KIRKAĞAÇ HABER
2010-12-10 22:36:51

UYANIN TÜRKÇE ELDEN GİDİYOR

Hakan Demir

turkumhakandemir@hotmail.com 10 Aralık 2010, 22:36

Uyanın Türkçe Elden Gidiyor
 
Asırlarca tüm dünyaya medeniyet dersi verip hüküm sürmüş Türk milleti zaman geçtikçe topraklarını kaybetmiş tüm dünya üzerin de ki ağırlığını ellere bırakmıştı.
Yıllar geçtikçe gelişen Türkiye maalesef değişen Türkiye olmaya başladı, televizyon kanalları öyle kelimeleri soktu ki Türkçemize,ne konuştuğumuzu artık kendimiz bile anlamıyoruz.
Çevreniz de, eviniz de,kahve de,iş yeriniz de,okul da yani her nerde iseniz Türk örf adetleriyle uyuşmayan alakası olmayan kelimeler donatmış durum da güzelim Türkçemizi.Avrupa uğruna her taklanın atıldığı şu günler de TV kültürüyle Avrupa sevdasıyla konuşan gençlerimiz sadece kılık kıyafetiyle değil beyinleriyle de Avrupa ya esir olmuş durumdalar.Artık uyanmanın bir şeyler yapmanın vakti geldi de geçiyor.Şu altta yayınlayacağım satırlara birkaç dakikanızı ayırın.Görmeyen gözlere,duymayan kulaklara duyurulur okuyun ve ne olur kendinize gelin.Ey işine gelmeyenler artık işinize gelsin uyanın Türkçe elden gidiyor.
Yazık ki ne yazık!
….Değişen Türkçemiz. Ne ilginç değil mi?....

Sene 1965
“Karşıma aniden çıkınca ziyadesiyle şaşa kaldım.. Nasıl bir eda takınacağıma hüküm veremedim, adeta vecde geldim. Buna mukabil az bir müddet sonra kendime gelir gibi oldum, yüzünde beni fevkalade rahatlatan bir tebessüm vardı.. Üstümü başımı toparladım, kendinden emin bir sesle ‘akşam-ı şerifleriniz hayrolsun’ dedim..”

Sene 1975
“Karşıma aniden çıkınca fevkalade şaşırdım.. Nitekim ne yapacağıma hüküm veremedim, heyecandan ayaklarım titredi. Amma ve lakin kısa bir süre sonra kendime gelir gibi oldum, nitekim yüzünde beni rahatlatan bir tebessüm vardı.. Üstüme çeki düzen verdim, kendinden emin bir sesle ‘hayırlı akşamlar’ dedim..”

Yıl 1985
“Karşıma birdenbire çıkınca çok şaşırdım.. Ne yapacağıma karar veremedim, heyecandan ayaklarım titredi. Ama çok geçmeden kendime gelir gibi oldum, yüzünde beni rahatlatan bir gülümseme vardı.. Üstüme çeki düzen verdim, kendinden emin bir sesle ‘iyi akşamlar’ dedim..”

Yıl 1995
“Karşıma birdenbire çıkınca çok şaşırdım.. Fena halde kal geldi yani.. Ama bu iş bizi bozar dedim. Baktım o da bana bakıyor, bu iş tamamdır dedim.. Manitayı tavlamak için doğruldum, artistlik bir sesle ‘selam’ dedim..”

Yıl 2006
“Abi onu karşımda öyle görünce çüş falan oldum yani.. Oğlum bu iş bizi kasar dedim, fena göçeriz dedim, enjoy durumları yani.. Ama concon muyum ki ben,
Baktım ki o da bana kesik.. Sarıl oğlum dedim, bu manita senin.. ‘ hav ar yu yavrum?””


Year 2026
“when I sow her, ben çok yani öyle iste birden.. Off, I don’t know man yaa.. Ama o da bana öyle baktı, If so asık len bu manita.. ‘HAY BABY..”

Anlayana..(EY TÜRK TİTRE VE KENDİNE DÖN)
Sevgi/Saygı/Dostlukla
Hakan Demir

BU KÖŞE YAZISI 2006 YILINDA YAZILMIŞTIR..
HAKAN DEMİR’İN KÖŞE YAZILARIM ARŞİVİNDEN…
BU KÖŞE YAZISI YENİ ÇAĞ ve SÖZCÜ GAZETELERİNDE VE AYNI ZAMANDA KIRKLARELİ ile MUŞ’TA İKİ OKUL DERGİSİNDE YER ALMIŞTIR.

Yorumlar (15)

Ahmet AYDEMİR 14 Yıl Önce

Hakan kardeşim her zaman ki gibi önemli bir konuyu gündeme taşımışsın tebrik ederim.Malesef gençligin konuşdugu dil Ne ana dili Nede güzel bir yabancı dil malesef sokak dili argo nezaket ortadan kalkmış gidiyor bir taraflara hayırlısı. Selamlar

Mustafa Şen 14 Yıl Önce

Hakan kardeşim tespitini tarihsel sıralamasını yaparken zorlandım.1985 yılı söylemi benim için anlaşılır olan bölümdü.65'li yılların ve 2026 yıllarının söylemi beni kapsamadı.Sıkıntımız ve anlaşamadığımız dili bozanın ekonomik emperyalizm olduğu olgusudur bence.Kültür emperyalizmini dillendiripte ekonomik bogazlanmayı göremeyen bu titreme ve kendine gelme söylemi bana biraz yaban geliyor.Ekonomik yönden sömürümüzün ürünü olan kültürel değişimde yabancılaşmayı anlamayan ve göremeyen zihniyetleri de yadırgıyorum.Ben bu sıralar soğuktan iyice titremeye başladım tüm halkım gibi...titrememi ne kış varlığına yükledim, ne de üzerime giydiğim ince elbiselere...sadece aklıma ve günlük yaşayışımdaki duruşuma.Saygım İnsana...

Yalnız Kurt 14 Yıl Önce

neden zoruna gitti mustafa hoca.titre ve kendine dön sözü zoruna neden gitti anlamadım.bu söz Şeyh Edebali'nin Osman Bey'e nasihatının son kelimesidir.yani Ülkücülerin değil Şeyh Edebali'nin sözüdür.öğretmensiniz ama bilgisizsiniz.

Mustafa Şen 14 Yıl Önce

Yalnız Kurt; Bilge Kağan ne kadar güzel söylüyor." Üstte Gök Çökmedikçe, Altta Yer Delinmedikçe Senin İlini Ve Töreni Kim Bozabilir? Ey Türk Titre Ve Kendine Gel!"...bu kadar benden.Yorumumu anladığını sanmıştım üzüldüm.Birde bilgisiz öğretmen olacağım demi.... Ey İnsan Titre ve Kendine Gel...Yoksa gelecekte yaşamda insan kalmayacak...Saygım İnsana

VAİZ 14 Yıl Önce

Dilimizin bozulmasına karşı duruşundan ve duyarlılığından dolayı tebrik ediyorum. sadece sözlü iletişimde değil yazılı iletişimde de çok büyük bir kültür erezyonu yaşıyoruz maalesef. Örneğin; msn yazışmalarında selamün aleyküm yazacağına, SLM yazıyor. slm nedir ki? selamün aleyküm,Allahın selamı,rahmeti,bereketi üzerine olsun demektir.her hususta olduğu gibi dili kullanma hususunda da çok kolaycılığa kaçyığımız aşikardır.

arkadaş 14 Yıl Önce

hakan kardeşim seni kutluyorum bu yazıyı belki on defa okudum bir on defa okusam yine bıkmam ayrıca vaiz hocamıza katılıyorum ama intarnet ortamında duran herkes buna bende dahil olmak üzere kısaltılmış kelimeler kullanıyoruz düzgün tam yazmak zor geliyor ben asıl şu tarz konuşmaya çok kızıyorum geçende bir arkadaşla konuşuyoduk gitmem gerekti ben gidiyorum dedim karşılığında ok bunu bir çok insan yapıyor ok nedirki yaa okeyin kısaltılmışı dilini kullanmadığı gibi başka dilide kısaltıyor bu gidişle hakan kardeşimizin dediği gibi türkçe dilimiz malesef elden gidiyor herkese saygılar

zuhal efe günseren 14 Yıl Önce

her şey değişime uğradığı gibi demekki zamanla türkçemizde uğramış..benim en çok dikkat ettiğim konuların içinde ( benim zamanımdayken) sözcüğü dür, zira gençler eleştriye hiç gelmezler.bende zamanın getirdiği diye düşünürüm. amma velakin :))) işte şimdi o sözcüğü kullanıcam..nerede bizim zamanımızdaki nezaket ve o güzel türkçemiz..özlüyorum ..hakancım çok güzel bir konuyu ele almışsın yine..kutluyorum..

aSa 14 Yıl Önce

Dilimizin sağıda bizim soluda. Sağıda, soluda özgün Türkçe kullanırsa daha iyi anlaşırız. Türkiye' siyasiler ne yazıkki kirletmeye çalıştılar. Her şeyi bir parça kirlettiler. Sağcılar Şeyh Bedrettini anlamadan yuh ettiler, Solcularda Şeyh Edibali'yi. Oysa biri iktidara muhalif bizdendi, diğeri iktidardaki bizden. Yani her ikiside bizim geçmişimizin eserleri idi. Bedrettin yenildi, Edibali silindi. Sonuç biz hala varız. Ama yenilip yok edilendende, silinip yok edilendende tam olarak yoksunuz. Uyanık olmak bunu görmeli. Şimdi Oktay Sinanoğlu'nu okumalı onu tanımalıyız. Hemde acil olarak Yazın google bakın tanıyın. Hak vereceksiniz bu yazılanlara. Kitabını önerecek olursam "Bye Bye Türkçe" 26 yaşında Dünya'nın en genç profesörü ünvanını almış bir bilim adamı. Okuyun...

aSa 14 Yıl Önce

Hakan bir yazı koydun aylar geçti. Yenisi geç kaldı ama güzel bi konu ile geldi. Burada Türkçe nin geldiği durumu güzel betimlemişsin.Afferin. Ben sana bir kaç ekleme yapayım. Öncelikle Türkçeden söz edince artık şu ismi hafızalarımıza kazmalıyız; "OKTAY SİNANOĞLU" BU İSMİ BİLMEMEK UTANÇ OLMALI TÜRKÇE KONUSUNDA. Google yazın bu ismi göreceksiniz ne olduğunu. Küçük bir eşeltiri ise yazının sonundaki "Titre ve kendine dön" uyarısına olacak. İnsanları titrettikçe uzaklaştırdık bu konulardan. Yüz yıllar öncesinin bilgelerine saygı gösterelim ama bu günkü bilgi çağından payını almış ışık hızının hesaplamasını yapabilen bilgelerimizi konuşalım derim.Şimdi Edibali nin söylediği o zamanın korunmasında en çok yüzleşilen üşümeye yöneltip, düşündürme yerine bu günün gerekleri ile insanları düşünmeye yöneltmek daha akılcı olur. Titre desen kim titrer de doğruyu bulabilir ki? Ama google'a gir dersen herkes girip bulur. O bir siyasi slaogan edildiği için iticidir. Birleştirici olan dildir.

Nagihan Kaçar 14 Yıl Önce

Öz Türkçe konuştuğumuzda ya da yazdığımızda maalesef anlamayanlar var...Çok zarif kelimelerin yerine konmuş,çok kaba tabirler var ne yazık...Kaleme aldığın konu beni yakından ilgilendiriyor Hakan.Çünkü ben de Türkçe'nin doğru kullanılması ve yaygınlaştırılması hususunda çok hassasiyet gösterenlerden biriyim.Kendi adıma çok teşekkürederim.Ama sadece bu kadar değil.Değişen tek şey,sadece konuşmalarımız mı acaba?????

HasaN 14 Yıl Önce

malesef= ne yazık ki zarif = ince, güzel tabir = yorum husus = konu hassasiyet = özen ------------------- Nagihan hanım dikkatinizi daha çok isteme değil uygulamaya çekermi? diye kısa yazınızdan çıkardığım 5 sözcüğün yerine Türkçe kullanılan karşılıklarını yazdım. Umarım yararı olur.

Soma'dan... 14 Yıl Önce

Güzel şeyler yapıyorsun Hakan..İlk başta seni tutmamıştım ama çalışıyorsun..Güzel şeyler yapyırosun.:iyi yoldasın..Tebrik ediyorum..

göcekli 14 Yıl Önce

Güzel bir konu üzerinde farklı bir aklaşım yapmışsınız tebrik ederiz.Türkçemize sahip çıkmadığımızdan elimizden almıyorlarmı? Baklava, hacivat - karagöz, nasrettin hoca gibi değerlerimizin başkalarınca sahiplenmesi gibi

Halil 14 Yıl Önce

çok güzel

Ali Topaloğlu 14 Yıl Önce

Bir konuya dikkat çekeyim.Kafe,butik,bar vb, yerlerin adlarına dikkat edin.Çoğunlukla yabancı.Bu büyük şehirlerde daha çok.Büyükşehirde Kavuniçi kafe gibi bir ad bulmak çok zor. Şurası bir gerçektir Türkçe elden giderse,Türkiye de elden gider.

Sitemizden en iyi şekilde faydalanmanız için çerezler kullanılmaktadır.