KIRKAĞAÇ HABER

YILMAZ “O EN GÜZEL ÖRNEKTİR“

DİN VE AHLAK

İlçe Vaizimiz Osman Yılmaz'ın köşe yazılarını her hafta sitemizde düzenli olarak bulabilirsiniz.

PEYGAMBER EFENDİMİZİN AHLAKİ ÖZELLİKLERİ

Sevgili Kirkagac.NET okuyucuları!

Allaha hamd, peygamberimize salât ve selam olsun. Sizleri selamların en güzeli olan Rabbimin selamıyla selamlıyorum. Allah’ın rahmeti, bereketi, merhameti hepimizin üzerine olsun. Bizleri kendisine layık kul, peygamberimize layık ümmet olma şerefini bahşeylesin.

Efendim!

Bu yazımızda ‘ Model Örnek Hz. Muhammed’ konusunu ele alacağız.

O En Güzel Örnektir!

Peygamber efendimiz, çocuklarına karşı en güzel baba, torunlarına karşı en şefkati dede, hanımlarına karşı en hayırlı eş, ümmetine karşı da en güzel modeldir. Bizler her hususta efendimizi kendimize örnek alırız.

Çünkü o bizim rehberimiz, önderimiz, kılavuzumuzdur. Onun gibi yaşar, onun gibi güler, onun gibi yer, onun gibi içeriz.

Sevgiyi, kardeşliği, birlik ve beraberliği, kaynaşma ve dayanışmayı, kula kul olmamayı O’ndan öğrendik.

Yetimi sevmeyi, ona kol - kanat germeyi, işçinin hakkını gözetmeyi, bizi aldatanın bizden olamayacağını, komşumuz aç iken tok yatılmayacağını O’ndan öğrendik.

Geçim ehli olmayı, hanımlara hor bakılmayacağını, cennetin anaların ayakları altına serildiğini o’ndan öğrendik.

Müslümanlığın şartının sevmek olduğunu, kin, nefret, haset ve adavetin en büyük günahlar olduğunu O’ndan öğrendik.

Hiç kimsenin doğuştan günahkâr ya da toleranslı olmadığını, herkesin ancak dünyadayken yaptığının karşılığını alacağını O’ndan öğrendik.

En güzel mirasın edep ve güzel ahlak olduğunu, Irki bir üstünlüğün yok olduğunu, doğuştan bütün insanların kardeş olduğunu O’ndan öğrendik.

Sıdkı, sadakati, emaneti gözetmeyi, kul hakkı yenilmeyeceğini O’ndan öğrendik.

Affetmeyi, kin gütmemeyi, merhamet etmeyi O’ndan öğrendik.

1) Güvenilir Muhammed (a.s) : Peygamber efendimizin en önemli özelliklerinden birisi, O’nun son derece güvenilir bir kimse olmasıdır. Öyle ki, getirdiği dine iman etmeyen kâfirler bile peygamber efendimiz için ‘’ Muhammedü’l Emin’’ ( Güvenilir Muhammed ) diyorlardı. Değerli mallarını, paralarını, altınlarını peygamber efendimize emanet ediyorlardı. O’nun emanete hıyanet etmeyeceğini iyi biliyorlardı. Asla emanete hıyanet etmez, sözünden dönmezdi. Özü – sözü birdi. Şaka dahi olsa asla yalan söylemezdi.

2) Kuru ekmek yiyen kadının oğluyum! Bir gün bir adam efendimize ziyarete gelir, O’nu görünce peygamberimizin huzurunda korkudan titremeye başlar. Adamın bu halini gören peygamberimiz; ‘’ Arkadaş korkma, titreme! Senin karşındaki bir kıral veya hükümdar değil; Kureyş’ ten kuru ekmek yiyen bir kadının oğluyum ben… ’ diyerek adamı rahatlatır.  (Asrı saadet, C.2, s. 925)

3) Hasır’ın üzerinde yatan bir peygamber!

Evet, o kuru hasır’ın üzerinde yatan bir peygamberdi. Hz. Ömer anlatıyor; ‘’Bir gün efendimizin huzuruna gittim. Efendimiz, hurma lifinden örülmüş kuru bir hasırın üzerinde istirahat ediyordu. Benim geldiğimi fark edince uyandı. Baktım ki hasır, efendimizin mübarek yüzünde derin iz bırakmıştı.

 Hıçkırıklarımı tutamadım ve sordum: ‘’ Ya Rasülallah! Dünya kisraları, kırallar, Bizans kayserleri servet içinde yüzüyorlar. Senin ise altına sereceğin bir sergin bile yok… Yatağın hasır… Ve teninde hasırın izleri… deyince Peygamberimiz: ‘’ İstemez misin Ya Ömer! dünya onların, ahiret bizim olsun.’’  cevabını verdi.

Yine efendimiz, Mescidi nebi’nin inşaatında sırtıyla taş taşıyor, evinde söküğünü kendisi dikiyor. Ayakkabılarını tamir ediyor. Pazardan eşyalarını kendisi getiriyor. Kimseden yardım almayı kabul etmiyor. Son derece mütevazı bir hayat yaşıyor…

4) Seni kördüğüm gibi seviyorum!

Peygamber efendimiz, hanımlarını çok severdi. Müslümanlara da eşlerini sevmeleri hususunda kıymetli tavsiyelerde bulunurdu. Hz. Aişe validemiz, sık sık peygamber efendimize soruyor:

Ya Rasülallah! Beni seviyor musun?

Efendimiz de: ‘’ Ya Aişe! Elbette seni seviyorum.’’ diyor. Hz. Aişe validemiz bu cevapla yetinmeyip tekrar soruyor: ‘’ Peki Ya Rasülallah! Beni ne kadar seviyorsun?

Efendimiz: ‘’ Seni kördüğüm gibi seviyorum Ya Aişe ‘’ buyuruyor.

Açılmayan, çözülmeyen ve geri dönüşü olmayan bir sevgi demekti bu… Hz. Aişe validemiz zaman zaman soruyor: ‘’ Ya Rasülallah! kör düğüm ne alemde? Efendimiz: ‘’ İlk günkü gibi duruyor. Seni ilk günkü gibi seviyorum. ’’ cevabını veriyor…

5) Omuzlarında Hasan ve Hüseyin!

Peygamber efendimiz çocukları çok severdi. Onlarla şakalaşır, oyunlar oynardı. Evinde namaz kılarken, o zamanlarda henüz çocuk olan Hz. Hasan ve Hz. Hüseyin efendilerimiz peygamberimizin mübarek sırtına binerlerdi.

Yine bir gün peygamber efendimiz, torunları Hz. Hasan ve Hz. Hüseyin’i sevip okşarken bir adam bunu gördü çok şaşırdı. Peygamber efendimize: ‘’ Siz çocukları öpüyorsunuz. Benim 10 tane çocuğum var, bu güne kadar daha bir tanesini bile öpmedim.’’ dedi.

Peygamber efendimiz: ‘’ Allah senin kalbinden merhamet duygularını söküp almışsa ben ne yapabilirim? Merhamet etmeyene merhamet edilmez.’’ buyurdular. ( Buhari, edep: 18)

6) Uhud savaşında amcası Hz. Hamza’nın kalbini parçalayan kişiyi affediyor!

Bedir savaşında bozguna uğrayan müşrikler ertesi sene bedrin intikamını almak için büyük bir kuvvet hazırladılar. Ebu Süfyan’ın hanımı Hind, peygamber efendimizin amcası Hz. Hamza’yı şehid etmesi için kiralık adam tuttu.

Vahşi ismindeki bu kiralık köle Hz. Hamza efendimizi uhud savaşında şehid etti. Hind ismindeki bu kadın efendimizin amcası Hz. Hamza’nın kalbini ve ciğerini parçalattı.

Mekke’nin Fethinden sonra bu kadın Müslüman olmak için peygamber efendimizin huzuruna geldiğinde peygamber efendimiz:

 -‘’Merhaba! Hoş geldin’’ diyerek onun bey’atini kabul etti. Öz amcasını şehit ettiren bu kadını affetti.

7) Kendisini yurdundan – yuvasından çıkaran kâfirleri bağışlıyor!

Mekkeli müşrikler, İslamiyet’in ilk yıllarında ilk Müslümanlara ellerinden gelen en ağır işkenceleri yapmışlardır. Peygamber efendimizin geçeceği yolları pislettiler. Ona ağır hakaretlerde bulundular. Namaz kılarken başına işkembe koydular. Her kabileden bir genç tutup efendimizi öldürmek için evine saldırdılar. Efendimizi memleketinden Medine’ye sürdüler.

Mekke’nin Fethinden sonra peygamber efendimiz bu kimselere: ‘’ Bugün merhamet günüdür. Bugün sizin için ayıplama ve başa kakma yoktur. Haydi, gidin hepiniz serbestsiniz.’’ dedi. (İbn-i Hişâm, IV, 32; Vâkıdî, II, 835; İbn-i Sa’d, II, 142)

Yüce Allah Kur'an-ı Kerim'de şöyle buyuruyor:
‘’ Sen af yolunu tut, bağışla, uygun olanı emret ve bilgisizlere aldırış etme.’’

 Peygamberimiz kendisine karşı yapılan kötülükleri bağışlamış, eline fırsat geçtiği halde kimseden intikam almamıştır. Ancak başkalarının haksızlığa uğramasına ve zarar görmesine razı olmamış, hak ve adaletin yerini bulmasına özen göstermiştir.

8) Efendimizin Hayvanlara karşı Merhameti:

Sevgili Peygamberimizin şefkat ve merhameti sadece insanlara mahsus değildi. Hayvanları da kapsıyordu. Çünkü onlar da can ve ruh taşıyordu.
Araplar, hayvanlara çok kötü ve merhametsizce hareket ederlerdi. Canlı hayvanları ok atışlarında hedef dikerler, kendi hayvanlarını diğerlerinden ayırmak için kulak ve kuyruklarını keserler, hatta dağlarlardı. Peygamber efendimiz bu tür yanlış adetleri yasakladı.

Peygamberimiz bir hadis-i şeriflerinde: "Kim sırf eğlence olsun diye keyif için bir serçe öldürürse, kıyamet gününde o serçe Allah'a şu şekilde şikâyette bulunur:
"Yâ Rabbi, bu kişi beni yemek ve benden yararlanmak için değil, sırf kendi zevki için boşu boşuna öldürdü." der. Buyurdular.
Onun "Rahmet peygamberi" oluşundan hayvanlar bile nasibini almıştır

Peygamber efendimiz ve bazı arkadaşları bir sefer esnasında bir ağacın altında uyuyan bir ceylana rastlarlar

Hz Peygamber arkadaşlarına "aman rahatsız etmeyin !" der, sessizce yollarına devam ederler
-Hz Peygamber, bir kedi yüzünden bir kadının ilahi cezaya uğradığını bildirir Bu kadın kediyi hapsetmiş, kendisi bir şey vermediği gibi, rızkını aramasına da engel olmuştur Kedi sonunda ölür Kadın, bu yüzden azap görecektir der.
-Bir başka kadın ise, köpeğe yaptığı iyilik yüzünden cennete girecektir Hz Peygamberin bildirdiğine göre, çölde yolculuk yapan günahkâr bir kadın şiddetli susuzluğa müptela olur. Sonunda bir kuyuya rast gelir Aşağıya inip kanasıya su içer

Kuyudan çıktığında, susuzluktan dili sarkmış, neredeyse ölmek üzere olan bir köpek görür Onun haline acır, tekrar kuyuya iner, ayakkabısıyla köpeğe su çıkarıp köpeği sular Bu fiiliyle Cenabı-ı Hakkın rızasını kazanır

RABBİM O’NA LAYIK ÜMMET OLMAYI NASİP EYLESİN!

Rabbim bizleri o’nun yolundan giden Salih kullarından eylesin. Amin…

Allaha emanet olunuz. Hayırlı günler!    Saygılar…

OSMAN YILMAZ / İLÇE VAİZİ

 

************


*********

*******

**********

***********

********


Yorumlar (4)

nehr-i seda 13 Yıl Önce

Allah razı olsun hocam inşallah peygamberimize cennette komşu olanlardan oluruz

öMER 13 Yıl Önce

hocam kalemine sağlık,tesekkurler

hercai 13 Yıl Önce

hocaya ilgi kalmamıs artık.ee hep aynı seyleri yazarsa böyle olur

kamil atasoy 13 Yıl Önce

efendimizin ahlakı her hafta anlatılsa yine de az dır.teşekkürler vaiz hocam

Sıradaki Haber
Sitemizden en iyi şekilde faydalanmanız için çerezler kullanılmaktadır.