20 Mart 2014 tarihinde Kirkagac.NET haber sitemizde “BİR YANLIZ EFE” başlıklı yazımın üzerinden tam bir buçuk ay geçti.
Çok değerli Kırkağaç halkının yazıma olan ilgisi tarih bilincinin ve geçmişine ne kadar da tutkuyla bağlı olduklarını göstergesi oldu.
Bu yazıyla birçok şey değişti hayatımda, Kırkağaç'ın kendi tarihine geçmişine merakı ve bu havzada yaşanan en çetin savaşları, adı türkülere yazılan Ayşe gelinleri, tarihi antik çağlara uzanan şehrimiz Kırkağaç'ın o keşfedilmeyi bekleyen tarihinin gizemi içinde buldum kendimi.
Bu yazıyla birçok şey değişti hayatımda, Kırkağaç'ın kendi tarihine geçmişine merakı ve bu havzada yaşanan en çetin savaşları, adı türkülere yazılan Ayşe gelinleri, tarihi antik çağlara uzanan şehrimiz Kırkağaç'ın o keşfedilmeyi bekleyen tarihinin gizemi içinde buldum kendimi.
Ve bir Kırkağaç hayranı olarak yazıyorum şimdi karşınızda. Dar sokaklarında yürüyorken Rum evlerinin hala o tarihi dokusuyla dimdik ayakta duruyor olması ve o ahşap pencereli büyük oyma kapıların ardında, hala sıcacık bir tas çorbanın kaynadığını hissediyor olmak ve birçok neden vardır burayı sevmeniz için.
Kırkağaç'lı olmanıza bile gerek yok, her taşın altından bir hikâye, bir tarih çıkıyor kimi acı, kimi tatlı, kimi de komik anılar, unutulmayan aşklar, pazara kadar değil mezara kadar dedirten dedeler, eski topraklar, Kırkağaç'ın yaşı 75 ve üstü olan sevimli dedelerini dinlemenizi, öpülesi elleri ile gözlerindeki tatlı tebessümü görmenizi dilerim.
Şimdi eskiden kadınların neden kıvrak bağladıklarının gerçeğini daha iyi anlıyorum, kıskanası güzellikleriyle kıvrağın altından manalı bakan renkli gözlü, beyaz tenli, sağlık dolu, al yanaklı güzel kadınların öyle bir kaç kelime etmek yetmez güzelliklerini anlatmaya, tarlada çalışır yağmur çamur demez ama sen onu bir de düğünlerde gör, en güzelini giyer, bir de bileziklerini şangırdattı mı ondan mutlusu ondan güzeli yoktur Kırkağaç ovasında.
20 Mart’tan bu yana çok şey değişti, benim tarihe olan aşkım her geçen gün artarken ve her gün Kırkağaç'ımla ilgili yeni bir şeyler öğreniyorken, elime geçen onca bilgiyi tarihi yazıyı size aktarma çabasında olduğum bu günlerde bir önceki yazımın sadece bir yazı olarak kalması üzüntüsü içerisindeyim.
Kırkağaç Kuva-i Milliye'nin gurur tablosudur bu şehir efeler yiğitler şehridir Hüseyin Efe'yi yalnız bırakmak onursuzluk tarihine yüz çevirmektir.
Unutmayınız ki onlar bu vatanı bize kanlarıyla aç susuz ayağında yırtık bir çarıkla onurlarıyla ölerek bırakmışlardır. Sayın Kırkağaç Kaymakamım ve Sayın Kırkağaç Belediye Başkanım sizi bu Kuva-i Milliye şehidi efeye sahip çıkmaya onun burada neden yattığını herkese duyurmaya yolunun ve kabrinin Kuva-i Milliye anıtı olarak yapılmasına davet ediyorum.
Ve biz bir elin parmakları kadar, bu işe kendini adamış insanlar olarak, Kırkağaç sevgisiyle her türlü hizmete hazır olduğumuzu buradan bildiriyorum.
Saygı ve Sevgilerimle..
PELİN ÖZBERK
Saygı ve Sevgilerimle..
PELİN ÖZBERK
Erkan Karaarslan 11 Yıl Önce
avusturalyalilar binlerce kilometre oteden gelip sehitlerine sahip cikarken biz maalesef kendi topragimizin altindaki kahramanlari tanimiyoruz bile. pelin hanimin cagrisina kulak vermeli; kahramanlarimizi toprak altindan kurtarmaliyiz. bu milli bir gorevdir
bir vatandaş 11 Yıl Önce
pelin hanım,bir önceki yazınızı da takip ettim.ulusal bilincin kaybolmaya yüz tuttuğu bir dönemde harika bir başlangıç yazılarınız..şimdi bu koltuklarda oturan değerli yöneticilerimiz,acaba kimlerin sayesinde o koltukları işgal ettiklerinin farkındalarmı?..benim naçizane görüşüm,belediye başkanı gedüz bu konularla asla ilgili olmamıştır.ancak kırkağaç ın pırlanta gibi bir kaymakamı vardır ve ümit ederimki değerli kaymakamımız bu konu ile ilgilenecektir..
seda sulu uygar dincer 11 Yıl Önce
bayildim arkadasim kirkagaci senin kadar iyi bir kirkagacli bile anlatamazdi hele kadinlarini bisr kirkagacli olarak sebinle gurur duyuyoruz daha guzel yazilarini bekliyoruz...
Şafak Çelik 11 Yıl Önce
harika bir yazı olmuş. zevkle okudum. yeni yazılarınızı merakla bekliyorum.
Mustafa KUZUCUK 11 Yıl Önce
pelin hanım, kırkağaç'ın geçmişiyle geleceği arasında köprü olmaya çalışmanızı tebrik ediyorum. sizin de bahsettiğiniz gibi daha nice güzellikler var kırkağaç'ta... kamalı efe de sizi bekliyor tıpkı kasapoğlu hüseyin hulki bey'in beklediği gibi. sarı hoca
Filiz Kasapoğlu 11 Yıl Önce
pelin hanım ,tarihe sahip çıktığınız için teşekkürler..özveriyle, istekle çalışmalarınızı izliyoruz..bugün bu topraklar üzerinde yaşıyorsak onların sayesinde olduğu unutulmamalıdır..eğer onlar olmasaydı,zor şartlar altında mücadelelerini vermeselerdi,birlik içerisinde olmasalardı bizde hangi ulusun boyunduruğu altında olacaktık kimbilir.rahmetli amcam ahmet kasapoğlu nun yazdığı milli mücadele anıları ve kurtuluş savaşı kitaplarında soma alay kumandanı dedem kuva-i milliyecilerden huseyin hulki efendinin notları amcam tarafından osmanlıcadan türkçeye çevrilerek ele alınmıştır..kitaplarda neler çektikleri nasıl kazandıkları zor şartlarda savaş kazandıkları tarih tarih anlatılmaktadır..pelin hanım sizler tarihe ışık tutup bu kahramanları ön ayak olup bizlere hatırlattığınız için siz ve akın beye çok teşekkürlerimizi sunarız..
Filiz Kasapoğlu 11 Yıl Önce
milli mücadele anıları kitabı 1998 yılında zamanın kültür bakanı m.istemihan talay, kültür bakanlığı tarafından 1. baskı 5000 adet olarak bastırılıp dağıtılmıştır..harta boğazı muhaberesini dikkat çekici bulup bu bilgilerin ve belgelerin kayıtta olmadığını tarih sayfalarına geçmediğini bizzat bakan ön yazısında belirtmiştir..bu bilgiyi de paylaşmak istedim..
Şükrü Demirel 11 Yıl Önce
evet pelin hanım gerçekten kırkağacı sevmek için kırkağaçlı olmamız gerekmiyor derken çok güzel anlatmışsınız ya aynen öyle oralarda 1 yada 1.5 ay kaldım ama hep bir yanım orda kaldı.. tşkr...
Özgür Erdem 11 Yıl Önce
pelin hanım, bu güzel çalışmalar için tebrikler. bir milletin tarihini sadece tarih uzmanları yazmaz. sizin gibi kısıtlı imkanlarına rağmen kendi il ve ilçesinde yaptığı çalışmalarla hiçbir uzmanın ulaşamayacağı bilgileri açığa çıkaran araştırmacıların da çok büyük katkısı vardır. bu yüzden pes etmeden elinizden geleni yapmaya devam edin.