HAYATININ SONUNA KADAR KENDİNE HEP AYNI SORUYU SORACAK
Soma’daki maden faciasında hayatını kaybeden 24 yaşındaki Harun Keskin’in annesi Gülşen Keskin, “O sabah ona içimden gitme diyesim geldi ama diyemedim. Acaba gitme deseydim yine gider miydi bilmiyorum” dedi.
Soma’daki maden faciasında 301 haneye ateş düştü. Bu evlerden biri de İzmir’in Kınık ilçesinde mütevazı bir yaşam süren Keskin ailesinin evi oldu. Faciada henüz 24 yaşında olan oğlu Harun Keskin’i kaybeden 51 yaşındaki anne Gülşen Keskin, eşini 20 yıl önce kaybettiğini, oğlu Harun’a 4 yaşından bu yana hem analık hem babalık yaptığını söyledi.
Lise öğreniminin sonuna kadar yatılı okuttuğu oğlunu maddi imkansızlıklardan dolayı üniversiteye gönderemediğini belirten Keskin, oğlunu Salı günü işe uğurlarken içinden ‘gitme’ demek istediğini ancak diyemediğini söyledi. Maden kazasını duyduğu zaman içinin ‘cız’ ettiğini anlatan anne Keskin, “Duyduğumda yüreğim yandı. Aklıma geldi, benim çocuk gitti dedim. Çocuğum gitti. Cenazesi ilk gün çıkarılmış ama biz onu 3’üncü gün bulabildik. Çocuğum çok güleryüzlü, hatır sever bir çocuktu.
Din dersi görsün diye liseyi yurtta bitirdi. Babası olmadığı ve gücümüz olmadığı için üniversiteye gönderemedik, bıraktırdık. Lise bitince orda mutfakta çalışmaya başladı. Sigortası yapılmadı diye abisi madene verelim sigortası olur dedi, madende çalışmaya başladı. 19 yaşında maden ocağında çalışmaya başladı. 4-4,5 senedir orada çalışıyor. Facia olmadan son iki gündür ocaktaki şartların çok ağırlaştığını ve daracık yerlerde çalışmak zorunda kaldıklarını anlatmıştı.
O sabah ona içimden gitme diyesim geldi ama diyemedim. Acaba gitme deseydim yine gider miydi bilmiyorum. Yıllık izne çıkmayı düşünüyordu, bu yüzden ama sıra ona gelmemişti. 20 günlük rapordan sonra yeni işbaşı yapmıştı. Bir arsa almıştık, kredi çekti. Önümüzdeki sene evlendirmeye niyetimiz vardı ama olmadı” dedi.
Lise öğreniminin sonuna kadar yatılı okuttuğu oğlunu maddi imkansızlıklardan dolayı üniversiteye gönderemediğini belirten Keskin, oğlunu Salı günü işe uğurlarken içinden ‘gitme’ demek istediğini ancak diyemediğini söyledi. Maden kazasını duyduğu zaman içinin ‘cız’ ettiğini anlatan anne Keskin, “Duyduğumda yüreğim yandı. Aklıma geldi, benim çocuk gitti dedim. Çocuğum gitti. Cenazesi ilk gün çıkarılmış ama biz onu 3’üncü gün bulabildik. Çocuğum çok güleryüzlü, hatır sever bir çocuktu.
Din dersi görsün diye liseyi yurtta bitirdi. Babası olmadığı ve gücümüz olmadığı için üniversiteye gönderemedik, bıraktırdık. Lise bitince orda mutfakta çalışmaya başladı. Sigortası yapılmadı diye abisi madene verelim sigortası olur dedi, madende çalışmaya başladı. 19 yaşında maden ocağında çalışmaya başladı. 4-4,5 senedir orada çalışıyor. Facia olmadan son iki gündür ocaktaki şartların çok ağırlaştığını ve daracık yerlerde çalışmak zorunda kaldıklarını anlatmıştı.
O sabah ona içimden gitme diyesim geldi ama diyemedim. Acaba gitme deseydim yine gider miydi bilmiyorum. Yıllık izne çıkmayı düşünüyordu, bu yüzden ama sıra ona gelmemişti. 20 günlük rapordan sonra yeni işbaşı yapmıştı. Bir arsa almıştık, kredi çekti. Önümüzdeki sene evlendirmeye niyetimiz vardı ama olmadı” dedi.
Artık beyninin donduğunu ve ne düşüneceğini bile bilmediğini söyleyen anne Keskin, sürekli o sabahı düşündüğünü belirterek, “Gitme desem oğlum gitmez miydi ki bilmiyorum. Belki gitmezdi de bu işler başına gelmezdi” diye konuştu.
Güncelleme Tarihi: 25 Mayıs 2014, 20:57
ağlarsa anan ağlar gerisi yalan