Düşe kalka vardığımız o maden yolunda haberciliğin ne kadar da zor olduğunu bir kez daha anladım.
Hakan Demir ile hayatımızın belki de en zor haberi için oradaydık.
İlk yaralı madenci kardeşimiz yeraltından çıkarıldığında hepimiz umutlanmıştık. Sonrası tam bir faciaydı.
Bu facia arasında Sayın Enerji Bakanımız şehit sayısının 50 civarında olduğundan söz ediyordu canlı yayında.
Aynı dakikalarda birebir görüştüğüm AFAD kurtarma ekibinin başkanı o saate kadar 176 işçimizin cesedinin çıkarıldığını bahsetti. Dehşete düşmüştük…O madenci aileleri, yakınlarını aramaya gelenler, bulanlar, bulamayanlar inanın tam bir trajediydi her şey.
Sevgili Hakan Demir’in ilk görüntüleri yollamasıyla tüm Türkiye ulusal kanalları aynı haberi veriyordu. Hakan Demir’in çektiği görüntüler gündeme oturmuştu. Tüm ulusal kanallar Hakan Demir kardeşimle bağlantıya geçmek istiyordu. Çünkü oraya gidip canlı yayına geçen ilk gazeteciler Kirkagac.NET ekibiydi, yani bizlerdik. İnanın..
Belki geç kalmış bir yazı bu, ancak hak verirsiniz ki psikologların da dediği gibi tüm habercilerin de tedaviden geçmesi gerekiyor.
İlaç kullanma alışkanlığım olmadığı için kendimi doğaya, Kırkağaç’ımın o muhteşem yeşilliğine verdim. O da bir nevi tedavi. 13 Mayıs Salı günü sabahı saat 05.00 de bir grup üniversite öğrencisi kızlarımız hastaneye doğru gidiyorlardı.
Sorduk kendilerine nereye gidiyorsunuz diye? Aldığımız yanıt, “Maden kazasında yaralananlara kan vermeye gidiyoruz” dediler. O gece maden kazasında gördüklerimiz ve yaşadıklarımızın sonucunda kendimi ağlamamak için zor tuttum. Bu yürekli kızlarımız kan vermeye gidiyorlardı sabahın beşinde…
Ertesi gün Kırkağaç Tekel soğuk hava depoları, şehit madenci kardeşlerimizin naaşları ile dolmuştu..Ve yüzlerce insan, şehit yakını oraya akın etmişti.. Biryandan maden şehitlerimiz soğuk hava depolarına getirilirken, diğer yandan teşhis edilen şehit madenci kardeşlerimiz de aileleri tarafından memleketlerine götürüyorlardı. Müthiş bir kalabalık vardı.
Çaresiz insanlar, hele bir de yakınını teşhis etmek için götürülüp ve teşhisten sonraki acı, dram, feryat yüreklerimizi dağlıyordu. Şimdi burada duralım. Evet o acı tüm Türkiye’yi ve dünyayı ağlattı. Ve ağlatmaya devam ediyor. Evet Sarı Hoca aşevi tam kadro orada ve yaklaşık 600 kişilik yemeklerini oraya o madenci yakınlarıyla paylaşmaya gelmişlerdi.
Helal olsun. Türkiye Kızılay’ı tam kadro elindeki tüm yiyecek ve içecekleri oraya paylaşmaya gelmişti. Üstelik yine o gönüllü üniversiteli kızlarımız, kardeşlerimiz bu dağıtımlarda çok önemli rol oynadılar. Bitmek bilmeyen özveriyle halkımıza su ve yiyecek dağıttılar. Manisa Büyükşehir Belediyesi sıcak çorba servisi yapıyordu. Keza, Balıkesir Bigadiç İlçesi Ziraat Odası Başkanlığının her yıl geleneksel olarak düzenlediği pilav hayrı işte o sahnede gerçekleşti.
Şahsen Bigadiç Ziraat Odası Başkanının ellerinden öptüm. Keza birçok hayırsever vatandaşımız lokma hayrı yaptı.
Asıl beni duygulandıran konu, Kırkağaç’ımızın yardımsever bayanlarının, madenci ailelerini evlerinde ağırlaması, hatta ne kadar geceyi dışarıda geçirecek madenci ailesi varsa tespit etmeleri ve onları en güzel şekilde evlerinde misafir etmeleridir. İşte Kırkağaç budur. Şimdi buradan soruyorum, yanlışım varsa lütfen düzeltin.
Bu bir suçlama değildir. Belki bizlerin görmediği bir konudur, merak ettim sadece.
Kırkağaç’ta süpermarketler var. Peki onlar bu yardımseverliğin neresindeydi?
Benim gariban halkım elindeki suyu şehit madenci aileleri ile paylaşırken bu marketler olayın neresindeydi?
Lütfen hepsinden açıklama bekliyorum. Olayın, konunun neresinde olduklarını açıklasınlar bizler de buradan yayınlayalım. Kırkağaç halkı asla özünü kaybetmemiştir.
Kendi aramızda birbirimize kızsak da, darılsak da asla insani konularda tavizimiz olmamıştır.
Çünkü Kırkağaç’lı Sarı Hocamızın gölgesindedir. O iyilik yapmak için yaratılmıştır.
Dünya değişse, insanlar farklılaşsa bile benim güzel Kırkağaç’ımın halkı her zaman duyarlıdır.
Seni eskisinden de çok seviyorum güzel şehrim Kırkağaç.
Sana ve insanına helal olsun her şey. Bir dostluktur Kırkağaç. Bir sevgidir. Bir büyük aşktır Kırkağaç.
Sizler için hazırladığım videoyu lütfen izleyin… Herkese saygı ve sevgilerimle.
akin bey i̇nanin si̇ze katilmamak mümkün deyi̇l kirkağaç mükembel bi̇r i̇nsanlik dersi̇ verdi̇ dünyaya ben yetzemi̇n oğlunu kaybetti̇mdi̇m soğuk hava deposunda i̇ken yanimiza bi̇r elektri̇k bi̇si̇kletli̇ bi̇r pi̇deci̇ ve dostcu geldi̇ kiziyla ne varsa dükkanda geti̇rmi̇ş o zaman asil ağladim bi̇zi̇m mallarimiz herşeyi̇mi̇z ortak yaşasin kirkağaç halki not. ağri li kürt kardeşi̇m bi̇le ben ağriliyim demedi̇ bi̇z kirkağaçliyiz ölene kadar....
canım arkadaşım akın polis gibisin kırkağacı adam ettin seni Kırkağaç reisi görmek isterim caım arkadaşım adımı açıklamıycam yeşilnnn yeşil bakan 1 d yeşim diycem sana kolay gelsin canım arkadaşım