Merhabalar Sevgili Okurlar.
Bu ilk buluşmamız da kısaca kendimi tanıtmak istiyorum sizlere.
Yavuz Özpolat 16.08.1983 yılında İzmir'in Konak ilçesinde doğdu.
İlk ve Ortaokulu oturduğu semtin okulunda tamamladıktan sonra lise ve fakülte hayatını açık öğretimden tamamlayarak, öğrencilik hayatı nihayete erdi.
İlk ve Ortaokulu oturduğu semtin okulunda tamamladıktan sonra lise ve fakülte hayatını açık öğretimden tamamlayarak, öğrencilik hayatı nihayete erdi.
Şiire Gönül veren Yavuz Özpolat Bayram FM' de başladığı radyo program ve yapımcılığına Yıldız FM' de devam etmektedir. Çeşitli gazete ve dergilerde İslam ve İnsan üzerine yazılar yazıp Asrı-ı Saadeti şiirlere taşıyıp, bu şiirleri konserlerde sevenleri ile buluşturmuştur.
Hazır İslam ve İnsan demişken, günümüz olaylarından da malumunuz Avrupa'nın İslam'a bakış açısının hiç de insancıl olmadığını görüyoruz. Eskiden Avrupa kendi işini kendi yapardı. Haçlı ordusunu toplar ve Müslümanların üstüne yürürdü. Eskiden Avrupa buluş yapardı, bilim adamı yetiştirirdi.
Şimdi robot insan yetiştiriyor. Bu robot insanlara din olarak kafalarında şekillendirdiği terörizm odaklı bir ideolojiyi seçip, çok sıcak tutacak patlayan bir yelek giydiriyorlar. Yeleğin ceplerine Avro doldurup hiç dönmeyecekmiş gibi alışveriş yap diyorlar. Kısacası AVROBOCOP diyorum ben bunlara. İşte şimdi eski bilim adamlarının yerine, tamamen duygusal dinsiz Avrobocoplar yetişiyor soğuk iklimlerde. Tarihte Japonya ve Kore'nin bile bu kadar kolay kullanılabilen robot yaptığını sanmıyorum.
Peki, sadece robotla mı yetiniyorlar? Tabii ki hayır. Eskiden ülkelerden toprak satın alan Avrupa, şimdiler de kalem satın alıyor. Hangi kalem paraya tapıyorsa onu seçiyorlar. Güya kendilerini kalburüstü sanan bu kalemler ne iş yapıyorlar? Onlar da robotlara destek atıyorlar. Robotlar patlatıyor, vuruyor, öldürüyor. Kalemler ise sağ kalanların beyinlerine algı politikası uyguluyor. Bazı safdillerden ve çanakçılar dan başka yandaş buldukları söylenemez açıkçası. Peki şimdi bu akılsız robotlar ve akıllı kalemlerin toplumdaki etkisi nedir sizce? Bence azınlıktan bile az diyecek kadar kişiye etki yapabiliyorlar. 3-5 yayın organından başka bir güçleri olmadığını kendileri de çok iyi biliyorlar.
He birde 3-5 siyasi bu yayın organlarını ziyaret ederek akıllı kalemlere destek verirken bazı saf dillere de gözdağı vermeye çalışıyorlar. Çünkü toplum gayet iyi biliyor ki Müslüman bomba patlatmaz, Müslüman algı politikası yapmaz, Müslüman cana kıymaz, kıydırmaz. Demek ki bunu yapan Müslüman değilse insan bozması bir canavardan başka bir şey de değildir. Bu algı işçilerine karşı halk resmen kenetlenmiş durumda şuan. Bu kenetlenme nereden geliyor diye sorduğumuz da, tek cevap imanın mahalli olan kalp ve bu imanlı kalplerin Tevekkel-tü Alellah sırrını anlaması çıkıyor karşımıza. Fetih suresi Mekke'nin fethine delalet ettiği gibi, İstanbul'un fethine de işaret ediyor diyor Elf-i Zaman.
O yüzden manevi fetihlerin yakın olduğu ümidindeyiz. Maneviyat iklimlerinin fatihleri bu vatanın üzerinde tasarruf ettiği sürece, bu vatan kıyamete kadar birlik ve bütünlüğünü muhafaza edecektir İnşallah. Fatihlerin gölgesinde gölgelenmek ve tevekkül sırrına vakıf olmak dileğiyle.
Peki, sadece robotla mı yetiniyorlar? Tabii ki hayır. Eskiden ülkelerden toprak satın alan Avrupa, şimdiler de kalem satın alıyor. Hangi kalem paraya tapıyorsa onu seçiyorlar. Güya kendilerini kalburüstü sanan bu kalemler ne iş yapıyorlar? Onlar da robotlara destek atıyorlar. Robotlar patlatıyor, vuruyor, öldürüyor. Kalemler ise sağ kalanların beyinlerine algı politikası uyguluyor. Bazı safdillerden ve çanakçılar dan başka yandaş buldukları söylenemez açıkçası. Peki şimdi bu akılsız robotlar ve akıllı kalemlerin toplumdaki etkisi nedir sizce? Bence azınlıktan bile az diyecek kadar kişiye etki yapabiliyorlar. 3-5 yayın organından başka bir güçleri olmadığını kendileri de çok iyi biliyorlar.
He birde 3-5 siyasi bu yayın organlarını ziyaret ederek akıllı kalemlere destek verirken bazı saf dillere de gözdağı vermeye çalışıyorlar. Çünkü toplum gayet iyi biliyor ki Müslüman bomba patlatmaz, Müslüman algı politikası yapmaz, Müslüman cana kıymaz, kıydırmaz. Demek ki bunu yapan Müslüman değilse insan bozması bir canavardan başka bir şey de değildir. Bu algı işçilerine karşı halk resmen kenetlenmiş durumda şuan. Bu kenetlenme nereden geliyor diye sorduğumuz da, tek cevap imanın mahalli olan kalp ve bu imanlı kalplerin Tevekkel-tü Alellah sırrını anlaması çıkıyor karşımıza. Fetih suresi Mekke'nin fethine delalet ettiği gibi, İstanbul'un fethine de işaret ediyor diyor Elf-i Zaman.
O yüzden manevi fetihlerin yakın olduğu ümidindeyiz. Maneviyat iklimlerinin fatihleri bu vatanın üzerinde tasarruf ettiği sürece, bu vatan kıyamete kadar birlik ve bütünlüğünü muhafaza edecektir İnşallah. Fatihlerin gölgesinde gölgelenmek ve tevekkül sırrına vakıf olmak dileğiyle.
Selam ve Dua ile.
YAVUZ ÖZPOLAT
yüregine ve kalemine sayglık rabbim yar ve yardımcın olsn selam ve dua ile