Bırakın üçüncü sınıf ülkeyi, beşinci sınıf ülke bile değiliz kardeşim!
Nasıl bir bastırılmışlık ile nasıl bir halet-i ruhiye ile yetiştirilmiş bir toplum isek, bunun acısını büyüdüğümüz vakit, toplumun diğer fertlerinden çıkararak, zafer kazanmış komutan edası takınıyoruz.
İstanbul Üniversitesi'nde bir kız öğrenciye; okuldaki öğrencilerin güvenliğinden sorumlu özel güvenlikçi tacizde bulunuyor ve neticesinde tutuklanmadığı gibi, hâlâ daha o okulda güvenlik görevinde kalmaya devam edildiği söyleniyor.
Kütahya'da üniversiteye hazırlanmakta olan on yedi yaşındaki başörtülü genç kız, dershaneye giderken, iki çocuk babası, fabrika işçisi, ruhunu şeytana satmış olan bir puşt tarafından el ile fiziki bir şekilde taciz ediliyor; akabinde genç kız korkuya kapılarak sokak ortasında bayılıp, yere düşüyor.
Hastaneye kaldırılan ve tanımadığı bu ruhunu şeytana satmış olan puşttan şikayetçi olan genç kız, bir ömür bu olayın izlerini taşıyacak olmasına rağmen; sapık çıkarıldığı mahkemece serbest bırakılıyor.
Ey mahkeme heyeti, eğer fiziki tacize uğrayan sizin kızınız olsa idi yine de aynı kararı verir miydiniz?
Kamera kayıtları ortada olduğu hâlde, bu sapık şahsiyetsizi nasıl halkın arasına salabilmektesiniz?
Nereden biliyorsunuz bu herifin iki gün sonra aynı tacizi ve daha fazlasını sizin kızınıza karşı gerçekleştirmeyeceğini!
Ey altın kapılı saraylarından hümanist hamaset nutukları atan dolma kalemler!
Yaşanan bu iğrençlikleri neden ülke gündemine taşımıyorsunuz?
Yoksa bu tarz olayları gündeme taşımanız için bir Özgecan veya Münevver olayının mı yaşanmasını beklemektesiniz?
Gelelim bir diğer olaya.
Futbol ve özellikle televizyondan uzak olduğum için, dostlarımızın “bu konuyu nasıl yazmazsın” demesi ile haberdar oldum.
Bitmiyor ki ülkede yaşanan çirkinlikler ve bastırılmışlıklar.
Kayserispor-Fenerbahçe maçı oynanacak.
Kayserispor tribününde babası ile maçı izlemeye gelen minik bir Fenerbahçe taraftarı, Kayserispor amigosu tarafından uzun bir süre sözlü tacize uğruyor.
Minik çocuk ise bu olay üzerine uzun bir süre gözyaşlarına hâkim olamıyor. Korkuyor, babasına sarılıyor.
Sanki düşman ülkesinde esarete düşmüş gibi!
Ki düşmanın ülkesinde rakip takımın forması ile maç izlemeye gitse bu küçük çocuk, hiçbir tepki ile karşılaşmaz. Namert dosttan mert düşmana sığınır olduk.
Yahu arkadaş beyniniz mi topa hükmediyor, yoksa top mu beyninize hükmediyor?
Bu nasıl bir top kafalılıktır?
Bu nasıl bir renk ırkçılığıdır?
Ne farkınız kaldı ki siyahi vatandaşlara yıllarca ırkçı bir muamele yapan beyaz Amerikalılar’dan?
Kaçıncı yüzyıldan kalmasınız?
1400 yıl evvel gelen Hazret-i Muhammed'den haberiniz yok mudur?
Hangi dine sığar bu yaptığınız? Hangi inancın gereğidir?
Takımlardan put yaptınız, ona mı tapmaktasınız?
Putperest müşriklerden zihniyet olarak farkınız nedir sizin? İman etmiş olduğunuz Allah size, takım davası gütmenizi ve bu uğurda ufacık bir çocuğun kalbini ayaklar altına almanızı mı emretti?
Kandan beslenen vampirler gibisiniz!
Partileri put yapmış, onlara tapanları eleştiriyorduk, birde başımıza siz çıktınız.
Yazıklar olsun işportaya düşmüş olan zihniyetinize!
Takımınız da partiniz de ahlâkınız da ruhunuz da yerin dibine batsın!
Sizinle aynı havayı soluduğumdan dolayı, büyük bir utanç duyuyorum.
İki ruhsuz ve bir top kafalı adına da üç kardeşimden de ben af diliyorum.
Sevgi ile muhabbet ile saygı ile kuracağız büyük ahlâk ve vicdan medeniyetini Allah'ın izniyle.
Yazının Dibi; belki şimdilik bir karınca kadar hükmümüz vardır; lâkin bu yolda muzaffer olacağımızdan kimsenin şüphesi olmasın.
Selâm, sevgi ve muhabbet ile…
BURAK KILIÇASLAN
Nasıl bir bastırılmışlık ile nasıl bir halet-i ruhiye ile yetiştirilmiş bir toplum isek, bunun acısını büyüdüğümüz vakit, toplumun diğer fertlerinden çıkararak, zafer kazanmış komutan edası takınıyoruz.
İstanbul Üniversitesi'nde bir kız öğrenciye; okuldaki öğrencilerin güvenliğinden sorumlu özel güvenlikçi tacizde bulunuyor ve neticesinde tutuklanmadığı gibi, hâlâ daha o okulda güvenlik görevinde kalmaya devam edildiği söyleniyor.
Kütahya'da üniversiteye hazırlanmakta olan on yedi yaşındaki başörtülü genç kız, dershaneye giderken, iki çocuk babası, fabrika işçisi, ruhunu şeytana satmış olan bir puşt tarafından el ile fiziki bir şekilde taciz ediliyor; akabinde genç kız korkuya kapılarak sokak ortasında bayılıp, yere düşüyor.
Hastaneye kaldırılan ve tanımadığı bu ruhunu şeytana satmış olan puşttan şikayetçi olan genç kız, bir ömür bu olayın izlerini taşıyacak olmasına rağmen; sapık çıkarıldığı mahkemece serbest bırakılıyor.
Ey mahkeme heyeti, eğer fiziki tacize uğrayan sizin kızınız olsa idi yine de aynı kararı verir miydiniz?
Kamera kayıtları ortada olduğu hâlde, bu sapık şahsiyetsizi nasıl halkın arasına salabilmektesiniz?
Nereden biliyorsunuz bu herifin iki gün sonra aynı tacizi ve daha fazlasını sizin kızınıza karşı gerçekleştirmeyeceğini!
Ey altın kapılı saraylarından hümanist hamaset nutukları atan dolma kalemler!
Yaşanan bu iğrençlikleri neden ülke gündemine taşımıyorsunuz?
Yoksa bu tarz olayları gündeme taşımanız için bir Özgecan veya Münevver olayının mı yaşanmasını beklemektesiniz?
Gelelim bir diğer olaya.
Futbol ve özellikle televizyondan uzak olduğum için, dostlarımızın “bu konuyu nasıl yazmazsın” demesi ile haberdar oldum.
Bitmiyor ki ülkede yaşanan çirkinlikler ve bastırılmışlıklar.
Kayserispor-Fenerbahçe maçı oynanacak.
Kayserispor tribününde babası ile maçı izlemeye gelen minik bir Fenerbahçe taraftarı, Kayserispor amigosu tarafından uzun bir süre sözlü tacize uğruyor.
Minik çocuk ise bu olay üzerine uzun bir süre gözyaşlarına hâkim olamıyor. Korkuyor, babasına sarılıyor.
Sanki düşman ülkesinde esarete düşmüş gibi!
Ki düşmanın ülkesinde rakip takımın forması ile maç izlemeye gitse bu küçük çocuk, hiçbir tepki ile karşılaşmaz. Namert dosttan mert düşmana sığınır olduk.
Yahu arkadaş beyniniz mi topa hükmediyor, yoksa top mu beyninize hükmediyor?
Bu nasıl bir top kafalılıktır?
Bu nasıl bir renk ırkçılığıdır?
Ne farkınız kaldı ki siyahi vatandaşlara yıllarca ırkçı bir muamele yapan beyaz Amerikalılar’dan?
Kaçıncı yüzyıldan kalmasınız?
1400 yıl evvel gelen Hazret-i Muhammed'den haberiniz yok mudur?
Hangi dine sığar bu yaptığınız? Hangi inancın gereğidir?
Takımlardan put yaptınız, ona mı tapmaktasınız?
Putperest müşriklerden zihniyet olarak farkınız nedir sizin? İman etmiş olduğunuz Allah size, takım davası gütmenizi ve bu uğurda ufacık bir çocuğun kalbini ayaklar altına almanızı mı emretti?
Kandan beslenen vampirler gibisiniz!
Partileri put yapmış, onlara tapanları eleştiriyorduk, birde başımıza siz çıktınız.
Yazıklar olsun işportaya düşmüş olan zihniyetinize!
Takımınız da partiniz de ahlâkınız da ruhunuz da yerin dibine batsın!
Sizinle aynı havayı soluduğumdan dolayı, büyük bir utanç duyuyorum.
İki ruhsuz ve bir top kafalı adına da üç kardeşimden de ben af diliyorum.
Sevgi ile muhabbet ile saygı ile kuracağız büyük ahlâk ve vicdan medeniyetini Allah'ın izniyle.
Yazının Dibi; belki şimdilik bir karınca kadar hükmümüz vardır; lâkin bu yolda muzaffer olacağımızdan kimsenin şüphesi olmasın.
Selâm, sevgi ve muhabbet ile…
BURAK KILIÇASLAN