Saman altından yürütülen sular, ev sahibini bastıran usta hırsızlar, saklanan samanlar,…vs.
Tüm bu atasözlerimiz tam da bize nasıl da "cuk" diye oturuyor değil mi?
Dünün can dostları, bugün kanlı bıçaklı oluveriyor.
Herkesin derdi aynı…
Türkiye’yi yönetmek...
Bu amaçla herkes birbirini sırtından vurmaktan geri kalmıyor.
Dershane tartışmalarının gündemden düşmediği bir zamanı yakın geçmişimizde yaşadık, gördük ki 4+4+4 eğitim sistemi gibi köklü bir sistem değişikliğine giderken ağızlarını açıp da bir kelam etmeyen kalemşorlar, baktık ki hepsi birden ayağa kalkmışlar.
Vay efendim dershane kapatılamazmış, eğitim eşitliğiymiş filan…
Haklısınız efendiler, eğitim eşitliği için dershaneler şart, lakin sizin derdiniz eğitim değil ki!
Cemaatlerin arka kapısı haline gelmiş olan dershanelerin kapatılması sizin gençlere ulaşmanızı etkiliyor da siz ondan celalleniyorsunuz.
Çıkıp da bir taneniz deseniz ki kardeşim, bizim kadrolaşmamıza hükümet engel oluyor diye…
Popülist söylemlerle savunuyorsunuz yapılan düzenlemeyi…
Siz değil misiniz bu iktidarla kol kola seçim çalışması yapanlar, AKP ‘li belediyelerden alınan yardımlarla yurtlar açanlar, dershaneler kuranlar sizler değil misiniz? Size dokunmayan yılan bin yaşasın da ne olursa olsun diyenler, ucu size dokununca mı kasetler, MGK belgeleri ortaya çıkıverdi.
Fethullah Gülen yaptığı açıklamada diyor ki, Erdoğan’ın gayrı meşru ilişkiye gitmesini gecenin bir yarısı ben engelledim.
Yakın bir dostunu aradım ve gitmemesini ben söyledim diyor ve ekliyor, Başbakan buralara kadar gelebildiyse benim bu olaydaki tavrımdan dolayı gelmiştir…
Öbür yandan başbakanımız açıklama yapıyor ve diyor ki siz ne istediniz de biz yapmadık!
Bakın açıklamaya, anayasal suç değil midir, bu itiraf karşısında Cumhuriyet savcılarımız ne yapmaktadır.
Polis kadrolarımızın çoğunu size açtık diyen bir başbakan kadrolaşmayı itiraf etmemiş midir?
Mehmet Baransu’nun bavulları ile derinleştirilen siyasi davalardaki deliller sonucunda ben bu davaların savcısıyım diyen başbakan, aynı kişinin MGK belgelerini açıklamasından sonra neden tepki göstermiştir?
Ne kadar acıdır ki güzel ülkemiz cemaat ve AKP’nin çatışması ile içinden çıkılmaz bir girdabın içine girmiştir.
Hakan Fidan’ın tutuklanmak istenmesi ve bu kişi için 6 saat içinde yasa çıkartılması da yine bu çatışmanın eseridir.
Oslo görüşmelerinin iç yüzünü bilen Sayın Fidan eğer özel yetkili savcıya konuşsaydı, siz düşünün artık gerisini!
Okyanus ötesi ile başbakanın itilafı ile oluşan gündem sonucu gerilen ipler kimin ipten düşmesine neden olacak onu da zaman gösterecektir.
Saklanan samanlar zamanı geldiğinde ortaya çıkartılınca kimler yerlerinden olacaktır merakla bekliyoruz.
Ülkemiz yeni kaset operasyonları ile çalkalanmaya devam edecek gibi gözükürken Ankara’nın doğusu elden gitmek üzere, uyanın arkadaşlar.
Saygılarımla…
bu yazarın yazar da değilde okumak değil tıklamaya bile degmezz gercekten uslubsuz adabsız terbiyesiz anlayışısz kim egitiyse yazık ya gercekten yazık