Roman binlerce boncuk romancıda bu boncukları art arda ipe dizen biri demek değildir.
Roman yazarın gerçek yaşantıyı kendi düşüncelerine göre biçimlendirip yorumlayıp estetik bir zevk uyandırarak bizlere sunun bir imgeler dünyasıdır.
Gerçekçi edebiyat akımına göre roman yazarın hayal dünyasının bir ürünüdür ancak yazarın yaşantısından yaşadığı toplumdan kültüründen izler taşır.
Romancı her şeyden önce bireydir ve toplumun bir parçasıdır.
Aldığı ahlak yaşadığı toplum kültür sosyal çevre bunlar eserin oluşmasına yardımcı olur.
Bu demek değildir ki eser toplumsal hayatın doğrudan bir yansımasıdır.
Romanın ve estetik imgenin doğası gereği romancı her şeyi eserine olduğu gibi aktarmaz.
Kendi hayal dünyasında kendi görüşleriyle harmanlar ve okuyucuya sunar.
Yazarın toplumsal tarihsel olayları eserine aktarması karakter ve tiplerin incelenmesi bizim sosyolojik yorumlar yapmamıza zamanın yaşantısıyla ilgili fikir sahibi olmamıza yardımcı olur.
Roman yazarın gerçek yaşantıyı kendi düşüncelerine göre biçimlendirip yorumlayıp estetik bir zevk uyandırarak bizlere sunun bir imgeler dünyasıdır.
Gerçekçi edebiyat akımına göre roman yazarın hayal dünyasının bir ürünüdür ancak yazarın yaşantısından yaşadığı toplumdan kültüründen izler taşır.
Romancı her şeyden önce bireydir ve toplumun bir parçasıdır.
Aldığı ahlak yaşadığı toplum kültür sosyal çevre bunlar eserin oluşmasına yardımcı olur.
Bu demek değildir ki eser toplumsal hayatın doğrudan bir yansımasıdır.
Romanın ve estetik imgenin doğası gereği romancı her şeyi eserine olduğu gibi aktarmaz.
Kendi hayal dünyasında kendi görüşleriyle harmanlar ve okuyucuya sunar.
Yazarın toplumsal tarihsel olayları eserine aktarması karakter ve tiplerin incelenmesi bizim sosyolojik yorumlar yapmamıza zamanın yaşantısıyla ilgili fikir sahibi olmamıza yardımcı olur.
Dünya edebiyatının kemiklerinden olan Mademe Bowary Gustave Flaubert'in en ünlü romanıdır.
Flaubert'e 1857'de ahlaksızlığa teşvik ve gayri ahlakiliği suçlamalarıyla dava açılmıştır.
Roman Fransız kadınını kötülediği aşağıladığı suçuyla büyük tepki görmüştür.
Eser ahlaksızlıkla suçlanmış Flaubert yargılanmıştır.
Emma Bowary kim diye sorulduğunda ise Flaubert "Mademe Bowary benim" demiştir.
Kitabın aslında bir ahlak dersi verdiği düşünülmemiştir. Yazar Mademe Bowary benim sözü ile aslında gerçekte öyle birinin var olmadığını hayali bir kahraman olduğunu dile getirmiştir.
Yani roman gerçekliğin basit bir yansıması demek değildir.
Roman dışarıdaki manzarayı görebilmek için yazarın kendine özgü bir pencere yapmasıdır.
Oyması süslemesi işçiliğiyle dışarıya bakmayı güzelleştirir.
Flaubert'e 1857'de ahlaksızlığa teşvik ve gayri ahlakiliği suçlamalarıyla dava açılmıştır.
Roman Fransız kadınını kötülediği aşağıladığı suçuyla büyük tepki görmüştür.
Eser ahlaksızlıkla suçlanmış Flaubert yargılanmıştır.
Emma Bowary kim diye sorulduğunda ise Flaubert "Mademe Bowary benim" demiştir.
Kitabın aslında bir ahlak dersi verdiği düşünülmemiştir. Yazar Mademe Bowary benim sözü ile aslında gerçekte öyle birinin var olmadığını hayali bir kahraman olduğunu dile getirmiştir.
Yani roman gerçekliğin basit bir yansıması demek değildir.
Roman dışarıdaki manzarayı görebilmek için yazarın kendine özgü bir pencere yapmasıdır.
Oyması süslemesi işçiliğiyle dışarıya bakmayı güzelleştirir.
BETÜL UÇAR
romancilik hakkindaki fikirlerini öz bir şekilde yansitmişsin tebrikler