--------------------------------------------------------------------

--------------------------------------------------------------------

--------------------------------------------------------------------

--------------------------------------------------------------------

--------------------------------------------------------------------

--------------------------------------------------------------------

--------------------------------------------------------------------

--------------------------------------------------------------------

--------------------------------------------------------------------

--------------------------------------------------------------------

-----------------------------------------------------------------------

------------------------------------------------------------------------

------------------------------------------------------------------------

------------------------------------------------------------------------

------------------------------------------------------------------------

------------------------------------------------------------------------

------------------------------------------------------------------------

------------------------------------------------------------------------

------------------------------------------------------------------------

------------------------------------------------------------------------

------------------------------------------------------------------------

AKP'DEN MHP'YE SIÇRAYAN KANSER VİRÜSÜ

Biliyorum, bazı büyüklerim, bazı da küçüklerim kızacaklar bu yazdıklarıma.

Belki de ağız dolusu küfürler edip, gönül koyanlar da olacak.

Takdir edenler de ikbalini karartmamak veyahut da tepki toplamamak adına, sosyal medyada beğen butonuna, yazının yayınlandığı sitede ise paylaş butonuna dahi basamayacaklar!

İçten, kendilerinin dahi duymaya cesaret edemeyecekleri bir ses tonu ile sunacaklar takdirlerini.

Lâkin kimse kusura bakmayacak!

Biz kalemimizi elimize aldığımız gün, “ adaletli” bir şekilde yazacağımıza ant içmişiz!

Biz boşa yemin edenler güruhundan değiliz elhamdülillah!

Daha dün Sinan Oğan'ı ve Meral Akşener'i göklere çıkararak, methiyeler düzenler; bugün ise partinin içerisinde muhalif bir ses olarak çatlak oluşturduklarından dolayı, bu şahsiyetleri tu kaka ilân etmektedirler.

Yahu kardeşim, bu adamı ve bu kadını partinin en üst noktalarına taşıyanlar sizler değil miydiniz?

Sizlerseniz, nasıl oluyor da size itaat etmedi diye bu şahıslara türlü hakaretler ve türlü iftiralar edebilmektesiniz?

Bu kadar üst makamlara taşıdığınız şahsiyetlerden biri hain- ajan, diğeri Cemaat’in yetiştirmesi ise bu vebalin altından nasıl kalkacaksınız?

Sizin bu yapmış olduklarınızın, siyaseten münafıklık derecesinde ustalık makamında olan AKP'den ne farkı kalmaktadır?

AKP'de daha düne kadar; Fetullah Gülen'i, Hüseyin Çelik'i, Bülent Arınç'ı göklere çıkarmaktaydı.

Bugün ise muhalif bir ses çıkardıklarından dolayı, onlara etmedik hakareti bırakmadıkları yetmiyormuş gibi, onların yanında tavır sergileyenleri de devletin bölünmez bütünlüğüne kastetmekle suçlamaktadırlar.

Aynı şekilde MHP'de; Sinan Oğan'ın ve Meral Akşener'in tarafında yer alanları, hainlikle ve Cemaat'e hizmet etmekle suçlamaktadır.

Bu ne perhiz, bu ne lahana turşusu arkadaş!

Cemaat ile aranızda madem bu kadar mesafe vardı da Cemaat madem Türkiye Cumhuriyeti Devleti nezdinde, Milliyetçi Hareket Partisi için bu kadar tehlike arz eden bir yapıydı da Celal Adan ve Bülent Karataş ne diye Cemaat'in yayın organlarını savunmak adına; yaşamları, hatta ve hatta nefes almalaarı dahi Ülkücü düşmanlığına endeksli, terör örgütü ile kol kola olan Hasan Cemal ve türevleri ile aynı karede bulunmuşlardı?

Ve bunun neticesinde neden bu şahıslar hakkında ihraç kararı alınmamıştı veya herhangi bir yaptırım uygulanmamıştı?

Eğer derdiniz hükümetin basın özgürlüğü çerçevesinde, demokrasiye darbe vurması ise neden MHP'yi eleştiren gazetecileri MHP Genel Başkan Yardımcısı Semih Yalçın, bildiri yayınlayarak, hedef gösterip, tehdit etmektedir?

Recep Tayyip Erdoğan yapınca basın özgürlüğüne darbe oluyor adı da Semih Yalçın aynı şeyi yapınca, neden bunun adı davayı savunmak oluyor?

Neden fikirlerini empoze etmekten uzak, vatandaş ve gazeteciler ile diyalog kuramayan bir şahsiyet “ Medya, Halkla İlişkiler ve Tanıtımdan Sorumlu Genel Başkan Yardımcılığı” görevinde tutularak, milleti okuyamayan bu şahıs, milliyetçiliği şiar edinmiş olan bir partide, bu makamda barınabilmektedir?

“ Bir parti nasıl iktidar olamaz” diye sorulsa, “ Semih Yalçın’ı; Medya, Halkla İlişkiler ve Tanıtımdan Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı yapın, ebediyen iktidar olamazsınız” denilebilecek şekilde vahim bir durum var iken, bu yanlışta ısrar edilmesinin sebebi nedir?

Velhasıl-ı kelâm, Müslüman adaletli olur.

Her şeyden önce düşmanına karşı dahi adaletli olur. Çünkü iman etmiş olduğumuz Cenab- ı Allah bize böyle emretmektedir.

Adaletli olun ki AKP'yi eleştirecek yüzünüz, Türkiye'yi yönetecek gücünüz olsun.

Yoksa önünüze geleni hain ilân ederek, adaletsizliğin ağababasını yaparak, yanlış adamlar ile yola çıkarak; doğru menzile varamazsınız!

Herkes payına düşeni alsın vesselâm!

Yazının Dibi; diyeceğim odur ki bu ülkede iktidara gelmek istiyorsanız, ilk olarak aynaya bakmakla işe başlamalısınız. İktidar olmak gibi bir derdimiz yok diyorsanız, aynaya bakmamaya devam edebilirsiniz.

Selâm, sevgi ve muhabbet ile…

BURAK KILIÇASLAN
YORUM EKLE
YORUMLAR
Hulya
Hulya - 9 yıl Önce

Senin anlayamadıgin is var.Külliyen yanlissin hatalisiniz. Yakan söylüyorsun sonrada elhamdulilah cekiyorsun devlet Bahçeli gençliği sokağa dökmedi.siz gençliği sokağa dökmek için kiralanmas zekalara yalakalik yapiyorsunuz onlarmhp nin virüsleri. Sende o virüslere berabersin


         Kirkagac.Net