Merhaba şiir dünyasına gönül veren okuyucularım...
Bu yazımda sizinle şiir hakkında konuşmak istiyorum.
Şiir okunduğu zaman denizin ortasında yavaş yavaş giden gemi gibi duyguları harekete geçiren zincirle iç içe girmiş kelimelerin bütünüdür.
Dünyaya farklı gözlerle bakarak kalple okumaktır.
Baharın gelişindeki zarafeti, güneşin batışındaki ihtişamı, çiçeklerin kokusundaki letafeti, dalgaların sesindeki ahengi, sevdanın gözündeki büyüyü ve daha nice güzelliği görüp hissederek yazmaktır...
Bir heceye bin anlam katandır şiir dünyası…
Bazen iki dizesi, bir durumu, bir anı özetler.
Şiir, insan için vardır. Bazıları yazarak şiire sığınır, bazıları okuyarak içsel duyguların hazzını tadar.
Nefi ne demiş ;
Tûtî-i mu'cize-gûyem ne desem lâf değil
Çerh ile söyleşemem âyînesi sâf değil
(Mucizeler söyleyen papağanım.
Söyleyeceklerim laftan ibaret değil.
Felekle söyleşemem çünkü içi dışı bir değil)
Yine endîşe bilir kadr-i dürr-i güftârım
Rûzigâr ise denî dehr ise sarrâf değil
(Benim inci gibi sözlerimin kıymetini düşünen insanlar bilirler.
Devir desen, şu gelip geçici dünya hayatı desen, arkasında bir şey bırakmaz.)
İnsan ruhunun yolculuğundan süzülüp gelen çok kanatlı bir kuştur. Çok farklı renkli dünyalar taşır. Her kanadın da ayrı duygu atmosferidir.
İnsan ruhundan çıkıp ruhlara büyülü sözlerle seslenir.
Kendine has imajı,imgesi ve motifi,rengi anlamı olandır. Arada meydana çıkıp avazın çıktığı kadar haykırmaktır en güzel ben söylerim sözde usta benim, diye iddiaya girmektir. Şairler gibi...
Bazı olaylar insana şiir yazdırır. Bazen bir felaketi konu alır, kimi insan ruhundaki depremi, kimi tabiattaki güzel bir manzarayı...
Bana göre sanat, toplum içindir. Toplumun yüreğinden çıkar topluma hitap eder.
Toplumlara hitap etmeyen sanat da sanat değildir zaten. ...
Şiir, kelimelerle inşa edilerek gönüllere büyük saraylar kurar...
Bazı şiirlerde görüyoruz ki vermek istediği mesajlar sırıtır. Şiirde verilmek istenen her neyse sırıtmamalıdır. Vermek istenilen mesaj çay içinde erimiş şeker gibi olmalıdır. Çayda şekeri görebiliyoruz mu?
Belki de şiir kalbimizde birikenleri söyleyemediğimiz, anlatamadığımızı konuşturmaktır…
Sevgi, umut, mutluluk, hüzün, karamsarlık, aşk, nefret gibi tüm duyguları bahçedeki tohuma can veren beslenip büyütülen içinde barındırmayı başarabilen bir sanat dalı olan şiire ön yargıları bırakarak, sükûnetle yaklaşmalıyız. O zaman bize fısıldadığı çok şey olduğunu duyarız.
Voltaire ne demiş; Şiirin düz yazıdan farkı şudur, az kelimeyle çok şey söylemek… diyerek şiirimle yazımı bitiriyorum…
Ey Güçlü Türk Kadını!
Hayat gemisinde
Atlantik Okyanusu’nun güçlü fırtınasında
Yelkenlerini sağlam aç!
Ey Güçlü Türk Kadını!
Buzullar devrilse de sen ayakta kal.
Gecenin karanlığına aldırmadan kendini onar.
Rüzgârlar yenileceğini fısıldasa da zaferin varlığına inan!
Ey Güçlü Türk Kadını!
Her gün doğan güneş gibi yeniden güçlen
Kutup ayılarına inat sen daha çok yırtıcı ol
Köpek balıklarını görünce felaketlerde yıkılma!
Ey Güçlü Türk Kadını!
Şemsiye gibi açıl; yağmurları sustururcasına
Adaya bıkmadan ilerle onu bulurcasına
Sen Allah’a güven titanic gibi batma!
NOT: BU ŞİİR ÖNCE VATAN GAZETESİ – DUYGULARIN ADRESİ ( ŞİİR ) KÖŞESİNDE DE YAYINLANMIŞTIR.
TUBA SÖNMEZ
Bu yazımda sizinle şiir hakkında konuşmak istiyorum.
Şiir okunduğu zaman denizin ortasında yavaş yavaş giden gemi gibi duyguları harekete geçiren zincirle iç içe girmiş kelimelerin bütünüdür.
Dünyaya farklı gözlerle bakarak kalple okumaktır.
Baharın gelişindeki zarafeti, güneşin batışındaki ihtişamı, çiçeklerin kokusundaki letafeti, dalgaların sesindeki ahengi, sevdanın gözündeki büyüyü ve daha nice güzelliği görüp hissederek yazmaktır...
Bir heceye bin anlam katandır şiir dünyası…
Bazen iki dizesi, bir durumu, bir anı özetler.
Şiir, insan için vardır. Bazıları yazarak şiire sığınır, bazıları okuyarak içsel duyguların hazzını tadar.
Nefi ne demiş ;
Tûtî-i mu'cize-gûyem ne desem lâf değil
Çerh ile söyleşemem âyînesi sâf değil
(Mucizeler söyleyen papağanım.
Söyleyeceklerim laftan ibaret değil.
Felekle söyleşemem çünkü içi dışı bir değil)
Yine endîşe bilir kadr-i dürr-i güftârım
Rûzigâr ise denî dehr ise sarrâf değil
(Benim inci gibi sözlerimin kıymetini düşünen insanlar bilirler.
Devir desen, şu gelip geçici dünya hayatı desen, arkasında bir şey bırakmaz.)
İnsan ruhunun yolculuğundan süzülüp gelen çok kanatlı bir kuştur. Çok farklı renkli dünyalar taşır. Her kanadın da ayrı duygu atmosferidir.
İnsan ruhundan çıkıp ruhlara büyülü sözlerle seslenir.
Kendine has imajı,imgesi ve motifi,rengi anlamı olandır. Arada meydana çıkıp avazın çıktığı kadar haykırmaktır en güzel ben söylerim sözde usta benim, diye iddiaya girmektir. Şairler gibi...
Bazı olaylar insana şiir yazdırır. Bazen bir felaketi konu alır, kimi insan ruhundaki depremi, kimi tabiattaki güzel bir manzarayı...
Bana göre sanat, toplum içindir. Toplumun yüreğinden çıkar topluma hitap eder.
Toplumlara hitap etmeyen sanat da sanat değildir zaten. ...
Şiir, kelimelerle inşa edilerek gönüllere büyük saraylar kurar...
Bazı şiirlerde görüyoruz ki vermek istediği mesajlar sırıtır. Şiirde verilmek istenen her neyse sırıtmamalıdır. Vermek istenilen mesaj çay içinde erimiş şeker gibi olmalıdır. Çayda şekeri görebiliyoruz mu?
Belki de şiir kalbimizde birikenleri söyleyemediğimiz, anlatamadığımızı konuşturmaktır…
Sevgi, umut, mutluluk, hüzün, karamsarlık, aşk, nefret gibi tüm duyguları bahçedeki tohuma can veren beslenip büyütülen içinde barındırmayı başarabilen bir sanat dalı olan şiire ön yargıları bırakarak, sükûnetle yaklaşmalıyız. O zaman bize fısıldadığı çok şey olduğunu duyarız.
Voltaire ne demiş; Şiirin düz yazıdan farkı şudur, az kelimeyle çok şey söylemek… diyerek şiirimle yazımı bitiriyorum…
Ey Güçlü Türk Kadını!
Hayat gemisinde
Atlantik Okyanusu’nun güçlü fırtınasında
Yelkenlerini sağlam aç!
Ey Güçlü Türk Kadını!
Buzullar devrilse de sen ayakta kal.
Gecenin karanlığına aldırmadan kendini onar.
Rüzgârlar yenileceğini fısıldasa da zaferin varlığına inan!
Ey Güçlü Türk Kadını!
Her gün doğan güneş gibi yeniden güçlen
Kutup ayılarına inat sen daha çok yırtıcı ol
Köpek balıklarını görünce felaketlerde yıkılma!
Ey Güçlü Türk Kadını!
Şemsiye gibi açıl; yağmurları sustururcasına
Adaya bıkmadan ilerle onu bulurcasına
Sen Allah’a güven titanic gibi batma!
NOT: BU ŞİİR ÖNCE VATAN GAZETESİ – DUYGULARIN ADRESİ ( ŞİİR ) KÖŞESİNDE DE YAYINLANMIŞTIR.
TUBA SÖNMEZ
ozlem yildiz 10 Yıl Önce
yazin harika olmus canim basarilarin kat be kat artsin...yolun acik olsun.
Burcu koçoğlu 10 Yıl Önce
yazılarınızı beğenerek takip ediyorum;içtenli̇k ve sami̇mi̇yetle duygularinizi bi̇zlere yansittiğiniz i̇çi̇n teşekkür eder başarilarinizin devamini di̇leri̇m