Sayın okuyucularım;
Bu haftada Mevlana Celalettin-i Rumi’nin, hoca efendileri olan Şemsi Tebrizi’nin başından geçen bir önemli bir olayı anlatacağım.
Bu olayın üzerinden yedi yüz yıl geçmesine rağmen o kadar güncel ki, bütün insanlık alemine hala örnek olmaktadır. Yazıyı beğenip hayatınızın bir köşesine koymanızı ve her zaman hatırlamanızı umarım.
Bir gün Mevlana’ya felsefeyle meşgul olan bir grup insan gelir. İmani konularda soruları vardı. Mevlana bu felsefecileri Şemse gönderdi. Felsefeciler Şemse gittiler. Şems talebelerine, bir kerpiç üzerine nasıl teyemmüm edileceğini gösteriyordu. Gelenlerden biri, en çok takıldıkları üç soruyu, peş peşe sıralayıverdi.
1. Allah var diyorsunuz ama görünmüyor, gösteremezsiniz; hadi gösterin de inanalım!
2. Şeytan’ın ateşten yaratıldığını söylersiniz, sonrada Cehennem de ateşle ceza verilecek dersiniz. Ateşten yaratılmış olan Şeytana ateş acı verebilir mi?
3. Ahirette herkes hakkını alacak, yaptıklarının karşılığını görecek diyorsunuz. Rahat bırakın şu insanları, istediklerini yapsınlar. Soruları biter bitmez Şems, elindeki kerpici soruları soran felsefecinin kafasına vurdu. Felsefeci hemen kadıya gitti ve Şems’ten şikayetçi oldu.
’’Ben soru sordum o bana kerpiçle vurdu!” dedi.
Şems-i Tebriz ise kendini savundu:
’’O bana soru sordu, ben de cevabını verdim.’’
Kadı bu olayı açıklamasını isteyince de şu açıklamayı yaptı.
’’Efendim, bu adam bana Allah-ü Teala’yı göster” dedi. Ben elimdeki kerpici başına vurarak sorusunun cevabını açıkladım. Şimdi başının ağrıdığını söylüyor.
Bu haftada Mevlana Celalettin-i Rumi’nin, hoca efendileri olan Şemsi Tebrizi’nin başından geçen bir önemli bir olayı anlatacağım.
Bu olayın üzerinden yedi yüz yıl geçmesine rağmen o kadar güncel ki, bütün insanlık alemine hala örnek olmaktadır. Yazıyı beğenip hayatınızın bir köşesine koymanızı ve her zaman hatırlamanızı umarım.
Bir gün Mevlana’ya felsefeyle meşgul olan bir grup insan gelir. İmani konularda soruları vardı. Mevlana bu felsefecileri Şemse gönderdi. Felsefeciler Şemse gittiler. Şems talebelerine, bir kerpiç üzerine nasıl teyemmüm edileceğini gösteriyordu. Gelenlerden biri, en çok takıldıkları üç soruyu, peş peşe sıralayıverdi.
1. Allah var diyorsunuz ama görünmüyor, gösteremezsiniz; hadi gösterin de inanalım!
2. Şeytan’ın ateşten yaratıldığını söylersiniz, sonrada Cehennem de ateşle ceza verilecek dersiniz. Ateşten yaratılmış olan Şeytana ateş acı verebilir mi?
3. Ahirette herkes hakkını alacak, yaptıklarının karşılığını görecek diyorsunuz. Rahat bırakın şu insanları, istediklerini yapsınlar. Soruları biter bitmez Şems, elindeki kerpici soruları soran felsefecinin kafasına vurdu. Felsefeci hemen kadıya gitti ve Şems’ten şikayetçi oldu.
’’Ben soru sordum o bana kerpiçle vurdu!” dedi.
Şems-i Tebriz ise kendini savundu:
’’O bana soru sordu, ben de cevabını verdim.’’
Kadı bu olayı açıklamasını isteyince de şu açıklamayı yaptı.
’’Efendim, bu adam bana Allah-ü Teala’yı göster” dedi. Ben elimdeki kerpici başına vurarak sorusunun cevabını açıkladım. Şimdi başının ağrıdığını söylüyor.
Bana başının ağrısını gösterebilirmi ?
Adam şaşırdı ve “Ağrı gösterilir mi? ancak hissedilir!’’ dedi.
Şems’te taşı gediğine koydu:
’’İşte nasıl var olan ağrı gösterilemezse, Allah’da vardır ama gözle görülmez”
Şems savunmasına şöyle devam etti :
“Bu adamın ikinci sorusu, ateşten yaratılmış olan Şeytan’ın ateşle nasıl cezalandırılacağıydı. Ben bunu açıklamak için de başına topraktan yapılmış bir kerpiçle vurdum.
Başı acıdı ağrıdı. Oysaki kerpicin de kendisi gibi asıl maddesi topraktır. Nasıl toprak toprağa acı veriyorsa, ateşte ateşten yaratılmış Şeytan’a azap verecektir.
Üçüncü sorusu da bırakın insanları, isteyen istediğini yapsın; niçin ahirette yapılanların karşılığı verilecek diye korkutuyorsunuz? şeklindeydi. Ben de ona canımın istediğini yaptım ama bundan hoşlanmadı ve beni size şikayet etti. Felsefeciler, bu açıklamalar karşısın da ne söyleyeceklerini bilemediler ve çok mahcup oldular. Fazla söze ne hacet, anlayana aklı ve kalbi açık olana fazla söz lakırtı olur.
Ben buradan sitemizde köşe yazarlığı yapan değerli öğretmenimiz Mustafa Şen’in güzel yorumlarına itafen bir cümleyle yazımı bitirmek istiyorum…
Saygım yazılara ve yazarlara tarafsızca yorum yapanlara.
ADEM TAŞKAN
Adam şaşırdı ve “Ağrı gösterilir mi? ancak hissedilir!’’ dedi.
Şems’te taşı gediğine koydu:
’’İşte nasıl var olan ağrı gösterilemezse, Allah’da vardır ama gözle görülmez”
Şems savunmasına şöyle devam etti :
“Bu adamın ikinci sorusu, ateşten yaratılmış olan Şeytan’ın ateşle nasıl cezalandırılacağıydı. Ben bunu açıklamak için de başına topraktan yapılmış bir kerpiçle vurdum.
Başı acıdı ağrıdı. Oysaki kerpicin de kendisi gibi asıl maddesi topraktır. Nasıl toprak toprağa acı veriyorsa, ateşte ateşten yaratılmış Şeytan’a azap verecektir.
Üçüncü sorusu da bırakın insanları, isteyen istediğini yapsın; niçin ahirette yapılanların karşılığı verilecek diye korkutuyorsunuz? şeklindeydi. Ben de ona canımın istediğini yaptım ama bundan hoşlanmadı ve beni size şikayet etti. Felsefeciler, bu açıklamalar karşısın da ne söyleyeceklerini bilemediler ve çok mahcup oldular. Fazla söze ne hacet, anlayana aklı ve kalbi açık olana fazla söz lakırtı olur.
Ben buradan sitemizde köşe yazarlığı yapan değerli öğretmenimiz Mustafa Şen’in güzel yorumlarına itafen bir cümleyle yazımı bitirmek istiyorum…
Saygım yazılara ve yazarlara tarafsızca yorum yapanlara.
ADEM TAŞKAN
Hasan35 14 Yıl Önce
Günümüz bilgisayar çağı.Bilginin artık erişilmez yüksek bir tabakanın tekelinde olduğu dönemler çok gerilerde kaldı.Köşe yazarlığı kuşkusuz ciddi ve sorumluluk isten yen bir iş olduğuda yazmama gerek yok. Şimdi bu bilgi çağında Allah'ın varlığını ispata çalışır bir konu açman bence bir az konu kıtlığındandır. Bu konuda ispatlar yapılmış karşı tezler artık olduğu ile yeterli görülmüştür ki hiç bir aklı selim kimse böyle bir tartışmaya ne girer nede gerek duyar. Dedim ya ancak" konu kıtlığı yaşıyorsan genel bir karşı konulmaz konu aç yazmış ol." davran. Sizin burada böyle bir konuda kopyala yapıştır yöntemi ile köşe yazıyor olmaya çalışmanız okuyucuya kolay şak şak yaptırmaktır. Oysa gündemde öyle konular varki genç bakışlarınızı bunlara yöneltip düşüncelerinizi paylaşmanız daha yer tutar diye düşünüyorum. Örneğin Müslüman Mısır, Tunus, Yemen, Lübnan ve sırada bekleyen nice memleketlerdeki isyanları başkaldırılara nasıl bakıyorsunuz? Bunları yazmak görevlerinizden sayılmazmı?
Selami SUSAM İzmir. 14 Yıl Önce
Yani Allahı inkar edenler dağları taşları sardıda sende vaay benim görevim budur dedin. Komik çocuklarsınız. Bu iş oyunmu site yöneticisi uyan. Allah'ın varlığını başağrısı ile ispata kalkarsan en büyük kötülüğü yaparsın. O zamanda bu yazdıkları geçerliydi ama şimdi değil. Bağ ağrısıda göz sancısıda artık görünüyor. Biliyormusun? Bundan haberin yoksa cahilliktir, acemiliktir bu. Allah'ı ispatlamak sizin gibi cahillere kaldıysa vay haline dünyanın. Allah, ispat yada red isteyen bir olgu değildir. İnsani verilerinizle bunu ispatta edemezsiniz, red de edemezsiniz. Onun için cahillere konuşacaklarınızı burada yazmayınız. Burada sizin cehaletinizi görebilecek sizden daha yeterli insanlarda var. Yazı yazdığınızda onlarıda hesaba katın. Bunu yaz bi köşeye. Allah sadece inanılmaka insanı insan yapan bir olgudur. İnanıp inanmamak senin elindedir. İnanırsan adam olursun inanmazsan ne olacağın meçhüdür. Bu bu kadarla yeterli değilse senin gibi kafadan sorunlu olanlar için kavga gerekir. İşte kavgacılar ortada. Allah'ı savunmaya çalışanlar bunun altında başka hinlikler yapıyor çağımızda artık. TEK CÜMLE; " ALLAH İSPATA GEREK DUYMAYACAK BİR GERÇEKTİR. İSPATA ÇALIŞANLAR ALLAH'I ÇIKAR ARACI YAPANLARDIR."
ersen 14 Yıl Önce
bu güzel yazınız nedeniyle teşekkür ediyorum size ersen-soma
çadırcının oğlu 14 Yıl Önce
Bildiğiniz gibi kerpiç özel bir yapıdır içine saman yumurta çamur… Gibi maddeler koyularak hazırlanır ünlü şairimiz şair eşrefin bu konuya bir açıklamasını şimdi size sunacağım : Esref, yerine vekil bırakarak İzmir’e gidiyor. Morali biraz bozuk. Yol arkadaşı ise biraz geri zekâlı, Eşref’e aptalca sorular soruyor. Bir ara: " Tanrı, Adem’i yaratırken çamuruna asman koydu mu, koymadı mı?" Eşref biraz düşündükten sonra: Ey bana tıynet-î Adem'de saman var mı diyen, Bir daha etme bana gel bu sual-î hami Balçığında saman olsaydı eğer insanoğlunun Çatlayıp da yarık olmazdı ananın a..............i Heeyy dostum artık tıp ilerledi acı sinir uçlarının tehlikeye karşı beyni uyanmasıdır yani acı gösteriliyor peki ya tanrı BUNLAR 500 YIL ÖNCEYDİ neyse bu gibi basit şeylerle mi Allah ı göstereceksiniz insanlara çok komikmiş okudukça güldüm ... TEK DİN : SEVGİ TEK IRK : İNSAN TEK ÜLKE : DÜNYA NE MUTLU İNSANIM DİYENE !!!
dürüst öğretmen 14 Yıl Önce
çadırcının oğlu dinsizlik progpogandası yapmayı bırak.mustafa öğretmen sanırım seni yönlendiriyor.uyma ona yanlış yapma.
çadırcının oğlu 14 Yıl Önce
ya ben dinsizlik propagandası falan yaptığım falan yok kanıt istedim Mustafa hocanın yazıları güzel kalemi kuvvetli hepiniz onun yazıları altında eziliyorsunuz ve siz bize lazımsınız siz olmasanız insanlar bunları nereden görecek sağ ol dürüst ...
ahi 14 Yıl Önce
anlayana sivri sinek saz anlamayana davul zurna az !
Mustafa Kemal'in Askeri 14 Yıl Önce
böyle bir yazı yazıyorsunuz Mevlana ve Şems Tebrizi'nin adını ağzınıza alıyorsunuz ve yazının en sonuna o ifadeyi ekleyerek ne kadar samimiyetsiz olduğunuzu açıkca göstermişsiniz yazık gerçektende...
Devrimci 14 Yıl Önce
Ey.......... sız agrınızı gostrerın bnde sıze allahı gosterecem sıze soz ama bunu sızde ısteyeceksın gormek anlastık mı benı bulun agrınızı gosterın agrı gorunmez sadece nenden olustugu gorulur kafırler kuranı kerımde yazıyorkı bana . kıtabıma rasulume ve hak dını ıslamıyete ınanmıyonlar ahıret gunu atesten bır takunya gıyecek we bu takunyanın sıcaklıgı beyınlerını kaynatacak.. bu kadr mucızeyede mı ınanmıyorsun arsı acmak dagları yıkmak gunesı sondurmek yazık olsun sızın gıbı ınsanlara bnde solcuyum ama cok sukur dınımdeyım namazımdayım unutmayın ataturk bu ulkeyı bıze emanet ettı ama dınsız olun dıe degıl aslında sızın hıc bır sucunuz yok sızın ebeveyn lerınızde butun suc bınanın temelı saglam olursa bına yıkılmaaz hala ınanmamakta ınat edersenız ahıret gunu yıklıacaksınız ....... bu gune her musluman kardesıme ıı yonde dua ettım ama sımdı de soyle dıoerum ADMİN: YORUMLARINIZDA LÜTFEN YORUMLARINIZDA KİŞİLİK HAKLARINA SALDIRI İÇEREN SÖZCÜKLER KULLANMAYINIZ.
çadırcının oğlu 14 Yıl Önce
Sen şimdi solculukla dinsizliği bir arada niye gösteriyorsun inanç ayrı siyaset ayrı zaten solcu isen laiksindir dinle siyaseti, dinle eğitimi... Ayırıyorsundur. Bana saçma geliyor dur inanmam sana doğal geliyordur inan Sanmayın ki dinsizler hemen iş olsun diye dinsiz olmuyorlar Akıl ve mantıklı bir şey söyle tamam diyeyim ha bide Atatürk ün el yazmaları var medeni bilgiler prof. dr. Afet İNAN anlatıyor oradan da Atatürk ün dine bakış açısını öğrene bilirsin Kimse benim imanımı ölçme iddiasında bulunmasın. ölçe bilecek varsa ta ÇIKSIN
Mustafa Şen 14 Yıl Önce
Adem Kardeşim yazının sonunda bana hitaben söylediğin saygı sözcükleri için teşekkür ederim.Bir eleştirim var...Yazının içeriği bugünlerimiz için nasıl bir ders verir bizlere yanıt veremeyeceğim.Son cümlelerinde söylediğin yazılara ve yazarlara tarafsızca yorum atanlara saygı bana ters geldi.Yazını okuyan kişi düşüncelerinin tarafı olarak olumlu ya da olumsuz yorum atabilir.Saygı, yazının içeriğini okuyup taraflıca yorum atanadır.Yazarın yazdığını okumadan şahsiyetlere ve yazı ile alakalı olmayan söylemlere saygı duymazsın kimse bir şey demez.Saygımız Okuduğunu Anlayıp Eleştiri Yapabilene...