--------------------------------------------------------------------

--------------------------------------------------------------------

--------------------------------------------------------------------

--------------------------------------------------------------------

--------------------------------------------------------------------

--------------------------------------------------------------------

--------------------------------------------------------------------

--------------------------------------------------------------------

--------------------------------------------------------------------

--------------------------------------------------------------------

-----------------------------------------------------------------------

------------------------------------------------------------------------

------------------------------------------------------------------------

------------------------------------------------------------------------

------------------------------------------------------------------------

------------------------------------------------------------------------

------------------------------------------------------------------------

------------------------------------------------------------------------

------------------------------------------------------------------------

------------------------------------------------------------------------

------------------------------------------------------------------------

Vaiz Osman Yılmaz “ATATÜRK VE DİN“

İlçe Vaizimiz Osman Yılmaz'ın yazılarını her hafta sitemizde bulabilirsiniz.

Vaiz Osman Yılmaz “ATATÜRK VE DİN“

ATATÜRK VE DİN

 

Sevgili kirkagac.net okuyucuları! Allah’ın selamı üzerinize olsun efendim. Cumalarınız ve bayramlarınız mübarek olsun. Rabbime sonsuz hamd-ü senalar; Habibine salât-ü selamlar olsun ki mübarek bir günde yine sizinle beraberiz. Sevgili dostlar! Bugün 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı olması sebebiyle Cuma sohbetimde ‘Atatürk’ün Balıkesir Hutbesi’ni sizlerle paylaşacağım. Belki de pek çoğumuzun Atatürk’ün bu hutbesinden haberi yoktur. Gelin, hep beraber Mustafa Kemal Atatürk’ün Balıkesir Hutbesine bir göz atalım.

 

BALIKESİR HUTBESİ… ATATÜRK’ÜN PAŞA CAMİİNDE YAPTIĞI KONUŞMA…7 ŞUBAT 1923

Ey Millet, Allah birdir. Şanı büyüktür.
Allahın esenliği, sevgisi ve iyiliği üzerinize olsun.
Peygamberimiz efendimiz hazretleri, Cenabı Hak tarafından insanlara dini gerçekleri duyurmaya memur ve elçi seçilmiştir.
Temel kanunu, hepimizce bilinmektedir ki, yüce Kuran’daki mânası açık olan ayetlerdir.

 

İnsanlara feyiz ruhu vermiş olan dinimiz, son dindir. En mükemmel dindir. Çünkü dinimiz akla, mantığa, gerçeğe tamamen uyuyor ve uygun düşüyor.

 

 Eğer akla, mantığa ve gerçeğe uymamış olsaydı, bununla diğer ilahi tabiat kanunları arasında çelişki olması gerekirdi. Çünkü tüm evren kanunlarını yapan Cenabı Hak’tır.
Arkadaşlar; Cenabı Peygamber çalışmasında iki yere, iki eve sahip bulunuyordu. Biri kendi evi, diğeri Allah’ın evi idi. Millet işlerini Allah’ın evinde yapardı. Hazreti Peygamber’in mübarek yolunda bulunduğumuz bu dakikada milletimize; milletimizin bugününe ve geleceğine ait hususları görüşmek maksadıyla bu kutsal yerde Allah’ın huzurunda bulunuyoruz.
Beni buna eriştiren Balıkesir’in dindar ve kahraman insanlarıdır. Bundan dolayı çok memnunum. Bu fırsat ile büyük bir sevap kazanacağımı ümit ediyorum. Efendiler, camiler birbirimizin yüzüne bakmaksızın yatıp kalkmak için yapılmamıştır. Camiler itaat ve ibadet ile beraber din ve dünya için neler yapılmasının gerekli olduğunu düşünmek yani konuşup tartışmak, danışmak için yapılmıştır.

 

 Millet işlerinde her kişinin zihnini ayrı ayrı faaliyette bulunması zorunludur. İşte biz de burada din ve dünya için, geleceğimiz ve bağımsızlığımız için, özellikle egemenliğimiz için neler düşündüğümüzü meydana koyalım. Ben yalnız kendi düşüncemi söylemek istemiyorum. Hepinizin düşündüklerinizi anlamak istiyorum.

 

 Milli amaçlar, milli irade yalnız bir kişinin düşünmesinden değil, milletin bütün kişilerinin arzularının, emellerinin sonuçlarından ibarettir. Bundan dolayı benden ne öğrenmek, ne sormak istiyorsanız serbestçe sormanızı rica ederim.
Hutbeler hakkında sorulan sorudan anlıyorum ki, bugünkü hutbelerin şekli, milletimizin duygusal fikirleri ve lisanı ile medeni ihtiyaçlarıyla uygun görülmektedir. Efendiler, hutbe demek topluma hitap etmek, yani söz söylemek demektir. Hutbenin manası budur.
Hutbe denildiği zaman bundan birtakım kavram ve manalar çıkarılmamalıdır. Hutbeyi söyleyen hatiptir. Yani söz söyleyen demektir. Biliyoruz ki, Hazreti Peygamber’in hayatta olduğu mutlu dönemlerde hutbeyi kendisi söylerdi.
Gerek Peygamber Efendimiz ve gerek, dört halifenin hutbelerini okuyacak olursanız görürsünüz ki, gerek Peygamberin, gerek dört halifenin söylediği şeyler o günün sorunlarıdır, o günün askeri, idari, mâli ve siyasi, sosyal konularıdır.
İslam toplumunun çoğalması ve İslam ülkeleri gerilemeye başlayınca, Cenabı Peygamber’in ve dört halifenin hutbeyi her yerde bizzat kendilerinin söylemelerine imkân kalmadığından halka söylemek istedikleri şeyleri bildirmeye birtakım kişileri memur etmişlerdir. 

Bunlar herhalde en büyük ve ileri gelen kişiler idi. Onlar camilerde ve meydanlarda ortaya çıkar, halkı aydınlatmak ve doğru yolu göstermek için bir şart lâzımdı. O da milletin lideri olan kişinin halka doğruyu söylemesi, halkı dinlemesi ve halkı aldatmaması! Halkı genel durumdan haberdar etmek son derece önemlidir. Çünkü her şey açık söylendiği zaman halkın beyni faaliyet halinde bulunacak iyi şeyleri yapacak ve milletin zararına olan şeyleri reddederek şunun veya bunun arkasından gitmeyecektir. Ancak millete ait olan işleri milletten gizli yaptılar.
Hutbelerin halkın anlayamayacağı bir lisanda olması ve onların da bugünün gereklerine ve ihtiyaçlarımıza temas etmemesi, Halife ve Padişah sıfatını taşıyan despotların arkasından köle gibi gitmeye mecbur etmek içindi.
Hutbeden amaç halkın aydınlatılması ve ona yol gösterilmesidir, başka şey değildir. Yüz, iki yüz, hatta bin yıl önceki hutbeleri okumak, insanları cahillik ve çağın gerisinde bırakmak demektir. Hatiplerin normal olarak halkın günlük kullandığı dil ile konuşmaları gereklidir. Geçen yıl Millet Meclisi’nde söylediğim bir nutukta demiştim ki "Minberler halkın akılları, vicdanları için bir ilim irfan kaynağı, ışık kaynağı olmuştur."
Böyle olabilmek için minberlerde söylenecek sözlerin bilinmesi ve anlaşılması, ilim ve fen gerçeklerine uygun olması lazımdır. Hutbeyi verenlerin siyasi olayları, sosyal ve medeni olayları her gün izlemeleri zorunludur. Bunlar bilinmediği takdirde halka yanlış aşılamalar yapılmış olur. Bu nedenle, hutbeler tamamen Türkçe ve günün gereklerine uygun olmalıdır. Ve olacaktır. Son…

Sevgili Dostlar! Atatürk’ün Balıkesir hutbesini şöyle bir tahlil edecek olursak;

           

1) Atatürk’e göre Allah vardır, birdir ve şanı büyüktür.

 

2) Peygamberimiz, Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) Allah’ın elçisi ve insanlar için bir mürşittir, yol göstericidir.

 

3) Kur’an –ı Kerim, Allah katından gönderilmiş, ayetleri anlaşılır mukaddes bir kitap’tır.

 

4) Dinimiz İslam, akla ve mantığa uygun, son ve mükemmel bir dindir. Gerçekten de İslam’da akla ve mantığa aykırı bir hüküm bulunmamaktadır.
"Bizim dinimiz en makul ve en doğal bir dindir. Ve ancak bundan dolayıdır ki son din olmuştur. Bir dinin doğal olması için akla, tekniğe, ilme ve mantığa uygun olması gerekir. Bizim dinimiz bunlara tamamen uygundur. .. İslam'ın sosyal hayatı içinde hiç kimsenin, bir özel sınıf halinde varlığını sürdürme hakkı yoktur. Kendilerinde böyle bir hak görenler dini kurallara uygun harekette bulunmuş olmazlar. Bizde ruhbanlık yoktur, hepimiz eşitiz ve dinimizin kurallarını eşit olarak öğrenmeye mecburuz." (Atatürk"ün Söylev ve Demeçleri, 1959, c.2, s. 90)

 

5) Camiler itaat ve ibadet ile beraber din ve dünya için neler yapılmasının gerekli olduğunu düşünmek yani konuşup tartışmak, danışmak için yapılmıştır. 

 

6) Minberler, halkın akılları vicdanları için bir ilim irfan kaynağı, ışık kaynağı olmuştur.

 

Cennet Vatanımızı bizlere emanet eden ecdadımızın, şehid ve gazilerimizin ruhları şad olsun. Mekânları cennet olsun. Nur içinde yatsınlar. Rabbim! Vatanımızı ve milletimizi her türlü tehlikelerden korusun.
Efendim! 29 Ekim Cumhuriyet Bayramınız mübarek olsun. Allah’ıma emanet olunuz. Sevgi ve Saygılarımla… En güzel günler sizlerin olsun efendim. Haftaya buluşmak ümidiyle, Hoşçakalın… 

Osman Yılmaz
İlçe Vaizi


Düzenleme: Hakan Demir

 

Güncelleme Tarihi: 29 Ekim 2010, 00:10
YORUM EKLE
YORUMLAR
Antalyalı
Antalyalı - 14 yıl Önce

hocam antalyadan sizi takip ediyoruz.buradan size ve kırkağaca çok selamlar

VAİZ
VAİZ - 14 yıl Önce

Teşekkür ederim arkadaşım!Doğru söylüyorsun.Önemli bir konuya temas ettin. İnşallah önümüzdeki 1-2 hafta, cuma sohbetlerimde kurban konusundan bahsedeceğim. Orada bahsettiğiniz bu hususlara değineceğim. kıymetli sorularınızı cevaplandıracağım. Duyarlılığınız için bir kez daha teşekkür ederim.sağolun her şey için.

arkadaş
arkadaş - 14 yıl Önce

hocam gerçekten her hafta çok başarılı yazılar sunuyorsunuz bizlere size çok teşekkürler size şimdi bir sorum olacak aydınlatırsanız memnun olurum hepimizin bildiği gibi kurban bayramı yakın bayramda allah kabul ederse kurban ettiğimiz hayvanların yemediğimiz yerleri mesela ayakları kellesi bunlar çevremizde görüyorum çöpe atılıyor ben ailemden öyle görmedim ve çok tuhafıma gidiyor neticede ibadet amaçlı kesilen bu hayvanların yemediğimiz yerleride mübarektir bana gmre ben biliyorum ki bu bölgeleri toprağa gömülür ama herkese bildiğini uygulatmak çok zor eğer siz bu işin asıl olanını söylerseniz belki bende tam bilmiyorumdur hepimiz bilgi sahibi olmuş ve doğru yapmış oluruz saygılar.

Mavi Marmara
Mavi Marmara - 14 yıl Önce

Atatürkü din düşmanı olarak gösterenler balıkesir hutbesini iyi okusunlar

karagöz
karagöz - 14 yıl Önce

herzamanki gibi yine mükemmel bir konu seçmişsiniz çok isabetli olmuş

Nehr-i Seda
Nehr-i Seda - 14 yıl Önce

bencede anlamlı bir seçim.tebrik ederim hocam

zuhal efe günseren
zuhal efe günseren - 14 yıl Önce

Hocam size binlerce teşekkürler. BÖYLE ÖNEMLİ BİR GÜNDE yazınız çok yerinde oldu ve yakıştı.bunu herkes okumalı ve bilmeli.. biz orta yaşlılar zaten bu hutbeyi okumuştuk ve biliyorduk.gençlerimiz ATATÜRK Ü BU YÖNÜYLE DE TANIMALI.

Son Osmanlı
Son Osmanlı - 14 yıl Önce

Güzel bir paylaşım olmuş hocam.nedense atatürkün bu yönü anlatılmıyor.belkide bazılarının işine gelmiyorda olabilir diye düşünüyorum.bence siz bu konunun üzerine gidin,atatürkün manevi yönünü ve inancını anlatan yazılar yazın derim


SIRADAKİ HABER


         Kirkagac.Net