir. Muhammet niçin çok evlendi? Derler. Ve efendimizi cinselliğine düşkün, keyfi evlilikler yapan birisi olarak gösterme gayreti içerisine girerler. Evet, peygamber efendimiz çok eşli evlilik yapmıştır ama bunun siyasi, sosyal, dini vb. pek çok sebebi vardır. O art niyetli kimselerin düşündüğü gibi efendimizin evlilikleri kesinlikle keyfi ve şehevi değildir.
--Şimdi bu meseleye açıklık getirelim:
Birincisi: Peygamber efendimiz ilk evliliğini 25 yaşındayken, 40 yaşlarında dul bir kadın olan Hz. Hatice validemizle yapmıştır.
İkincisi: Peygamberimiz,İlk eşi, hayat arkadaşı Hz. Hatice validemiz vefat edinceye kadar ikinci bir evlilik yapmamıştır.
Üçüncüsü: Peygamber efendimizin söz konusu edilen çok eşli evlilikleri 53 yaşından sonra olmuştur. Yani efendimiz, 53 yaşına kadar tek eşle evlenmeyi tercih etmiştir. Zaman zaman Hz. Aişe validemiz:   ’’ Ya Rasülallah! Ben artık çok yaşlandım, en iyisi sen bir daha evlen.’’ dediğinde peygamber efendimiz: ‘’ Böyle söyleme, çok üzülüyorum.’’ Diye ilk eşine karşı vefasını göstermiştir.
Efendimiz 50 yaşlarındayken ilk göz ağrısı Hz. Hatice validemiz 65 yaşında vefat eder. Efendimiz Hz. Ebu Bekir ’in kızı Hz. Aişe validemizle evlenir. Sonra diğer evlilikleri gerçekleşir.
Dördüncüsü: Efendimizin birden fazla kadınla evlenmesinin sebebi efendimizin cinsel arzusu olmuş olsaydı 53 yaşına kadar pek çok kadınla evlenirdi. Çok eşli evliliğini 53 yaşından sonraya bırakmazdı.
--Peki, Peygamber Efendimiz Niçin Çok Eşle Evlendi?
Bunun pek çok sebebi vardır. Kısaca birkaç tanesini zikredeceğim:
1) Hz. peygamber’in İslam dinini, evlilik vasıtasıyla değişik kabile mensuplarına anlatmak ve yaymak istemesi: İslamiyet in yayıldığı dönemlerde Arabistan’da kabile hayatı mevcuttu. Peygamber efendimiz değişik kabilelere mensup kadınlarla evlenmiştir ki, bu kabilelere hanımları vasıtasıyla İslam’ı tebliğ edebilsin.
2)Kabilelerin Dostluğunu kazanma arzusu: Putperestliğe karşı çıkan peygamberimize kabilelerin ileri gelenleri kin kusuyorlardı. Çünkü söz konusu kabileler put ticaretinden geçimlerini temin ediyorlardı. İşte peygamber efendimiz, değişik kabilelere mensup bu kadınlarla evlenerek onların kendisine karşı taşıdığı kin ve nefreti akrabalığa ve barışa dönüştürmüştür.
3)Dul ve korumasız kadınlara sahip çıkmak: Allah Resulü (sav), kendileri ve kocaları İslam için fedakârlıkta bulunup kocaları şehid olan ve sonrasında yalnız kalan, sıkıntılar içinde kıvranan bazı Müslüman kadınları nikâhlayarak onları himaye etmiş, korumuştur. Sevde, Zeynep b. Huzeyme, Ümmü Seleme, Ümmü Habibe bunlara örnektir.
4) İslamDininin hükümlerini kadınlara öğretmek:Peygamber efendimiz, dinimizin hükümlerini eşlerine anlatırdı. Onlar da efendimizden öğrendikleri bilgileri kabilelerine mensup hanımlara öğretirlerdi. Böylece bütün kabilelere İslam’ın hükümleri tebliğ edilmiş oluyordu.
5)İlahi yönlendirme: Peygamber efendimizin çok eşli evliliğinde belki de en büyük etken, Yüce Allah’ın yönlendirmesi olmuştur. En ufak bir meselede bile vahiyle uyarılan efendimiz, elbette eş seçiminde ve çok eşli evliliğinde Allah’ın iznini ve onayını almıştır. Çünkü Peygamberimiz, Allah’ın razı olmayacağı hiçbir davranışı gerçekleştirmezdi. Allah da onun çok eşli evliliğinden razı olduğuna göre akıl ve insaf sahibi kimselere ancak bunu kabullenmek ve tasdik etmek düşer.
--Rabbim bizleri gönülden iman ve tasdik edenlerden eylesin. Allah’a emanet olunuz. Hoşça kalın efendim… Sevgi ve saygılarımla…
Osman YILMAZ
İLÇE VAİZİ



HABER-FOTOĞRAF: HAKAN DEMİR
 

Güncelleme Tarihi: 17 Aralık 2010, 00:12
YORUM EKLE
YORUMLAR
çadırcının oğlu
çadırcının oğlu - 14 yıl Önce

peygamber efendimiz zengin eşi hatice öldükten sonra niye pek çok kadın almıştır acaba...

çadırcının oğlu
çadırcının oğlu - 14 yıl Önce

s.i. kardeşim eline sağlık arkandayız kadınlarımız başımızın tacıdır ayağımıza paspas değildir...

s.i.
s.i. - 14 yıl Önce

1) kadına mal gibi davranılması inanın bu kadar güzel gösterilerek anlatılamazdı teşekkürler vaiz bey .. ( mehir?)

2) ayetlerde evlenmeyin diye bir ibare yok.. yani kuran da durumu insanların insiyatifine bırakmış..
( gücün yetiyosa - eşit davranırsan ) Bunları yapabiliyorsam olay bitmiştir..
Düşünülmesi gereken nokta kadının bu durumuna (kuma) neden erkeğin karar verebildiği ?


3) kadınlar sadece eş durumu ile alakalı olarak ezilmiş değildir Kuran'da
mirastan aldıkları pay, mahkedeme şahitlik durumu, söz söyleme haklarının olmadığı ve eşinin sözünden çıkmaması gerektiği gibi önemli konularda bulunmaktadır.. bunlar göz ardı edilmemeli

4)İhtiyacı olan bir kadına sahip çıkmak va onu korumak istirsan, o kadar insani duyguların kabardı ise bunu evlenmeden de yapabilirsin..
nefsime hakim olamam diye düşünüyorsan, yani zor durumdaki bir kadından bile faydalanabileceksen sen zaten o kadar insan değilsindir ..













.

s.i.
s.i. - 14 yıl Önce

Peygamber bu kez yemin verir: “Vallahi billahi bir daha onunla beraber olmayacağım, ama sen de olayı kimseye söyleme.” Ne var ki, Muhammed Marya’yı bir türlü unutamamaktadır. Imdadına bir ayet; şu sözlerle başlayan bir ayet: “Ya Muhammed, karıların memnun olacak diye, helal şeyden niçin kendini yoksun bırakırsın; Allah çok bağışlayan ve acıyandır.”
Obür cariye Reyhane Yahudi’ydi. (Kaynak: Tahrim suresi, 1.ayet) Söz konusu ayetin gelişi konusunda bir de bal şerbeti öyküsü ileri sürülür; ama ayetin asıl dayanağı yukarıdaki öyküdür. (Kaynak: Tefsirler; örneğin Taberi tefsiri 28/100 öt; F.Razi, 29/41 öt; (Sabuni’de, bal şerbeti öyküsünün ayetin iniş nedeni gösterildiği ancak asıl nedenin Marya olayı olduğu vurgulanır, 3/406)

s.i.
s.i. - 14 yıl Önce

Şem’un kızı Marya, Kıpti kökenli ve Hristiyandır. Muhammed’e Mısır Mukavkıs’I (piskopos) dört cariye armağan eder. Marya, bunlardan biri. Peygamber’in ona karşı özel bir düşkünlüğü olduğu anlaşılıyor. Aşağıdaki olay bunu göstermekte. Muhammed bir gün karılarından Hafsa’nın odasına girer. Odada Hafsa değil, Marya bulunmaktadır. O sırada Hafsa, babasının evine gitmiş. Muhammed ve Marya, Hafsa’nın yatağında birleşirler. Tam o sırada Hafsa içeri girer. Muhammed henüz işini bitirmemiştir. Hafsa’ya biraz beklemsini söyler; bazı açıklamalarda bulunacaktır ona. Sonunda Hafsa, kendisini tutamaz şöyle konuşur: “Nasıl iştir bu? Bir köle ile benim günümde ve benim yatağımda birleşiyorsun?” Peygamber kendisine bir müjdesi olduğunu söyler ve hemen ekler: Kendisinden sonra Ebu Bekir, daha sonra da babası Ömer halife olacaktır. Ne var ki Hafsa hiç de oralı olmayacak, tepkisini sürdürecektir.

s.i.
s.i. - 14 yıl Önce

Muhammed’in nikah kıyıp da karı-koca olmadan ayrıldığı iki karısı daha var: Kindeoğolları’ndan Numan’ın kızı Esma ve Kilab kabilesinden Zeyd’in kızı Amre. Peygamber, Esma’nın, zifaf sırasında alaca illetine tutulmuş olduğunu farketti ve mut’asını (bedelini) vererek baba evine yolladı. Amre ise daha yeni müslüman olmuştu. Peygamber’in yanına girince onu pek istemez tavırlar takındı, ona da bedeli ödendi; ve ailesine geri gönderildi

s.i.
s.i. - 14 yıl Önce

Peygamber’in son iki karısı Haris’in kızı Meymune ile Huzeyme kızı Zeynep’tir. Meymune ile Hicret’in 7.yılında evlendi. Huzeyme kızı Zeynep’I, Esed’li Zeynep’ten ayırmak gerekir. Peygamber’in hayatında olay yaratan karısı ikincisidir. Huzeyme kızı Zeynep, Peygamber’den önce ölmüştür.

s.i.
s.i. - 14 yıl Önce

Anlaşılıyor ki, Safiye’nin eşsiz güzelliği ve yhudi kökenli oluşu zaman zaman öbür ortakların kendisine karşı birleşmelerine yol açmış. Tırmizi rivayet eder: Aişe ve Hafsa, “Biz Resulullah’ın yanında Safiye’den daha değerliyiz” demişler. Bu söz, Safiye’nin kulağına gitmiş. Peygamber’e söylemiş. Peygamber’in verdiği karşılıkta, onun Yahudiliğiyle ilgili çok zarif bir ima da var: “Şöyle diyemez miydin, benden değerli nasıl olabilirsiniz ki, eşim Muhammed, babam Harun, amcam Musa!”
Bir keresinde de Peygamber ve Safiye sözleştiler; öbür kadınlara örnek olsun, hatta bir bakıma ders olsun diye, bir ay boyunca hiç beraber olmayacaklardı. Bu söz tutuldu. (kaynak: Buhari ve El Müslim; Taberi tefsirinde Tahrim suresi)


SIRADAKİ HABER


         Kirkagac.Net