Çıkar ilişkilerini sürdürmek için, güçlünün yanında gözükenler, tarih boyunca hep var olmuşlardır.
"Gelen ağam, giden paşam" misali, yönetim kimde olursa olsun onlar için fark etmemiştir. Safı ve çizgisi belli olmayan bu samimiyetsizlerin, samimi insanların arasında yer bulmaları yararlı değil, hep zararlı olmuştur. Zaman geçtikçe bu yanlış kişileri, ayıklama ihtiyacı doğmuştur.
"Gelen ağam, giden paşam" misali, yönetim kimde olursa olsun onlar için fark etmemiştir. Safı ve çizgisi belli olmayan bu samimiyetsizlerin, samimi insanların arasında yer bulmaları yararlı değil, hep zararlı olmuştur. Zaman geçtikçe bu yanlış kişileri, ayıklama ihtiyacı doğmuştur.
Konunun önemini ve geçmişte samimiyetsizlerin toplumdan nasıl ayıklandıklarını anlatan, bir hikaye vardır. Hikaye şöyledir;
Yıl 1412; Sultan 2. Murat, Hacı Bayram-ı Veli’nin müritlerini vergiden muaf tutmuştu. Bu durumdan istifade etmek isteyen herkes, Hacı Bayram’ın etrafında toplanıp ona mürit olmaya başlar. Bu durumda devlet, Ankara ve çevresinden hiç vergi toplayamaz olmuştu.
Saray’dan bir mektup gelir:
- Ekser-i nâs, suretlerini cenab-ı şerifinizin dervişanı ziyyine (kılığına) müselik itmişlerdir. Ne miktar dervişanınız var ise, il’lâm buyurasız ki âna göre amel oluna! ( İnsanların ekserisi sizin dervişiniz kılığına girmişlerdir. Ne kadar dervişiniz varsa bildirin ki ona göre davranıla)
Hacı Bayram, bu mektubu alınca;
-“Bize biat eyleyen fukaraya ziyafetimiz vardır! ' Diye duyurular yaptırır.
Ankara’da Şimdiki istasyonun arkasındaki Kanlı göl mevkiinde, yüksekçe bir yere çadır kurdurur. Cümle dervişler gelir…
-“Bana irâdet getürenleri, bugün, fî sebilillah ( Allah yolunda ) kurban eylesem gerektir!” şeklinde bir konuşma yapar.
Dervişler şaşırır. Hepsi bir yana kaçar. Sadece, bir kadın ve bir erkek çadıra girer... Çadırda önceden hazırlanmış bir koç kesilir. Kanı çadırdan dışarı akınca, meydanda hiçbir mürid kalmaz.
Bunun üzerine Hacı Bayram Padişaha mektupla cevap verir:
- 'Bir buçuk dervişim vardır. Gerisi yoktur' Der…
Günümüzde de benzer durumlar görülmektedir. Kişisel çıkarları için, gücün, yani güçlünün yanında görünenlerin sayısı, giderek artmaktadır. Bu çıkarcı zatlar, kalben değil, cismen bulundukları ortamlarda, bukalemun gibi renk değiştirip, ortama uyum sağlamakta, samimiyetsizliklerini gizlemektedir. Basit sınavlarla, bu sahtekarlar ortaya çıkartılmalı ve toplumdan dışlanmalıdır. Temiz bir toplum ve temiz bir gelecek için yapılmalıdır. Sağlam elmaları çürütmesine fırsat vermeden, çürük elmalar, sepetten çıkartılmalı ve atılmalıdır.
At izinin it izine karıştığı, dost ve düşmanın anlaşılamaz hale geldiği günümüzde samimiyetsiz kişilerin bulundukları toplumdan ayıklanması zaruret haline gelmiştir. “Ne yapalım bu zamanda işler böyle yürüyor” sözü, ikiyüzlülüğün boyutunu ortaya koymuş, “Aman kendini belli etme, işin görülmez “ sözü ile iki yüzlülük onaylanmıştır. İslam’ın ret ettiği Riya ( iki yüzlülük ), normal hale gelmiş, samimi insanlarla, samimiyetsizler birbirine karışmıştır.
Tarih tekerrür etmiş, riyakarlar bugün de her yere sirayet etmişlerdir. Tarihten ders çıkartılmalı, her toplum gereğini yapmalı, vahim neticeler yaşanmadan tedbir almalıdır. Tarihte olduğu gibi bugünde çıkarcılar ayıklanmalı, yanlışa ve yanlış kişilere fırsat verilmemelidir.
KADRİ DUMLU
ayşe akay 10 Yıl Önce
yazılarınızı çok beğenerek takip ediyoruz