Kış ayları bitiminde bahara gelirken başlar çiftçimiz, domates, biber, kavun, bamya, patlıcan ve diğer yaz sebzelerini ekmeye.
Onları özenle sulayıp, yetiştirip pazarlarda satmayı ve evlerine üç beş kuruş getirmeyi düşünürler.
Yok pahasına satsalar da köylümüzün, çiftçimizin ürünlerinin çoğu organiktir.
Çünkü o ürünler Kırkağaç Ovasında yetişmekte.
Geçenlerde Bakır Mahallemizde bulunan ve artık Kırkağaç Belediyesinin bünyesindeki Köylü Pazarına gittim.
Bomboştu. Geçmiş yıllarda orada köylülerimiz, çiftçilerimiz sergiler açar ve yetiştirdikleri ürünleri satarlardı. Rengarenk ışıklar içinde, gece de gitseniz orada sıcak yüzlü köylümüzü ürünlerini satarken görürdünüz. Yaklaşık on adet reyonda istediğiniz birçok organik ürünü bulabilirdiniz..
Anayoldan geçenler, yabancılar, yerliler oraya mutlaka uğrar kavun ya da diğer ihtiyaçlarını alırlar ve yollarına devam ederlerdi. Yani hareketlilik vardı.
Köylülerimize bunun nedenini sordum. Kırkağaç Belediyesinin yüksek kira istediğini hatta sezonluk değil yıllık kiralanması gerektiğini söylediler. Bizim buna gücümüz yetmez dediler. Köylüm yaklaşık 5 ay ürün satacak ancak 12 ay kira ödeyecek. Şimdi bu reyonlar boş.
Diyelim ki ayda 150 TL ile kiraya verseydin, 10 reyon 1500 TL yapardı. Yani bir sezonda Belediyemiz diyelim ki 5 ay da 7500 TL para kazanacaktı. Köylümüzde ürününü satacak Köylü Pazarı gelen giden ziyaretçiler rengarenk ve cıvıl cıvıl olacaktı. Gidiniz bakınız ve gerçeği görünüz. O güzelim Köylü Pazarı terkedilmiş bir kasaba gibi çok yazık.
Belediyecilik anlayışı illaki para ve ticaret olmamalı. Yahu bunun hiç mi makul olanı yok?
Böylesi daha mı iyi oldu?
Geçen yıl yaşlı amcam ve teyzem oraya sergi açmışlardı.
Ne kadar da mütevazı güler yüzlüydüler. O yaşlarında evde oturup ihtiyarlığın tadını çıkaracaklarına gelmişler o reyonların birinde ürünlerini satıyorlardı. Fotoğraflarını çektim.
3 tane de kavun aldım. Yaşlı amcam bir adet kavunun parasını almamıştı benden.
Sarıldık birbirimize, gelecek yıl tekrar buluşalım dedim ellerini öptüm ayrıldım.
Gözlerim bu yıl da onları aradı. Ancak belli ki küsmüşlerdi bu yapılanlara.
İşte böyledir benim köylüm. Mütevazidir, para ile pek işi yoktur. Onun içindir ki Belediyenin şartlarına isyan ettiler.
Hiç birisi gelmedi sergi açmaya. Köylümüz onurludur, onlar üretendir.
Onlardır bizleri besleyen, doyuran.
Şimdi Ağustos ayının sonlarındayız, bir ay sonra da kış mevsimine gireceğiz.
Bundan böyle Bakır Köylü Pazarını bedavaya verseniz de kimse gelmez.
Her şeyin para olmadığını anladığınızda bu güzel insanları kaybettiğinizin farkında olacaksınız bir gün. Mustafa Kemal Atatürk derki “Köylü milletin efendisidir”
Herkese saygı ve sevgilerimle. Her şey Kırkağaç’ım ve Kırkağaçlılar içindir.
Akın YAKIT
ah gedüz ah. sana ne kadar güvenmiştik oysaki.. neyse akın beyi yazısından dolayı kutluyorum öyle dogru yazmıski.. umarım okurda giderayak yanlışlarını düzeltir