Fetö Ajan Örgütünün on yıllarca zamandır, dindar insanları kullanarak geldiği sonuç,;

15 Temmuz hain kalkışmadır.
Aynı zamanda bu halkın zaferidir. Türkiye Halkının Zaferi…
Bizim zaferimiz. İnanmakta zorlananlara yazık,

HALKIN VE KEMALİST ASKERLERİN ZAFERİ

Bu konuda şok olan, toplumun düşünmekten alıkonulan büyük kesimi,  yine aynı Ajan Örgütün kurbanlarıdır.
Anlamamakta zorlanan bir kesim var… Ön yargılı, stratejiden bir haber, olayları analiz etmeye engel kin-nefret dolu, küçük azınlık.
Yazık.
Oysa bu Ajan Örgütün her türlü pisliğinden haberi olanlar, ne yazık ki halkımızın dikkatini çekmek uğruna canlarını verdiler. Anlatamadılar değil, düşman çok çetrefilli oynadı oyununu.
Halen de oynadığı gibi…
Oynuyorlar…
Uyanmalıyız…!

HALK ÇOCUKLARINI KURBAN EDEREK BU AJAN ÖRGÜTÜ YOK EDEMEZSİNİZ…

Bu toprakların yaşayanları, binlerce yılın yaşanmış genetik  bir geleneğin DNA'larını taşıyor…
Bilmese de, anlamasa da hakikat bu…
Can verenlerin en cesuru olanlarından ve alışılmış siyasete bulaşmamış örneği ; değerli bilim insanı Necip Hablemitoğlu’dur.
Katlettiler.

Fetö Ajan Örgütünün, ülkemizde ki kalleş pusularında kaybolan binlerce hayattan biri.
Bu yazılanlar ve yazılacak olanları halkımıza anlatmak;  taşlı, engebeli ve dikenli yollarda yürümek gibi, zor ve bedel isteyen bir süreç…
Ama anlatacağız, anlatacaksınız.

ANLATMALIYIZ.

Görevimiz bu, borcumuz var bu halka.
Ödenmelidir. Çünkü bizden öncekiler canları ile ödediler bu bedeli. Onlara borcumuz var.
“At izi iti izine karışmış” ata sözü gibi, insanımız, üst yapı tarafından empoze edilen kafa karışıklığı içinde, neyin ne olduğunu anlamakta zorlanıyor…
Ama ne yazık ki bedeller karşılığında anlıyor halkımız. Ders çıkaracak fırsatı bulamıyor.
Ödeyerek anlatacağız.

Ayrıştırılıyoruz, kör kuyulara atılıyoruz, birbirimizi görmeyelim diye.
Oysa yaşanılan süreçte hangi düşüncede olursak olalım bütün yollar “Mesele Türkiye” meselesine çıkıyorsa anlaşamamamız için tek sorun var, sebeplerle sonuçları karıştırmadan bakmak hayata.
Mesele Türkiye ise gerisi teferruat dır .
Sözde değil, özde budur.

Atalım parti gözlüklerini, diğer doğal olmayan kimliklerimizi, kişi ya da kişilere tapınmaları…
Kimler geldi, kimler geçti dünyalarımızdan, halada geçmekte…Kişiler belirleyici olamaz.
Belirleyici olan yaşamın seyrini doğru okumakla, ortaya çıkan hakikattir.
Belirleyici olan İNSANLIKTIR.
Türkiye; VATAN, vatan yoksa biz yokuz.

Düşman, güçlü ve şeytanca taktikleri ile her birimizi, bir birimize düşürecek nedenler üretmekte hünerli.
Bu düşman taktiklerine karşı, bizim binlerce yıldan süzülen yaşam birikimimiz var.
Hangi inanca inanırsak inanalım, yüz yıllardır bir birimizin yarasına merhem oldu bitkimiz, otumuz, bilgimiz.
Ta ki aramıza nifak sokulmaya başlanana kadar.
Anadolu;  kardeşliğinin ve insanlığın yatağı.

Biz bu toprakların sahipleriyiz. Türk'ü  - Kürdü, Çerkez'i  - Laz'ı, Sünnisi -  Alevisi, Ermeni'si – Rum'u kısaca Türkiyeliler. ..
Atatürk Türkiye'si, Kemalist Cumhuriyet’in Uluslaşmış ögeleri…
Emperyalizmin ilk halkasını, Emperyalizm ve Sınıf Devrimleri Çağında ilk defa koparan, onu ilk defa  yenen Kuvvacılık…  Kemalistler.
Biz, onların torunlarıyız, şanlıyız…

ONURLUYUZ.
Burjuva Demokrasisi denen yönetim biçimlerinin her türünden  yakınacak haklı sebeplerimiz var.
Ama bu sebepler, azami de olsa, emperyalizmin yeni oyuncularının eline düşmemize, onlara boyun eğmemize  yol açmamalı...
Daha ileri bir sosyal düzeni kucaklayacak birikim düzeyini biliyoruz, kucaklayacağız kuşkusuz..
Akılla, bilimle…
Emperyalizmin tuzaklarına düşmemeliyiz. Tıpkı Fetö Ajan Örgütü nün yaldızlı rüyalarına kananlar gibi…
Asla…

Bu ajan örgütler halkımızın en alt tabakasında yer alan, yetersiz ekonomik durumda ki; halk çocuklarının, en becerikli evlatlarını alıp, işbirlikçi durumuna sokmasına asla ama asla izin vermemeliyiz. Verilmemeliydi.
15 Temmuz, ABD-Destekli  Fetö  Ajan Örgütün darbe kalkışmasına karşı duran bu halk, artık o, işbirlikçilerin her türlü girişimlerine tanıktır, aldanmaz. Aldanmamalı.
Biz 15 Temmuz da, önceleri boyun eğdiğimiz tüm Amerikancı darbelerden ders çıkarmış bir zaferi yaşadık.

 15 Temmuz, Türkiye halkının hiçbir kesimine tek başına emanet  edilmeyecek  kadar değerlidir. Bu zafer, bir parti ya da bir kesimin kullanımına bırakılırsa, kazancımızın heba edilmesinin, yapanların başarısını terk etmenin başlangıcı ve teslim bayrağının kendisidir. Kuşkusuz 15 Temmuz un henüz aydınlatılmamış noktaları var. Ancak bu noktalar 15 Temmuz un üstüne kara bulutların çökmesine ve anlamı hakkında halkımızın kafasını bulanıklaştıranlara fırsat vermemliyiz.
Bu zafer, Türkiye Halkının zaferidir. Kimseye tek başına mal edilemez. Edilmemeli.

Ve hele hele bu zaferi en çok sahiplenmesi  gerekenler, bu ülkede yıllardır başta ABD emperyalizmi olmak üzere, tüm emperyalist güçlere karşı mücadele edip bedel ödemiş olan bilinçli kesim olmalı.
Manisa Milletvekilimiz  Özgür Özel’in ; “Bal Gibi Darbedir” sözünü samimi görmeli ve o gece mecliste ki mücadelesi unutulmamalı.
Buna dudak kıvırmak, halkın mücadelesini anlamamaktır, halkın tarafında dinamik bir güç olamamaktır. Nefret ve kindarlıktan başını kaldırıp halkının gerçeklerinden uzaklaşmaktır.
Sadece cepheyi düşmana terk etmektir.

Bu görkemli direnişten kendine pay çıkardığını gördüğümüz, her türlü gericiliğe rağmen o, kahramanca direnişe leke sürülmesine izin vermemeliyiz…
15 Temmuz Darbe Kalkışmasının açıklanmaya ihtiyacı olan çok karanlık yanlarının olması, onu bir halkın birleşik gücü olduğu gerçeğini asla değiştirmez…
Emperyalizm hiçbir zaman tek ata oynamamıştır. Türkiye’de ajanlığı sadece Fetö Terör Örgütümü üstlendi sanılıyor?
Hayır…

Bu hayasız  oluşumun içinde, hiç ihtimal veremeyeceğimiz kurumlar ve kişiler bulunabilir. Başımızı kaldırıp önyargılarımızdan sıyrılırsak, bu gerçekleri görmek hiçte zor değil.
Her şey aleni oynanıyor.
Sadece perdeler var örtüne bildikleri.
O, perdeler doğru, önyargısız, ulusal bir bilinçle beslenmiş, meselesi Türkiye olan fikirlerle bir çırpıda yok edilebiliyor. Kolayca anlaşılıyor.
Gizlenme güçleri çelikten bir duvara toslayıp, param parça edilerek, halkımıza teşhir edilebiliyor.
15 Temmuz’un hukuki boyutu henüz tamamlanmadı.

,Devam ediyor.
 Ancak bir gerçek var ki o, alçak örgütün tepe yöneticilerinin hemen, hemen tümü, ya kaçtılar, ya da zaten dışardaydılar.

Birkaç tane kıytırıktan robot asker ile birkaç tane sivil imam, geriye kalan tabanda yer alan aldatılmış halk çocukları…
Öğretmen, küçük esnaf, öğrenci vs.vs. bu tabandakileri  toplumdan soyutlama girişimleri ile o örgütün yok edilmesi mümkün mü ?
15 Temmuz, bir halkın tankların altına yatmayı göze alarak, bombardımanlara aldırış etmeden zorbaya göğüs germesinin destanıdır.
 Tek başına hiç kimseye mal edilemeyecek kadar değerlidir.

Sebep: Dincilik, dinin hassas ve bireysel olmasına rağmen, kontrolsüz, bilinçsiz kabulü…
Sonuç : Vatanın kanlı bir saldırıyla peşkeş çekilme girişimi ve Vatan sahiplerinin destansı zaferi.

“15 TEMMUZ” FETULLAHÇI AJANLARIN KALKIŞMASINI ALT EDİP, ZAFER YAŞADIĞIMIZ GÜNDÜR …
KAHROLSUN EMPERYALİZM VE ONU HER TÜRLÜ YERLİ İŞBİRLİKÇİLERİ…!

Not: Burada ki linke tıklayarak değerli bir tanığın yazdıklarını okumanızı önemle öneriyorum.
https://odatv.com/15-temmuzda-televizyonda-konusulanlari-gulumseyerek-izleyecegim-13071937.html

MUAMMER GÜNEŞ