Bismillahirrahmanirrahim…
Yüce Allahın selamı tüm inananların üzerine olsun. Hayırlı günler efendim. Yine anlamlı bir yazıyla karşınızdayım.
Bu haftaki yazımda ‘ Milli eğitim okullarındaki olumsuz tablolardan’ bahsedeceğim.
Öncelikle Hayırlı Olsun!
2012 -2013 eğitim öğretim yılı tüm eğitim camiası ve milletimiz için hayırlı – uğurlu olsun. Rabbim evlatlarımıza zihin açıklığı versin. Eğitmen ve öğretmenlerimize de gayret, kuvvet ve himmet ihsan eylesin.
Evlatlarımız, yarınlarımızdır…
Yarınlarımızı kendilerine emanet edeceğimiz ciğerparelerimiz bizim her şeyimizdir. Onların donanımlı bireyler olarak yetişmesi, milli ve manevi değerlerini özümseyip mukaddesatına saygılı insanlar olmaları en büyük hayalimizdir.
Ne Yazık ki…
Ancak üzülerek söylüyorum ki, okullarımız dini ve ahlaki yönden iflas etmiş durumda. Sekerat anında can çekişen hastadan farkı yok. Eğer hemen tedbir alınmazsa ilerde onarılması mümkün olmayan bir hal alması kaçınılmazdır.
OKULLARDA EVLATLARIMIZI BEKLEYEN TEHLİKELER NELERDİR?
1) Okul Çetesi: Okul çıkışlarında öğrencilere gözdağı vermek veya onlarla kavga etmek için gelen tipi ve niyeti bozuk okul çeteleri, okullarda evlatlarımızı bekleyen en büyük tehlikelerdendir. Öğrenci kavgaları, bıçak çekmeler, yaralama olayları, hem evlatlarımız tarafından hem de idareciler tarafından bilinen bir sorundur. Bunun önüne geçilebilmesi için okul idarecilerine ve emniyet müdürlüklerine çok iş düşmektedir. Öyle ki, çoğu zaman tehdit ve gözdağının muhatabı öğretmenler de olabilmektedir.
2) Öğrencileri Haraca Bağlama, Tehdit Etme: Okullarımızda çok sık rastlanan sorunlardan birisi de öğrenci grup ve çetelerinin masum ve kendi halindeki çocukları tehdit ederek haraca bağlamaları ve onlardan para sızdırmalarıdır. Ölümle veya dayakla tehdit edilen masum evlat, durumu ne idareye ne de eve bildirememektedir. Çareyi cebini boşaltmakta ve harçlığından feragat etmekte bulur çoğu kez…
3) Silah, bıçak ve kelebek taşıma: Genelde buluğ çağına henüz giren evlatlarımızın eğitim gördüğü liselerimizde silah, bıçak ve kelebek gibi öldürücü veya zarar verici aletlerin kullanılması diğer okullara göre daha yaygındır. Bu durum öğrenci velilerini de çok tedirgin etmektedir. Alacak – verecek meselesi, küfürleşmeler ve kız arkadaş meselesi yüzünden her yıl yüzlerce evladımız öldürülmekte ve yaralanmaktadır.
4) Esrar ve Uyuşturucu Tuzağı: Her şey merakla başlıyor. Bir kereden ne çıkar deniliyor. Masumane geliyor en başta ama zamanla bağımlılık kaçınılmaz hale geliyor. Bu nedenle esrar ve uyuşturucuya karşı özendirici davranışlardan kaçınmak gerekir.
Arkadaş Baskısı…
Yine aynı şekilde arkadaş çevresi çok önemlidir. Bir arkadaş ortamında yapılan ısrara çoğunlukla dayanılamamaktadır. Arkadaş grubunun dışında kalmak, onlardan farklı olmak korkusu yaşanmaktadır. Bir de buna merak eklenirse sigara, esrar ve uyuşturucu gibi zararlı maddelerin kullanımı kaçınılmaz hale gelmektedir.
Bu nedenle gencin kendi hakkını koruması, “hayır” diyebilmesi çok önemlidir.
Aykırı bir tip olma hevesi…
Bağımlılık yapan maddeleri kullanmak buluğ çağındaki bir delikanlının kendini kanıtlamasının bir yolu olarak algılanmaktadır. Farklı ve değişik gözükmek, bir tür beğeni toplamak amaçlanmaktadır. Arkadaşları tarafından beğenilme arzusu çoğu kez evlatlarımızı yanlışa sevk etmektedir. Bağımlılık yapan maddelerin kolayca elde edilebilir olması da bir başka etkendir.
3) Cinsel İstismar: Evlatlarımız için muhtemel en büyük tehlikelerden birisi de onların, kötü niyetli kimseler tarafından cinsel istismara maruz kalmaları ve fuhşa sürüklenmeleridir. Okul çetelerinin körpecik kızlarımızı türlü hile ve tuzaklarla fuhuş bataklığına düşürmeleri görmezlikten gelinemeyecek kadar önemli bir tehlikedir. Hile ve şantaj yoluyla fuhuş sektörüne peşkeş çekilen kızlarımız aileleri tarafından da dışlanınca çareyi intihar etmekte bile görebilmektedir.
4) Küfür ve Argo Sözler: Evlatlarımızın ahlakını olumsuz etkileyen en kötü alışkanlıklardan birisi de onların yanlış arkadaş çevresinden küfür ve argo sözler öğrenmesidir. Küçücük çocukların boyundan büyük küfürler etmesi, mukaddesatımıza ve ecdadımıza dil uzatması, onun ne derece aile terbiyesinden yoksun kaldığının bir göstergesidir.
Dine, Allaha, peygambere, kitaba, anaya, bacıya, ecdada, gelmiş ve geçmişine sövüyor. Ağza alınmayacak pis laflar ediyor. Hatta bazı aileler çocuklarının küfretmesiyle gurur duyuyor ve bunu maharet zannediyor. Küfürlü konuşmayı, erkekliğin şiarı olarak görüyor.
Ağızdan çıkan hiçbir söz boşa gitmeyecek, ya lehimizde ya da aleyhimizde delil olarak kullanılacaktır. Çocuklarımızın ağızlarının bozulmaması için kötü ağızlı kimselerden uzak durması gerekmektedir.
ÇÖZÜM NEDİR?
1) Çözüm, gençlerimize sağlam din ve ahlak eğitimi vermektir.
2) Evlatlarımızla ilgilenip onlara değer verdiğimizi göstermektir.
3) Çözüm, evlatlarımızla arkadaş gibi olmak, onların sırdaşı olmak ve asla onları dışlamamaktır.
4) Çözüm, evlatlarımızı kötü arkadaş çevrelerinden uzaklaştırmak, kimlerle arkadaş olduğuyla ilgilenmektir.
5) Çözüm, evlatlarımıza karşı güzel bir model olmaktır. Evlatlarımız, en güzel insan profilini bizde görmeliler, bizi kendilerine örnek almalıdırlar.
6) Okul idarecilerinin de okulundaki öğrencilerle yakından ilgilenmesi, onlara nasihatler etmesi ve onları başıboş bırakmaması gerekmektedir.
7) Buluğ çağından itibaren gençlerimize Cinsellik ve Mahremiyet eğitimi verilmelidir.
8) Okullarımızdaki rehberlik ve danışmanlık faaliyetleri yoğunluk kazanmalıdır.
9) Evlatlarımızın manevi hayatına önem verilmelidir. Onların, inançlı bireyler olarak yetişmeleri, helal- haram bilincine sahip olmaları, güzel bir ahlaki mirasa sahip olmaları bizim onlara yapabileceğimiz en büyük yatırımdır.
10) Emniyet güçleri ve polislerimizin, sıklıkla evlatlarımızın takıldığı mekânları denetlemesi gerekmektedir.
Tekrar yeni eğitim – öğretim yılının tüm milletimize hayırlı olmasını yüce Allahtan temenni eder, okula gidecek evlatlarımızın gözlerinden öperim. Allaha emanet olunuz efendim. Sevgi ve saygılarımla… Hoşça kalınız!
OSMAN YILMAZ / İLÇE VAİZİ
Güncelleme Tarihi: 16 Eylül 2012, 21:46
tebrik ediyorum fenerbahçe arkadaşıma teşhis yerinde annenin babanın veremediği terbiyeyi hiç kimse veremez.hele anne baba da böyle bir rahatsızlık yoksa bütün bu olumsuzluklar annede babada da varsa toplumun vay haline...