Önceki köşe yazımda ipte 2 cambaz var demiştim, sıkıntının büyüklüğünden dem vurmuştum.
Bazı okurlarım o zaman tepki göstermişlerdi…
Aradan birkaç gün geçti ve tüm ülke gördü ki sıkıntı benim yazdığımdan daha büyükmüş, meğer işin ucunda milyar dolarlar varmış…
17 Aralıktaki o meşhur şafak baskınından sonra güzel ülkem çok farklı bir sabaha uyandı.
Aralarında 3 bakanın oğlunun da yer aldığı birçok kişi rüşvet ve yolsuzluktan gözaltına alındı. Gözaltının devamında ise bu bakan çocuklarından ikisi tutuklanarak cezaevine gönderildi. Özellikle İçişleri bakanının oğlu Barış Güler hakkındaki iddialar dudak uçuklattı.
Cumhuriyet tarihinin en büyük yolsuzluk olayı olarak görülen operasyondan sonra sizce neler oldu ?
Başbakan çıkıp davanın avukatlığına soyunmadı mı?
Hükümete operasyon yapıldığını söyleyip komplo teorileri kurmadı mı ?
Ayrıca 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununa göre gizli yürütülmesi zorunlu olan bu operasyondan kendisine haber verilmemesine kızmadı mı?
Bakanlarınızın isimlerinin de geçtiği bir operasyonu size haber vermek doğru mudur sayın başbakanım?
Kamuoyunda Ergenekon, Balyoz ve Şike davası olarak anılan bir kısım davada yargılanan bazı kişilerin yıllarca cezaevinde delilleri karartabileceği şüphesi ile tutulduğunu size hatırlatırım.
Şimdi bu ne perhiz, bu ne lahana turşusu.
Diyeceksiniz ki bundan sonra ne olacak?
Operasyondan sonra alelacele dosyaya ek savcılar atandığı, bir kısım polis müdürünün görev yerinin değiştirildiği ve emniyet teşkilatında da büyük bir cadı avı başlatıldığına göre akıllara her şey kılıfına uyduruluyor mu sorusu geliyor?
Medyaya yansıyan haberlerde Ayakkabı kutularındaki dolarlar, para kasaları, altınlar, rüşvet pazarlıkları gibi kuvvetli suç şüpheleri varken tüm bu olanların üzerini kapatmaya çalışmak Türkiye Cumhuriyeti Başbakanına yakışmakta mıdır?
Bakanlarına temizlenin de gelin bile diyemeyen, dün valimi yedirmem derken bugün bakanıma dokunma çağrısında bulunanlar ülkemizin düştüğü durumu daha ne kadar görmezden gelebilirler?
Suçlanan ve devlet içinde devlet diye nitelendirilen cemaatle düne kadar kader birliği yapan iktidar, niçin bu yapılanmaya daha önce müdahale etmemiş de ters düşünce yapılanlara isyan etmiştir!
Meğer bürokrasi, devlet yönetimi ve her yer cambaz kaynıyormuş. Meğer filler tepişiyor, çimenler eziliyormuş. Meğer kamu yönetiminde paralel yapılanmalar varmış da halkımız farkında değilmiş… Artık gidilen yolda durma zamanı gelmiş, TAKKE DÜŞMÜŞ, KEL GÖRÜNMÜŞTÜR.
Bazı okurlarım o zaman tepki göstermişlerdi…
Aradan birkaç gün geçti ve tüm ülke gördü ki sıkıntı benim yazdığımdan daha büyükmüş, meğer işin ucunda milyar dolarlar varmış…
17 Aralıktaki o meşhur şafak baskınından sonra güzel ülkem çok farklı bir sabaha uyandı.
Aralarında 3 bakanın oğlunun da yer aldığı birçok kişi rüşvet ve yolsuzluktan gözaltına alındı. Gözaltının devamında ise bu bakan çocuklarından ikisi tutuklanarak cezaevine gönderildi. Özellikle İçişleri bakanının oğlu Barış Güler hakkındaki iddialar dudak uçuklattı.
Cumhuriyet tarihinin en büyük yolsuzluk olayı olarak görülen operasyondan sonra sizce neler oldu ?
Başbakan çıkıp davanın avukatlığına soyunmadı mı?
Hükümete operasyon yapıldığını söyleyip komplo teorileri kurmadı mı ?
Ayrıca 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununa göre gizli yürütülmesi zorunlu olan bu operasyondan kendisine haber verilmemesine kızmadı mı?
Bakanlarınızın isimlerinin de geçtiği bir operasyonu size haber vermek doğru mudur sayın başbakanım?
Kamuoyunda Ergenekon, Balyoz ve Şike davası olarak anılan bir kısım davada yargılanan bazı kişilerin yıllarca cezaevinde delilleri karartabileceği şüphesi ile tutulduğunu size hatırlatırım.
Şimdi bu ne perhiz, bu ne lahana turşusu.
Diyeceksiniz ki bundan sonra ne olacak?
Operasyondan sonra alelacele dosyaya ek savcılar atandığı, bir kısım polis müdürünün görev yerinin değiştirildiği ve emniyet teşkilatında da büyük bir cadı avı başlatıldığına göre akıllara her şey kılıfına uyduruluyor mu sorusu geliyor?
Medyaya yansıyan haberlerde Ayakkabı kutularındaki dolarlar, para kasaları, altınlar, rüşvet pazarlıkları gibi kuvvetli suç şüpheleri varken tüm bu olanların üzerini kapatmaya çalışmak Türkiye Cumhuriyeti Başbakanına yakışmakta mıdır?
Bakanlarına temizlenin de gelin bile diyemeyen, dün valimi yedirmem derken bugün bakanıma dokunma çağrısında bulunanlar ülkemizin düştüğü durumu daha ne kadar görmezden gelebilirler?
Suçlanan ve devlet içinde devlet diye nitelendirilen cemaatle düne kadar kader birliği yapan iktidar, niçin bu yapılanmaya daha önce müdahale etmemiş de ters düşünce yapılanlara isyan etmiştir!
Meğer bürokrasi, devlet yönetimi ve her yer cambaz kaynıyormuş. Meğer filler tepişiyor, çimenler eziliyormuş. Meğer kamu yönetiminde paralel yapılanmalar varmış da halkımız farkında değilmiş… Artık gidilen yolda durma zamanı gelmiş, TAKKE DÜŞMÜŞ, KEL GÖRÜNMÜŞTÜR.
Yaşadığımız tüm bu olaylara rağmen kendi içini temizlemeye cesaret edemeyenlere halkın sandıkta cevap vermesi en demokratik yol olacaktır.
Gezi olaylarını görmezden gelen medyamız ne yazık ki Cumhuriyet tarihinin en büyük yolsuzluk operasyonu olarak nitelendirilen bu hadiseye de kayıtsız kalmıştır. Delillerin karartıldığı ve soruşturmanın engellendiği kanaati artmaktadır.
Dün kara dediklerine bugün ak diyenlerin vicdanı rahat mıdır?
Müslümanlıktan, kul hakkından söz eden Sayın Erdoğan, bakanlarının yaptığı iddia edilen yolsuzluklarda savunma tarafına geçerek olan biteni izlemiştir.
Operasyondan ancak 8 gün sonra çıkar tek yolun istifa olduğunu gören 3 bakan, Muammer Güler, Zafer Çağlayan ve Erdoğan Bayraktar istifa edebilmiştir, Atı alan Üsküdar’ı geçmiş ve operasyonun tüm dinamikleri görevden alınmıştır. İstifasından sonra açıklamalarda bulunan Sayın Bayraktar bile tüm olanlardan başbakanın haberi olduğunu ve istifa etmesi gerektiğini söylemiştir.
Delik ayakkabı ile yola çıktık diyen başbakan, ayakkabı kutusu içinden çıkan dolarlar ve Euroların hesabını halka nasıl verecektir. Yine bakanların teker teker istifa ettiği 25 Aralık günü patlayan bir başka yolsuzluk davası da yolsuzlukların ardı arkasının kesilmeyeceğini bizlere göstermektedir.
Başbakanlığın, Ulaştırma Bakanlığı’nın, Enerji Bakanlığı’nın, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nın da içerisinde yer aldığı iddia edilen bu operasyondaki yolsuzluk bedelinin de 100 milyar doları aştığı tahmin edilmektedir. Yine aynı gün eski içişleri bakanı İdris Naim Şahin’in AKP’den istifa etmesi ve istifa ederken ki açıklamaları da kazanın daha da karışacağının göstergesi olmuştur.
Çözüm süreci denen sürecin çözülme süreci olduğunu ve yolsuzluk operasyonundan sonra emniyet teşkilatında yapılan kıyımın doğru olmadığını söyleyen Şahin, sert sözlerle partisinden istifa etmiştir. Tüm bu olanların ardından hükümet istifa etme erdemini gösteremezse önce yerelde sonra da genel seçimlerde hezimete uğraması kaçınılmaz olacaktır.
Saygılarımla…
Gezi olaylarını görmezden gelen medyamız ne yazık ki Cumhuriyet tarihinin en büyük yolsuzluk operasyonu olarak nitelendirilen bu hadiseye de kayıtsız kalmıştır. Delillerin karartıldığı ve soruşturmanın engellendiği kanaati artmaktadır.
Dün kara dediklerine bugün ak diyenlerin vicdanı rahat mıdır?
Müslümanlıktan, kul hakkından söz eden Sayın Erdoğan, bakanlarının yaptığı iddia edilen yolsuzluklarda savunma tarafına geçerek olan biteni izlemiştir.
Operasyondan ancak 8 gün sonra çıkar tek yolun istifa olduğunu gören 3 bakan, Muammer Güler, Zafer Çağlayan ve Erdoğan Bayraktar istifa edebilmiştir, Atı alan Üsküdar’ı geçmiş ve operasyonun tüm dinamikleri görevden alınmıştır. İstifasından sonra açıklamalarda bulunan Sayın Bayraktar bile tüm olanlardan başbakanın haberi olduğunu ve istifa etmesi gerektiğini söylemiştir.
Delik ayakkabı ile yola çıktık diyen başbakan, ayakkabı kutusu içinden çıkan dolarlar ve Euroların hesabını halka nasıl verecektir. Yine bakanların teker teker istifa ettiği 25 Aralık günü patlayan bir başka yolsuzluk davası da yolsuzlukların ardı arkasının kesilmeyeceğini bizlere göstermektedir.
Başbakanlığın, Ulaştırma Bakanlığı’nın, Enerji Bakanlığı’nın, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nın da içerisinde yer aldığı iddia edilen bu operasyondaki yolsuzluk bedelinin de 100 milyar doları aştığı tahmin edilmektedir. Yine aynı gün eski içişleri bakanı İdris Naim Şahin’in AKP’den istifa etmesi ve istifa ederken ki açıklamaları da kazanın daha da karışacağının göstergesi olmuştur.
Çözüm süreci denen sürecin çözülme süreci olduğunu ve yolsuzluk operasyonundan sonra emniyet teşkilatında yapılan kıyımın doğru olmadığını söyleyen Şahin, sert sözlerle partisinden istifa etmiştir. Tüm bu olanların ardından hükümet istifa etme erdemini gösteremezse önce yerelde sonra da genel seçimlerde hezimete uğraması kaçınılmaz olacaktır.
Saygılarımla…
Serhat Kayın
taraf 11 Yıl Önce
sinan aygünün evinden çıkan paralar mustaf sarıgülün mavi dosyası baykalın kasedi kemalin ssk yolsuzlukları bunlardan hiç bahsetmiyorsunuz aziz kocaoğlu yolsuzluktan yargılanıyor başkan adayı oldu sarıgül gene aynı yolsuzluk iddiaları var oda başkan adayı mhpli mansur yavaş başkan adayı düne kadar size söven insandı mansur yavaş cemaate sövüyorsunuz gidip cemaat ile seçim ittifakı yapıyorsunuz kemal bey gidiyor operasyon yapılırken abd büyükelçisi ile görüşüyor kendisi neyin garantisini aldı abdden nerede sizin emperyalist düşmanlığınız??
SSEYHAN 11 Yıl Önce
siz chp nin kırkağaç sözcüsümüsü nüz? siz hiç bir şey bilmeden taraflı bir şekilde nasıl böyle bir yazı ve yazılar yazmaya cürret edersiniz. önce tarafsız olmayı becereceksiniz sonra yazarlık yapacaksıznız. sayın yönetici siz de bu şekilde chp nin sözcülüğünü yapmış oluyorsunuz.sizin de tarafsızlığınıza gölge düşüyor. yüreğiniz varsa da bu yorumumu yayınlarsınız.
yolcu 11 Yıl Önce
düne kadar ergenekonu yüürten bu savcılar dün kötüydü bugün iyi oldular sizin için bir anda erdoğan bayrakta kemal için karadeniz delikanlısı oldu siyaset gerçekten çok kaygan
Hasan KOÇ 11 Yıl Önce
sevgili serhat siz bir ipte iki cambaz demişsiniz ama diğer cambazları görmemişsiniz. cambazlar o kadar çoğalmış ki ne ip alıyor nede sayılabiliyor. ama ben şuna çok eminim, bir gün bu halk bu cambazların sandıkta iplerini mutlaka çekecektir. düne kadar herşeyi dinimiz için yapıyoruz diyenlerden gördük ki pasta paylaşılmaya balanınca. pay için birbirlrine girdiler. yorumcu arkadaşlara da birşeyler söylemek istiyorum v e diyorumki her türlü yolsuzluğun üzerine gidilmeli .cezalarını çekmeliler. yolsuzluğu yapanın dini,dili ırkı,siyasi görüşü beni hiç ilgilendirmiyor. ama tarafsız bir yargılama ile olmalı rte devlet uçağı ile emniyet müdürlerini taşımamalı. görevini yapan tüm devlet memurları rahat bırakılmalı. hiç korkmayalım arkadaşlar o yargı ve adalet bir gün bize de gerekecek.saygılar.
diyarbakırlı 11 Yıl Önce
ak kadrolar çalmaz hrsızlık yapmaz. ama eger alınan bir para varsa bilinki bu alınan paralar elbette faydalı bir yere harcanmıstır, harcanacaktır.helali hoş olsun ak partime.basbakanımıza paramız değil canımız feda.bu memleketi süper ülke haline getirmiş bırakında biraz bunun karını ikramiyesini alsınlar..ne varki bunda
Sait Türen 11 Yıl Önce
ülkenin son günlerde patlayan lağımlardan akan pislik içerisinde yüzdüğü ve hala birilerinin hırsızlıklarını kapatmak için yasaları çiğnediği ortamda herkes üzerine düşeni yapmalıdır.serhat kardeşim durumu açıklığıyla ortaya koymuş..yüreğine ,kalemine sağlık..
Günur Türen 11 Yıl Önce
sevgili serhat öncelikle yaşananları objektif bakış açısıyla değerlendirdiğin için tebrik ederim.ülkemizde yaşanan yolsuzluklar ve bu yolsuzlukları örtbas etme girişimleri,hukuğun ayaklar altına alınmış olması dünyadan bile tepki görürken bazıları hırsızları ve hırsızları koruyanları savunuyor.benim önerim dokunulmazlıklar kaldırılsın,sağ-sol farketmez adalete ve emniyete müdahil olunmasın adil olarak haklarında şaibeli işleri olanlar,suçlananlar yargılansın..suçu olmayan bunu seve seve kabul eder.ancak ülkemizde 17 aralıktan bu yana yapılanlar tamamen suçluluk psikolojisiyle yapılan işlerdir.kaygıları yok ve dürüst iseler savcılar neden değiştiriliyor,emniyette neden özellikle kritik noktalarda görev yapanlar görevden alınıyor.insanların yaşananları doğru okuması ve yolsuzluğu yapan kim olursa olsun savunmaması gerekir diye düşünüyorum..
diyarbakırlı 11 Yıl Önce
kürdüm oyumda sonuna kadar ak partiye
gülnur türen 11 Yıl Önce
sevgili diyarbakırlı kardeşim..ülkemiz süper ülke olmuş ise size bir tavsiyede bulunacağım.kırkağaçta yaşıyorsanız kaymakamlığın sosyal yardımlaşma biriminin manisa da yaşıyorsanız sosyal yardımlaşma vakfının girişinde bekleyin bir günde kaç vatandaş yardım için başvuruyor görün.süper ülke ama halkı aç ve işsiz..bu durum sizce bir çelişki değil mi..oyunuzu istediğinize vermekte de özgürsünüz ayrıca bizler için etnik kimliğinizin hiç önemi yok.insan olmanız size değer vermemiz için yeterli..bizi yönetenlerden de bölmeden ,ayrıştırmadan yönetmeleri ve haksızlık,hukuksuzluğa meydan vermemeleri.bir suçlama var ise adaletin görevini yapmasına izin verip aklanmaları,bunu yaptığında emin olun sn.başbakan bugün olduğundan daha fazla sevilecek ve destek görecektir.
Proavukat 11 Yıl Önce
serhat bey yazınızın her cümlesi anlam dolu tabi ki anlayana. elinize sağlık
......... 11 Yıl Önce
gerek yok yorum yapmaya müslümanlar ancak kardeştir.diyeceksiniz biz müslüman deyilmiyiz diye.bana değil kendinize sorun.hadis-i şerif derki:kişi sevdiği ile beraberdir.çok anlamak lazım
Sadri Yaman 11 Yıl Önce
değerli serhat kardeşim emeğine sağlık diyorum önce...geçen yazındaki cambaz sayısını ben üçe çıkarmıştım ...bu senin güzel yazına eleştiri değildi asla...ama bir gerçek varki hepimiz biliyoruz bunu...herşeyi bildiğini sandığım yüksekokul mezunu birisiyle konuşuyorum...konuyu anlatıyorum...amerika diyorum ,dünyaya hakim diyor...karşısında hiç kimse birşey yapamaz diyor.ifadesinde teslimiyet var.bunu bizde biliyoruz diyorum,teslimiyet cümleleri dökülüyor ağzından...peki bu ülke ne olacak,ekonomik,askeri,siyasi bağımsızlığını kaybetmiş diyorum amerika dünyaya hakim diyor...şunu vurgulamak istedim aslında,abd nin ülke,bölge,kıta bazında geliştirilmiş ve bire bir uygulanan,ve planları projeleri washington ve pentagonda yapılan,çalışmaları var,bu belli bir ülkede ,askeri darbe,sivil darbe,demokrasi adı altında diktatörlük olabilir yeterki abd ye hizmet etsin.bu anlamda akp bir yerlere battı çıkamayacağını abd de biliyor.her ihtimale karşı b planı var adamların.asıl mesele liderlerin bunu
Sadri Yaman 11 Yıl Önce
kabullenip kabullenmeyeceği... olaya düz mantıkla bakarsak tayyip erdoğan aktif siyasette abd politikalarını yerle bir eden bir siyasi geleneğin temsilcisiydi . 11 yıllık iktidarı boyunca hep abd yanlısı oldu hiç bir karşı tutum gördükmü hayır daha ötesi milyonlarca sivil ,asker ıraklı insan kanı dbd askerleri tarafından dökülürken o ne dedi abd askerlerinin sağ salim ülkelerine dönmesi için duacı oldu.burada sorun şu ...bu gün erdoğan abd nin taşıyamayacağı kadar bir yerlere battı yerine ipe çıkacak birilerini 3 adamı b planı olarak hazır etmesi gerekiyor. bu ahmet olur,mehmet olur,birileri muhakkak olacak abd menfaatlerine kim hizmet edecekse bundan sonra.benim sorunum emperyalist abd politikalarına,eli kanlı katillere hizmet etmeyecek,onurlu,ülkesini seven politikacılarda...saygılar...
Özgür. 11 Yıl Önce
"çözüm süreci denen sürecin çözülme süreci " 17 aralıktan bu yana olan sureci tanımlayan güzel tanımlama. kaleminize sağlık serhat bey.
ayse uncu 11 Yıl Önce
emeklerine ağzına sağlık ...bunca olandan sonra hala ak ız diyenlere ithaf olunur
Seval avcı 11 Yıl Önce
serhatcım kalemin gercekten çok akıcı. ellerine sağlık... şuan tüm ülkemiz için zor zamanlar yaşıyoruz. insanların birbirini daha iyi anlaması gerektiğini,kutuplaşmaların olmaması gerektiğini düşünüyorum.bu şu parti bu parti olayından cıkmış çoktan ülkemizin geleceği meselesine dönmüştür.malesef kimi insanlar olayın boyutlarını hala anlayamadı. başbakanı yemek gibi bir derdimiz yok bizim derdimiz tüm bu yolsuzlukların hesabının sorulması.başbakanın bir konuşmasıyla noktalamak istiyorum : hırsızlık oğuldan babaya değil, babadan oğula gecer. devlette de boyledir hırsızlık tepeden başlar...işte aynen böyle soylemişti şimdi sakın halkı salak sanmasınlar...
hülya 11 Yıl Önce
medya hakim olmuş serhat yargıç olmuş.siz bu işi çok güzel beceriyorsunuz.devam edin ama güneş balçıkla sıvanmaz ve şu yazı senin yüz karan olacak yakında ama ey serhat tabiki utanmasını bilirsen.ne zamandan beri senin aklın cemaatke birlikte çalışmaya başladı?
SSEYHAN 11 Yıl Önce
serhat kardeşim hani chp nin kırkağaç a konuşmaya getirdiği muharrem ince vekliniz var ya çok dürüst olan işte o diyordu ki bir zaman 'sizin kıbleniz pansilvaya olmuş' siz daha nediyorsunuz? diye yani hocaefendiyi kastediyordu. şimdi o günleri ne çabuk unuttunuz da cemaatçi oluverdininiz. hani cemaat atatürk,cumhuriyet,laiklik düşmanı idi.nerede kaldı o söylemleriniz.kimi yorumcularda kalemine sağlık gibi yorum yapıyorlar hadi o söylemlerle ilgili de şu akıcı kalemim ile bir yazı yaz da görelim.
Nokta Atışı 11 Yıl Önce
yolsuzluk kim yapmışsa cezasını sonuna kadar çeksin eyvallah.. ama bana asıl koyan menfaati uğruna devlete el ense çekmeye cüret eden bir cemaati kimsenin görmemesi duymaması.. sen kim oluyorsun da devlete el ense çekmeye kalkıyorsun! cemaatin sırf bu yönünden dolayı sonuna kadar ak partiyi destekleyeceğim ta ki cemaatin yerle bir olduğunu görene kadar.. cemaate devleti yedirmeyiz!!
zeytindalı 11 Yıl Önce
Öncelikle yazara köşe yazısı yazmamasını söyleyen seyhan’a şunu hatırlatayım ki akpli birçok vekil köşeyazısı yazmaya devam ediyorlar,ayrıca başbakanın danışmanı yiğit bulut da köşesinde hergün methiyeler düzüyor başbakana.sonra cemaate karşı duracağım diye devletin soyulmasına izin mi vereceğiz yani.Bir de yazara cemaat yanlısı demişsiniz ya çok güldüm,bir önceki yazısını okuyun anlarsınız neden güldüğümü…Diyarbakırlı sana sen arada bir yeteneksizsinize katıl bence anca paklar seni
BERKUTXXX 11 Yıl Önce
yeni yıldan beklentilerim: tayyeap gitsin. ülke bi düze çıksın. bu zihniyetle olmaz. kendimize gelmek lazım. ulu önderin yolundan saptıranları tepeden atmak lazım.
BerkuYt 11 Yıl Önce
serhat bey çok güzel bir yazı olmuş. bizi aydınlattığınız için teşekkür ederim. sizi daha iyi yerlerde görmek isteriz.böyle insanlar olduğu sürece gözümüz açık olacaktır tebrikler..
Elçin 11 Yıl Önce
filmin sonuna geliyoruz türk ordusuna operasyon yapılırken kozmik odalarına girilirken alkışlayanlar, iş akp'nin yolsuzluklarına hırsızlıklarına gelince, polis müdürlerini görevden alıyor savcıların elinden despotlukla hırsızlık dosyalarını alıp, pisliklerini ört bast etmek istiyorsa, recep tayyip erdoğan'ın türk milletinin vicdanında aklanması asla mümkün değildir.
Erdal 11 Yıl Önce
ülkemizi kutuplaştıranların kutuplaştığı bir süreçteyiz.. yani atomlarımızı ayrıştırmaya başladılar. biz hayatlarımızı devam ettirebilmek için gece gündüz çabalarken bizi yönetenler gece gündüz inanç tüccarlığı yaparak yattıkları yerden milyon çoğaltıyorlar ne yazııkki. kalemine sağlık serhatçım.
Hasan YILDIRIM 11 Yıl Önce
hırsızlara karşı nasıl tarafsız olabiliriz anlatın da görelim...
Hasan YILDIRIM 11 Yıl Önce
serhat bey gerçekleri yazmışsınız tebrikler... eyyy bu yazıdaki gerçekleri görmeyen ya da ne bileyim görmezden gelenler diyarbakırlı gibi seyhan gibi mesela. arkadaşlar o çalınan paralar sizin benim, bu ülkede yaşayan herkesin, ve de daha paranın ne olduğunu bile öğrenecek kadar büyümemiş çocukların yani bizim çocuklarımızın parası....hangi mantıkla hala hırsızları savunuyosunuz anlamıyorum. her şey ortada aslında adamlar içeri girdi... gerçi tayyip erdoğanın önceden haberi olsaydı girmezlerdi. yakında da çıkarlar zaten üzülmeyin.... durmak yok yolsuzluğa devam.
Kemalist 11 Yıl Önce
taraf olmayan bertaraf olur ideolojisini benimseyen bir iktidarla karşı karşıyayız. isteklerini yerine getirmeyen yargı ve emniyet mensuplarına karşı yapılmış çirkin saldırılar vatanını ve milletini seven bu insanları davalarından vazgeçirmeyecektir. yapılan yolsuzluklar ve haksız kazançlar elbet gün yüzüne çıkıp hepsi türk yargısında yargılanıp hakettikleri cezaları alacaklardır.