Merhaba sevgili okuyucularım…
Güneş ve Rüzgâr, hangisinin daha güçlü olduğu konusunda tartışırlar.
Ve rüzgâr.
- "Sana benim daha güçlü olduğumu kanıtlayacağım "der.
- "Şuradaki yaşlı adamı görüyor musun hani şu üstünde palto olan. Bahse girerim o paltoyu üstünden senden çok daha çabuk sokup alabilirim."
Bu denemeye razı olan güneş bir bulutun arkasına gizlenir ve rüzgâr bir fırtına gücüyle esmeye başlar. Ancak rüzgâr şiddetini ne kadar artırırsa yaşlı adam da paltosuna o kadar sarınır.
Sonunda rüzgâr pes edip durulur ve güneş bulutun arkasından çıkarak yaşlı adama sıcacık gülümser. Bunu gören yaşlı adamın yüzünde bir hoşnutluk ifadesi belirir. Ve paltosunu çıkarır.
İddiayı kazanan güneş rüzgâra;
"Dostluk ve Naziklik her zaman haşinlik ve zorbalıktan daha güçlüdür..."der.
Dostluk gönül kafesine doğan sıcacık bir duygudur... Düşünce yapısının ve zevklerin uyuşmasıdır. Arkanı şüphe etmeden sırtını dayayarak güvenmek, paylaşmaktır mutluluğunu, sevincini, üzüntünü dinleyip anlamasıdır. Dostluk vefa ister fedakârlık ister.
Sevgiliye bağlılık gibi sadakat ister... Paylaşılan sırları bir kapının kilidi gibi yüreğinde saklayıp muhafaza edebilmektir…
Dostluk gece gökyüzünde parlayan yıldız gibidir derdin olduğunda ışığı gösterebilmelidir...
Kötü ve iyi günde yanında olabilmesidir...
Zor anınızda yanınıza koşacak bir dostunuz varsa sizden şanslısı var mıdır?
İhtiyaç duyduğunda omuzlarına yaslanabilmeli, kardeş olabilmeyi yazmalı kalbine...
Anne baba gibi o sıcaklığı verebilmelidir…
İnsanlarla birlikte olduğumuzda en ufak şeylere kızar, onları yargılarsak yalnız kaldığımızda sığınacak bir iskele bulamayız.
Bu nedenle birlikte yaşarken diğer insanlara karşı hoşgörülü olmaya özen göstermeliyiz.
Bu nedenle birlikte yaşarken diğer insanlara karşı hoşgörülü olmaya özen göstermeliyiz.
Günlük yaşantımızda hepimiz haksızlığa uğrayan ya da başkalarının kötü davranışlarına maruz kalan kişileri gördüğümüzde üzülürüz.
Ama önemli olan bu davranışlardan kendimiz uzak durmamızdır. Herkes kendisinin davranışlarına çeki düzen verir, birlikte yaşadığı kişilere iyi ve hoşgörülü davranırsa çok önemli bir sorun da aşılmış olacaktır… Hoşgörüyle bu dünyayı daha yaşanılası hale getirmek, dünyayı güzelleştirmek ve ileri götürmek mümkündür.
Ama önemli olan bu davranışlardan kendimiz uzak durmamızdır. Herkes kendisinin davranışlarına çeki düzen verir, birlikte yaşadığı kişilere iyi ve hoşgörülü davranırsa çok önemli bir sorun da aşılmış olacaktır… Hoşgörüyle bu dünyayı daha yaşanılası hale getirmek, dünyayı güzelleştirmek ve ileri götürmek mümkündür.
Hoşgörü, en iyi dindir.
Victor Hugo’yu anımsamış oluyoruz. Hangi halktan olursan ol, kim olursan ol hangi dinden olursan ol ben elinden tutuyorum.
Sizler de başkasının elinden tutun ve daha güzel bir dünya, daha anlamlı bir yaşamı hep beraber yaşatalım. Dünya kavgasız, dövüşsüz barış, huzur ve güven içinde kardeşçe yaşayalım…
Suya atılan bir taşın çevreye yaydığı dalgaların çizdiği çember gibi genişleyip her an daha geniş bir alanı kapsasın hoşgörümüz, dostluğumuz, kardeşliğimiz…
Hoşçakalın, sağlıcakla kalın.
Asfaltın zifiri karanlığı ulaştı gökyüzüne
Asfaltın zifiri karanlığı ulaştı gökyüzüne
Yıldızlar aydınlık havada aşk kiraz gibi sarkık
Zifiri karanlıkta gökyüzü kadar yalnızlığım uçsuz bucaksız
Laleler dökülüyor gecenin parlayan gözlerinden
Dudaklarım aydınlık düşlere yolcu
Karanlıkta gökyüzüne uzanıyor siyah saçlarım
Sümbüllerin kokusu sindi yalnızlığıma
Ah kirazlar sepetime ne zaman düşeceksiniz…
TUBA SÖNMEZ
bu azmin senin cok iyi yere getirmesi dilegiyle.selam ve dua ile.basarilar.