KIRKAĞAÇ İÇİN BİR YENİ HEYECAN

Son günler de, Kırkağaç için sosyal medya da çok önemli bir konu, enine boyuna, öyle ya da böyle konuşuluyor.
Heyecan uyandıran bir konu.

Konu; KOOPERATİF.

Ama bu sefer biraz daha zamanın da ve tam da adamları tarafından ortaya atıldı.
Konuyu sürükleyen Kırkağaç Ziraat Odası Başkanı, gençliğini hayal-meyal anımsadığım biri, hayatta bir kere görüştüğümü biliyorum.
Onun için konumuzun kahramanını kişilik olarak tanımıyorum, ama takip ettiğim kadarı ile, işini temsil ettiği kişilerin (çiftçilerin) çıkarsın faydasına kullanıyor.

Politik olarak Kırkağaç Belediye Meclisinde, AKP den gelmiş. Ama şu anda ki görevinde o, bildiğimiz politik tapınmaların içinde kaybolmamış. İşini hakkı ile yapıyor. Politik tercihi ayrı, işi bana göre ayrı, siz çiftçilere göre de öyle olduğu ortada sanıyorum.

Neyse, meselemiz Emin Özarı değil, ama onun ortaya koyduğu çok, çok önemli bir konu var, Kırkağaç’lı üreticinin can simidi gibi sarılması gereken KOOPERATİF çatısında emekleri için, gelecekleri için, BİRLEŞMEK.

Gözlemim şudur; bu gün olur mu bilemem, ama bir gün başka bir Emin Özarı çıkacak ve bu işi başaracak.
Peki bu süreçte olana ne diyebiliriz?
Emin Özarı’nın yapmaya çalıştığı Kırkağaç çiftçisini BİRLEŞTİRMEK ne kazandırır?

Bu gün olursa, yarın ki doğup baba olacak çocuklarımız, bu gün babalarının yaşadıklarını yaşamaz. Bunu çok uzatmadan anlamalıyız. Emin Özarı ve arkadaşları bu işin üstesinden gelirse, Kırkağaç Ovası güçlü bir üretimle beraber, güçlü bir pazarlama ÇATISI kazanır.Yıllardır her hasat döneminde ki, hak kaybından kurtulur.

Bunun maliyeti eminim ki çiftçinin kafasını meşgul edecektir, bir de kayıp etme korkusu var işin için de.
Çünkü, geçmişte başarısız olan örnekler var. Bu gözle incelenmeden bakılırsa, hak vermek daha öncelik kazanıyor tabi ki.
 Ama incelendiğinde görülür ki, her başarısız birleşme çalışmalarının altın da, bilinçsizlik yatar, ihmal yatar, kullanılmak yatar.
Bilinmeli ki en önemlisi bilinçsizliktir. Toparlarsak özetin nesnel adı şudur; Siyaset-Tarika-Mafya. Bu üçüne bulaşmayan toplumsallık kazanıyor.
 Kişilere güvenmek bilinçsizlik ve tembelliktir. Esas olan kurallardır. Yasadır.
Bir kooperatif aynı zamanda üyelerinin bilinçlenmesi için çalışan bir okul olmalıdır.

Her üyenin, o kooperatifi yönetecek bilince, birikime, bilgiye erişmesinin yolunu da açacak demokratik olgunlukta olmasına bağlıdır.
Çalışmalarının her yıl bağımsız bir denetim kurumu tarafından denetlenmesi ve hazırlanan raporun açıkça üyeleri ile, kamuoyu ile paylaşması gereklidir. Bunu yapabilen her birleşme; güvenle, güçlü biçimde geleceğe doğru ve sağlam adımlarla gidebilir. Gidiyor da.
Bakın etrafınıza, bakkallarda raflara bakın, Foça Yoğurt, Tire Süt, TORKU, bunların hepsi başarılı birer üretici topluluğunun meydana getirdiği kooperatiflerin ürünleridir.

Tire Süt, medya ve ilgili yöneticilerinden dolayı yakından tanıdığım bir kooperatiftir. 1967 yılında İzmir'in Tire ilçesinde kurulan Tire Süt Kooperatifi, 2001 yılına kadar kör topal yürümüş. Ama 2001 yılında yönetim başkanlığına gelen Mahmut Eskiyörük arkadaşları ile beraber işi namusu ile nerelere getirdikleri bu gün orta da.

Kendi ağzından dinleyelim Başkanın Tire Süt Kooperatifini,“Ben 2001’de göreve geldim. O zamana kadar Tire ovasında temel geçim kaynağı pamukçuluktu. Pamukçuluğu elimizden aldılar.( Tıpkı bizim tütünümüzü aldıkları gibi) Kooperatif sayesinde insanlar süt hayvancılığına yöneldi. 2001’de birçok köyü bir araya getirmek için yola çıktık.

Şu an 2000’in üzerinde ortağımız var, günde 320 ton süt topluyoruz. 130 adet araca sahibiz. 2001’de kooperatifin 11 çalışanı vardı, bugün 380 çalışanımız var. Öz varlıklarımız 17 yılda 160 kat büyüdü.” 1967, 2001 arada 34 yıl var, yılmamışlar, usanmamışlar ama sununda başarmışlar.

İşte Kırkağaç, birkaç deneme yapmış, başarılı olmamış. Nedenlerini de araştırmamış ama…Fakat işte yeni bir fırsatın eşiğindesiniz. Buyurun konuşun, anlaşın, yapın.
34 yıl beklemiş, başarıyı yakalamış örnekleri olan bir hayatta, bunu sizin daha kısa bir zamanda yakalamak elleriniz de.
Sizlerin hayatını sizlerden başkası değiştiremez.

Her yıl, adil olmayan çakal tüccara (adil olanları tenzih ederim) karşı kaybettiklerinizi, 2-3 yıl kendi adınıza yatırım yapsanız ne kayıp edersiniz?
Ama ne kazanacağınızı öğrenmelisiniz, dinlemek fayda etmez, okumalısınız, araştıracaksınız, çocuklarınızı okutup onlardan ders alacaksınız, işte o zaman kayıp ettiğiniz yıllarınıza oturup ağlayacak fırsatınız olur.

Ama böyle vurdum duymaz, yarına bakmadan devam ederseniz, hiçbir şeye fırsatınız olmadan,  yaşam kısa görüyorsunuz, göçüp gidersiniz, tıpkı sizden önce gidenler gibi.
Toparlarsak, Kırkağaç’ta yıllar önce kurulmalıydı bu üretici birliği (Kooperatif), çiftçisi, hayvan yetiştiricisi, yıllar önceden bir araya gelip, yıllardır piyasanın, çalışmadan, emek sarf etmeden sadece birikmiş karanlık parası ile pusuda bekleyen “fırsatçılara” kurban olmazdı.

Kayıp edilene bakmak, artık aptallığın süslenmiş cicili düşleridir, şimdi hakikatin sarsılmaz denkliğine dönmelisiniz. Birleşin. İnanın. Güvenin. Ama her durumda bilgi edinin. Denetleyin.

Başarmanızı umuyorum, diliyorum. Birbirinize karşı ön yargısız, ama uyanık olun, denetleyin.


MUAMMER GÜNEŞ

YORUM EKLE