Eğitim-Sen "Torba Emekçilerin Başına Geçiyor"
İlçemiz Eğitim Sen İlçe Temsilciliği gündemdeki Torba Yasa ile ilgili bir basın açıklaması yaptı. İşte Eğitim Sen’in kirkagac.net aracılığıyla yayınladığı basın açıklaması;
“Bazı Alacakların Yeniden Yapılandırılması ile Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu ve Diğer Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı” başlığı altında ek maddelerle genişletilen torba yasa iş kanunundan, sosyal güvenliğe kadar pek çok alanda, önemli değişiklikler öngörüyor. Emekçilere dönük kapsamlı bir saldırı programı olarak nitelendirilebilecek yasa, günlerdir çeşitli sendika, meslek odası ve siyasi oluşumlar tarafından protesto ediliyor.
Torba Yasayla; güvencenin son kalesi olan 657 düşürülüyor.
1- Niteliği itibariyle ölçülmesi mümkün olmayan Kamu Hizmetleri alanına Performans Uygulamaları getirilmekte ve Sübjektif Değerlendirmelerle Performansa Dayalı Ücretlendirme Sisteminin dayanakları oluşturulmaktadır. Bu yöntemle, Kamu Emekçileri arasındaki Dayanışma ilişkileri ortadan kaldırılarak, Kamu Emekçilerinin birbiriyle Yarışması amaçlanmaktadır.
2- Kamu Emekçilerinin en temel taleplerinden biri olan Toplu Sözleşme Hakkı işlevsizleştirilmektedir.
3- Farklı Kurumlara Geçici Görevlendirme yoluyla, Ödünç Memurluk adı altında “Sürgün” yasal hale getirilmekte, Görev Yeri ve Süresine bağlı kalınmaksızın “Ödünç Çalıştırma” ve “Esnek Çalışma” hayata geçirilmektedir.
4- Çalışma sürelerinin tespitinde kurumlara yetki verilerek, normal olarak bilinen “Mesai Saatlerinin”, idarelerce istenildiği gibi değiştirilmesinin önü açılmaktadır.
5- Kurumların Teşkilat Yasalarında değişiklik yapılarak “Kadrosu kaldırılan Memurlar Havuza alınmakta”, “Kadro kaldırıldığında ise, o kadroya bağlı olarak çalışan personelin Kamu Göreviyle bağı kesilmektedir”.
6- Grev yasağının çerçevesi genişletilerek; Sendikal Haklar, Toplu Pazarlık Hakkı yok edilmektedir.
7- Kamu Yönetimi Politikalarını belirleyen “Üst Düzey Personelin Özel Sektörden atanması” yoluyla, “Kamu Hizmetlerinin Yönetimi” “Yandaş Sermaye” çevrelerine ve “Yandaş Siyasi Kadrolara” bırakılmaktadır.
8- Kamuda Görevde Yükselmelerin Temel Belirleyenlerinden olan “Liyakat” ve “Kariyer” ilkeleri yok edilerek; Kurum içinde Görevde Yükselmenin önü kapatılmakta, yani; tıpkı ABD’de olduğu gibi, her dönem Hükümetle gelip, Hükümetle giden, iktidarın dünya görüşüne paralel bir “Yönetici Sınıfı” yaratılmaktadır.
9- Genel Seçimlerden sonra, 1 Ocak 2012’de yürürlüğe girecek olan Genel Sağlık Sigortası Yasası kapsamında, Gelirinin %12,5’unu GSS Primi olarak ödemeyen tüm yurttaşların, Sağlık Hizmetlerinden yararlanması engellenmektedir.
10- Asgari Ücret Yaş sınırı 16’dan 18’e çıkartılmakta ve böylece 250 bin Gencimizin ayda 85 TL daha düşük Ücret almasının yolu açılmaktadır.
11- “Kısmi Süreli”, ya da, “Çağrı Üzerine Çalışan”ların Aylık Sigorta Primlerinin 30 gün olarak yatırılmaması halinde Sağlık Hizmetlerinden yararlanmasının önü kapatılmakta, ancak, kendilerinin arada kalan gün sayısı kadar GSS Primi ödemeleri halinde Sağlık Hizmetlerinden yararlanmaları amaçlanmaktadır.
12- Mesleki Eğitim gören Öğrencilerimizin Staj yapabileceği İşyeri Barajı olarak bilinen İşyeri Çalışan Sayısı 20’den 5’e düşürülmekte ve böylece Çocuklarımızın Sömürülmesi yasal hale getirilmekte, üstelik halen onlara ödenen Asgari Ücretin 2/3’si oranı 1/3’e indirilerek İşverenlere daha da Ucuz Emek Gücü sunulmaktadır.
13- 18-29 Yaş Arası Erkek ve 18 Yaş üstü Kadın çalıştıran İşverenlere “İstihdam Teşviği” adı altında kaynak aktarılmakta, bu durumdaki çalışanların SGK Primleri İşsizlik Fonundan karşılanmaktadır. Böylece; Patronların SGK Primi ödeme sıkıntısı ortadan kaldırıldığı gibi, 30 Yaş üzerindeki Emekçilerin işten atılmalarının da önü açılmaktadır. Üstelik; İşsizlik Fonu, yani İşçilerin İşsiz kaldığı zaman yararlanmaları için oluşturulan Fon, Patronlar lehine kullanılacak, Sermayeye bir de bu biçimde Kaynak aktarılacaktır.
14- İlk işe başlamada “Deneme Süresi” 2 aydan 4 aya çıkartılmakta ve bu sayede özellikle yılda 4-5 ay süreyle İşçi çalıştıran Turizm Sektöründe tam bir Sömürü Düzeni kurulmaktadır.
15- Denkleştirme Uygulaması adı altında İşçilere günde 11 Saat süreyle Çalışma dayatılmakta ve Fazla Mesai Ücreti ödemesi de ortadan kaldırılmaktadır.
16- “Sicil” yerine “Disiplin” kavramı getirilerek, Hükümetin emrine biat eden Kamu Emekçileri oluşturulmaya, Yandaş Sendikaların örgütlenmesinin önü açılmaya çalışılmaktadır.
17- Vali ve Kaymakamların Üst Disiplin Amiri olmaları sağlanmakta, böylece “ben Hükümetin Valisiyim” diyebilen “Hükümet Memurlarına”, Kamu Emekçilerinin Kaderi Teslim edilmek istenmektedir.
18- Yaklaşık 70 bin İşçinin Kaderiyle oynanmakta ve Sınıf Kardeşlerimize Norm Kadro Fazlası adı altında, Sürgünler dayatılmaktadır.
Mücadelemizin Temel Amaç ve Hedefleri arasında; yukarıda bahsi geçen Torba Yasası maddelerinin geri çekilmesi,
Kamuda Performans Esaslı Yönetim Modeli Uygulamalarına son verilmesi,
Kesintisiz Hizmet, Zorunlu Fazla Mesai vb. Angarya Uygulamalarının sonlandırılması,
Siyasi Kadrolaşmaya son verilmesi,
Ücret Adaletinin sağlanabilmesi için “Eşit İşe Eşit Ücret” uygulamasının yaşam bulması, gibi çok önemli taleplerimiz yer almaktadır.
Kamuyu “Ticari İşletme”, Kamu Hizmetlerini “Meta”, Vatandaşı “Müşteri” olarak gören ve Kamu Emekçilerini de bu yönde kamu hizmeti üreten kişiler olmaya zorlayan, Kamu Emekçilerine “Piyasa Koşullarında Güvencesiz Çalışmayı” dayatan bu Yasa Tasarısı, özü itibarıyla biz Kamu Emekçilerini “Köle” haline getirmeyi amaçlamaktadır.
Bizler Onurlu Kamu Emekçileri olarak; Kazanılmış Haklarımızın gaspına ve Kölelik Dayatmalarına izin vermeyeceğiz, teslim olmayacağız…
Emperyalist politikalara, GATS Anlaşması hükümlerinin uygulanmasına, Sözleşmeli Kölelik dayatmasına, İş güvencemizin gaspına, Mezarda Emekliliğe, Yoksulluk Ücretine, Esnek Çalışmaya, Performans Uygulamalarına, Ayrımcı Politikalara, Ödünç Memurluğa, Angaryaya, Siyasi Kadrolaşmaya, Eğitim ve Sağlık Hakkımızın Paralı Hale Getirilmesine Karşıyız kabul etmiyoruz.
“Bazı Alacakların Yeniden Yapılandırılması ile Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu ve Diğer Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı” başlığı altında ek maddelerle genişletilen torba yasa iş kanunundan, sosyal güvenliğe kadar pek çok alanda, önemli değişiklikler öngörüyor. Emekçilere dönük kapsamlı bir saldırı programı olarak nitelendirilebilecek yasa, günlerdir çeşitli sendika, meslek odası ve siyasi oluşumlar tarafından protesto ediliyor.
Torba Yasayla; güvencenin son kalesi olan 657 düşürülüyor.
1- Niteliği itibariyle ölçülmesi mümkün olmayan Kamu Hizmetleri alanına Performans Uygulamaları getirilmekte ve Sübjektif Değerlendirmelerle Performansa Dayalı Ücretlendirme Sisteminin dayanakları oluşturulmaktadır. Bu yöntemle, Kamu Emekçileri arasındaki Dayanışma ilişkileri ortadan kaldırılarak, Kamu Emekçilerinin birbiriyle Yarışması amaçlanmaktadır.
2- Kamu Emekçilerinin en temel taleplerinden biri olan Toplu Sözleşme Hakkı işlevsizleştirilmektedir.
3- Farklı Kurumlara Geçici Görevlendirme yoluyla, Ödünç Memurluk adı altında “Sürgün” yasal hale getirilmekte, Görev Yeri ve Süresine bağlı kalınmaksızın “Ödünç Çalıştırma” ve “Esnek Çalışma” hayata geçirilmektedir.
4- Çalışma sürelerinin tespitinde kurumlara yetki verilerek, normal olarak bilinen “Mesai Saatlerinin”, idarelerce istenildiği gibi değiştirilmesinin önü açılmaktadır.
5- Kurumların Teşkilat Yasalarında değişiklik yapılarak “Kadrosu kaldırılan Memurlar Havuza alınmakta”, “Kadro kaldırıldığında ise, o kadroya bağlı olarak çalışan personelin Kamu Göreviyle bağı kesilmektedir”.
6- Grev yasağının çerçevesi genişletilerek; Sendikal Haklar, Toplu Pazarlık Hakkı yok edilmektedir.
7- Kamu Yönetimi Politikalarını belirleyen “Üst Düzey Personelin Özel Sektörden atanması” yoluyla, “Kamu Hizmetlerinin Yönetimi” “Yandaş Sermaye” çevrelerine ve “Yandaş Siyasi Kadrolara” bırakılmaktadır.
8- Kamuda Görevde Yükselmelerin Temel Belirleyenlerinden olan “Liyakat” ve “Kariyer” ilkeleri yok edilerek; Kurum içinde Görevde Yükselmenin önü kapatılmakta, yani; tıpkı ABD’de olduğu gibi, her dönem Hükümetle gelip, Hükümetle giden, iktidarın dünya görüşüne paralel bir “Yönetici Sınıfı” yaratılmaktadır.
9- Genel Seçimlerden sonra, 1 Ocak 2012’de yürürlüğe girecek olan Genel Sağlık Sigortası Yasası kapsamında, Gelirinin %12,5’unu GSS Primi olarak ödemeyen tüm yurttaşların, Sağlık Hizmetlerinden yararlanması engellenmektedir.
10- Asgari Ücret Yaş sınırı 16’dan 18’e çıkartılmakta ve böylece 250 bin Gencimizin ayda 85 TL daha düşük Ücret almasının yolu açılmaktadır.
11- “Kısmi Süreli”, ya da, “Çağrı Üzerine Çalışan”ların Aylık Sigorta Primlerinin 30 gün olarak yatırılmaması halinde Sağlık Hizmetlerinden yararlanmasının önü kapatılmakta, ancak, kendilerinin arada kalan gün sayısı kadar GSS Primi ödemeleri halinde Sağlık Hizmetlerinden yararlanmaları amaçlanmaktadır.
12- Mesleki Eğitim gören Öğrencilerimizin Staj yapabileceği İşyeri Barajı olarak bilinen İşyeri Çalışan Sayısı 20’den 5’e düşürülmekte ve böylece Çocuklarımızın Sömürülmesi yasal hale getirilmekte, üstelik halen onlara ödenen Asgari Ücretin 2/3’si oranı 1/3’e indirilerek İşverenlere daha da Ucuz Emek Gücü sunulmaktadır.
13- 18-29 Yaş Arası Erkek ve 18 Yaş üstü Kadın çalıştıran İşverenlere “İstihdam Teşviği” adı altında kaynak aktarılmakta, bu durumdaki çalışanların SGK Primleri İşsizlik Fonundan karşılanmaktadır. Böylece; Patronların SGK Primi ödeme sıkıntısı ortadan kaldırıldığı gibi, 30 Yaş üzerindeki Emekçilerin işten atılmalarının da önü açılmaktadır. Üstelik; İşsizlik Fonu, yani İşçilerin İşsiz kaldığı zaman yararlanmaları için oluşturulan Fon, Patronlar lehine kullanılacak, Sermayeye bir de bu biçimde Kaynak aktarılacaktır.
14- İlk işe başlamada “Deneme Süresi” 2 aydan 4 aya çıkartılmakta ve bu sayede özellikle yılda 4-5 ay süreyle İşçi çalıştıran Turizm Sektöründe tam bir Sömürü Düzeni kurulmaktadır.
15- Denkleştirme Uygulaması adı altında İşçilere günde 11 Saat süreyle Çalışma dayatılmakta ve Fazla Mesai Ücreti ödemesi de ortadan kaldırılmaktadır.
16- “Sicil” yerine “Disiplin” kavramı getirilerek, Hükümetin emrine biat eden Kamu Emekçileri oluşturulmaya, Yandaş Sendikaların örgütlenmesinin önü açılmaya çalışılmaktadır.
17- Vali ve Kaymakamların Üst Disiplin Amiri olmaları sağlanmakta, böylece “ben Hükümetin Valisiyim” diyebilen “Hükümet Memurlarına”, Kamu Emekçilerinin Kaderi Teslim edilmek istenmektedir.
18- Yaklaşık 70 bin İşçinin Kaderiyle oynanmakta ve Sınıf Kardeşlerimize Norm Kadro Fazlası adı altında, Sürgünler dayatılmaktadır.
Mücadelemizin Temel Amaç ve Hedefleri arasında; yukarıda bahsi geçen Torba Yasası maddelerinin geri çekilmesi,
Kamuda Performans Esaslı Yönetim Modeli Uygulamalarına son verilmesi,
Kesintisiz Hizmet, Zorunlu Fazla Mesai vb. Angarya Uygulamalarının sonlandırılması,
Siyasi Kadrolaşmaya son verilmesi,
Ücret Adaletinin sağlanabilmesi için “Eşit İşe Eşit Ücret” uygulamasının yaşam bulması, gibi çok önemli taleplerimiz yer almaktadır.
Kamuyu “Ticari İşletme”, Kamu Hizmetlerini “Meta”, Vatandaşı “Müşteri” olarak gören ve Kamu Emekçilerini de bu yönde kamu hizmeti üreten kişiler olmaya zorlayan, Kamu Emekçilerine “Piyasa Koşullarında Güvencesiz Çalışmayı” dayatan bu Yasa Tasarısı, özü itibarıyla biz Kamu Emekçilerini “Köle” haline getirmeyi amaçlamaktadır.
Bizler Onurlu Kamu Emekçileri olarak; Kazanılmış Haklarımızın gaspına ve Kölelik Dayatmalarına izin vermeyeceğiz, teslim olmayacağız…
Emperyalist politikalara, GATS Anlaşması hükümlerinin uygulanmasına, Sözleşmeli Kölelik dayatmasına, İş güvencemizin gaspına, Mezarda Emekliliğe, Yoksulluk Ücretine, Esnek Çalışmaya, Performans Uygulamalarına, Ayrımcı Politikalara, Ödünç Memurluğa, Angaryaya, Siyasi Kadrolaşmaya, Eğitim ve Sağlık Hakkımızın Paralı Hale Getirilmesine Karşıyız kabul etmiyoruz.
HABER-FOTOĞRAF: HAKAN DEMİR
HABER-FOTOĞRAF: HAKAN DEMİR
*********
**********
ersen 14 Yıl Önce
tebrikler sendikaların daha çok sesini duyurması gerek.. ersen-soma
g.i 14 Yıl Önce
başka sendika yok sanırım bu memlekette hayret bişey
Ali KOÇ 14 Yıl Önce
kendin için yapamıyorsan çocuğunun geleceği için torba yasaya karşı çıkın bu hepimizin meselesi duyarlı olalım.
hasan1907 14 Yıl Önce
yıllardır örgütsüz bir toplum olmanın sıkıntısını yaşıyoruz,siyasal iktidarların "yağma hasan ın böreği"misali ülke kaynaklarını kendi yandaşlarına peşkeş çekmeleri,örgütsüz olan toplum kesimlerinin bu konularda tepki gösterememeleri ülkemizi bu hale getirdi.oysa demokrasilerde sendikaların ve sivil toplum kuruluşlarının önemli bir yeri vardır.sendikalar ve sivil toplum kuruluşları iktidarların keyfi uygulamalarını dizginleyebilecek,kendi üyeleri açısından haksız uygulamaları engelleme çabası içine girebilecek en önemli örgütlerdir.düşünebiliyormuyuz toplumumuzda 40 milyon örgütlü sendika ve sivil toplum üyesinin bulunduğunu.hangi siyasi güç keyfi uygulamayı dikte ettirmeye çalışabilir topluma.işçi kendi hakkını ,köylü kendi hakkını diğer çalışanlar kendi haklarını savunabilme adına dik duruş gösterir ben iktidarım ,ben her şeyi bildiğim gibi yaparım diyenlere karşı.oysa örgütlü insan sayısı çok az,birkısmıda iktidar yanlısı .onun için hep KESK i görüyoruz .onun için hayret etme (G.İ)
dürüst öğretmen 14 Yıl Önce
torbadan biber çıktı:)yedinizmi biberi :)
memduh 14 Yıl Önce
emek vermek bir şeyler için emek dökmek eğitimsene yakışıyor.tebrikler
------ 14 Yıl Önce
adamlar davaları için gidip biber yiyorlar. sen ne yapıyorsun yalakalık ve teslimiyetçilik, şu an senden ne isteseler verirsin eminim.
hasan1907 14 Yıl Önce
onların torbasından biber ,tazyikli su çıktı...sanada kına kaldı dürüst öğretmen...
sONGÜL 1954 14 Yıl Önce
Kendini düşünmediğin belli çocuğunu ,torununu dfüşün . Sonraki pişmanlık fayda vermez.