Dünya İnsan Hakları Günü, İnsan Hakları Evrensel Bildirgesi'nin 1948'de Birleşmiş Milletler Genel Kurulu'nda kabul edildiği gün olan 10 Aralık'ta kutlanmaya başlamıştı.
Bu gün tam 67. Yıl olmuş. Peki değişen ne?
Her günü, haftayı böyle özel günlerle kutlayıp, sadece o günlerde anımsamak kendimizi kandırmaktan, vicdanlarımızı sadece o günle sınırlı rahatlatmaktan başka ne işe yarıyor.
20 Kasım Çocuk Hakları Günüydü.
Her gün yaşından çok mermi ile öldürülen savaş çocuklarının günü. Her gün açlıktan ölen çocukların günü. Her gün tacize, tecavüze maruz kalan minik bedenlerin günü. Her gün dilendirilen, sömürülen, dışlanan çocukların günü. Etnik kökenleri, dini farklılıkları ve ten renkleri yüzünden aşağılanan, topraklarından, ailesinden koparılan çocukların günü. Aylan bebeği hepimiz hatırlıyoruz, ‘’dünya ayağa kalkmıştı’’. Peki, daha iki gün önce İzmir de cansız bendeni kıyıya vuran 5 yaşında olduğu tahmin edilen adsız çocuğu ve Aylan bebekten sonra aynı akıbete uğramış onlarca çocuktan haberi olan, duyan var mı?
8 Mart Kadınlar Günü.
Rahmetli Neşet Ertaş’ın bir sözü vardır. "Kadın insandır, erkek insanoğlu"
Töre adı altında evlendirilen çocuk gelinlerin günü. Evlenmeden önce babasından, abisinden evlendikten sonra kocasından dayak yiyen kadınların günü. Töre diye, namus diye sokak ortasında öldürülen kadınların günü. Kendini geliştirmesine, okumasına, çalışmasına, giyinmesine, konuşmasına ve hatta doğurmasına karışılan, dört duvara mahkûm edilen kadınların günü. Yaşamın her alanında tacizle, şiddetle, tecavüzle, ölümle burun buruna yaşayan kadınların günü. Özgecan Aslan kadın cinayetlerinin simgesi oldu. Peki, bu olaydan sonra kaç Özgecan vakası yaşadık haberi olan, duyan var mı?
1 Mayıs İşçi Bayramı.
Açlık sınırı altında çalıştırılan işçilerin bayramı. Yerin yüzlerce kilometre altında ağır şartlarda çalışan maden işçilerinin bayramı. İşveren, sendika ve devlet arasında sıkışan evine helal ekmek götürmek için çalışan işçinin bayramı. İhmalden kaynaklı iş kazaları, iş hastalıkları sonucu ya ölümle burun buruna yaşayan ya da bunun karşısında hakkını savunurken tartaklanan, tutuklanan ve işten çıkarma tehdidi ile karşı karşıya kalan işçilerin bayramı. Düşündüğü, sorguladığı için tutuklanan gazeteciler, yazarlar, çizerlerin bayramı. 13 Mayıs 2014 de Soma da meydana gelen ve 301 madencimizi kaybettiğimiz faciayı hatırlayın. Tersanelerde meydana gelen iş kazalarını, inşaatlarda önlem alınmadığı için meydana gelen kazaları, insana hayat vermek için hastane de öldürülen doktorları, öğrencisi veya velisi tarafından bıçaklanarak öldürülen öğretmenlerimizi hatırlayın. Soma'dan sonra kaç maden kazası oldu, kaç canımızı iş kazalarında kaybettik haberi olan, duyan var mı?
1 Eylül Dünya Barış Günü.
İnsanın insana tahammülü kalmamışken, hak dediğimiz günler sadece kâğıtlarla sınırlı kalmışken, dünyanın her yerinden savaş naraları yükselirken hangi barıştan bahsedebiliriz ki. Yerinden yurdundan koparılan milyonlarca insan sağ kalabilmiş yakınlarıyla yeni yurtlar edinebilmek için ölümü göze alabiliyorlarsa ve hatta bu yolda ölüyorlarsa hangi barıştan söz edebiliriz.
1980’lerde Stockholm Barış Araştırmaları Enstitüsü’nün yayımladığı bir rapora göre insanlık son 300 yıl içinde savaşmadan sadece 26 gün geçirdi! Bizler barış diye diye savaşı yaşıyoruz. Ve bu savaş gün geçtikçe daha kirli daha karanlık günlerine sürüklüyor insanlığı. Büyük balıkların küçük balıkları yuttuğu, ya da balıkçılara yem ettiği, yok ettiği kirli bir savaş. Ülke olarak tüm komşularımızla savaşın eşiğine gelmişken hangi barıştan söz edebiliriz.
Şu tabloda insanı bulabilirseniz, insan hakları gününü kutlayalım…
Bu gün tam 67. Yıl olmuş. Peki değişen ne?
Her günü, haftayı böyle özel günlerle kutlayıp, sadece o günlerde anımsamak kendimizi kandırmaktan, vicdanlarımızı sadece o günle sınırlı rahatlatmaktan başka ne işe yarıyor.
20 Kasım Çocuk Hakları Günüydü.
Her gün yaşından çok mermi ile öldürülen savaş çocuklarının günü. Her gün açlıktan ölen çocukların günü. Her gün tacize, tecavüze maruz kalan minik bedenlerin günü. Her gün dilendirilen, sömürülen, dışlanan çocukların günü. Etnik kökenleri, dini farklılıkları ve ten renkleri yüzünden aşağılanan, topraklarından, ailesinden koparılan çocukların günü. Aylan bebeği hepimiz hatırlıyoruz, ‘’dünya ayağa kalkmıştı’’. Peki, daha iki gün önce İzmir de cansız bendeni kıyıya vuran 5 yaşında olduğu tahmin edilen adsız çocuğu ve Aylan bebekten sonra aynı akıbete uğramış onlarca çocuktan haberi olan, duyan var mı?
8 Mart Kadınlar Günü.
Rahmetli Neşet Ertaş’ın bir sözü vardır. "Kadın insandır, erkek insanoğlu"
Töre adı altında evlendirilen çocuk gelinlerin günü. Evlenmeden önce babasından, abisinden evlendikten sonra kocasından dayak yiyen kadınların günü. Töre diye, namus diye sokak ortasında öldürülen kadınların günü. Kendini geliştirmesine, okumasına, çalışmasına, giyinmesine, konuşmasına ve hatta doğurmasına karışılan, dört duvara mahkûm edilen kadınların günü. Yaşamın her alanında tacizle, şiddetle, tecavüzle, ölümle burun buruna yaşayan kadınların günü. Özgecan Aslan kadın cinayetlerinin simgesi oldu. Peki, bu olaydan sonra kaç Özgecan vakası yaşadık haberi olan, duyan var mı?
1 Mayıs İşçi Bayramı.
Açlık sınırı altında çalıştırılan işçilerin bayramı. Yerin yüzlerce kilometre altında ağır şartlarda çalışan maden işçilerinin bayramı. İşveren, sendika ve devlet arasında sıkışan evine helal ekmek götürmek için çalışan işçinin bayramı. İhmalden kaynaklı iş kazaları, iş hastalıkları sonucu ya ölümle burun buruna yaşayan ya da bunun karşısında hakkını savunurken tartaklanan, tutuklanan ve işten çıkarma tehdidi ile karşı karşıya kalan işçilerin bayramı. Düşündüğü, sorguladığı için tutuklanan gazeteciler, yazarlar, çizerlerin bayramı. 13 Mayıs 2014 de Soma da meydana gelen ve 301 madencimizi kaybettiğimiz faciayı hatırlayın. Tersanelerde meydana gelen iş kazalarını, inşaatlarda önlem alınmadığı için meydana gelen kazaları, insana hayat vermek için hastane de öldürülen doktorları, öğrencisi veya velisi tarafından bıçaklanarak öldürülen öğretmenlerimizi hatırlayın. Soma'dan sonra kaç maden kazası oldu, kaç canımızı iş kazalarında kaybettik haberi olan, duyan var mı?
1 Eylül Dünya Barış Günü.
İnsanın insana tahammülü kalmamışken, hak dediğimiz günler sadece kâğıtlarla sınırlı kalmışken, dünyanın her yerinden savaş naraları yükselirken hangi barıştan bahsedebiliriz ki. Yerinden yurdundan koparılan milyonlarca insan sağ kalabilmiş yakınlarıyla yeni yurtlar edinebilmek için ölümü göze alabiliyorlarsa ve hatta bu yolda ölüyorlarsa hangi barıştan söz edebiliriz.
1980’lerde Stockholm Barış Araştırmaları Enstitüsü’nün yayımladığı bir rapora göre insanlık son 300 yıl içinde savaşmadan sadece 26 gün geçirdi! Bizler barış diye diye savaşı yaşıyoruz. Ve bu savaş gün geçtikçe daha kirli daha karanlık günlerine sürüklüyor insanlığı. Büyük balıkların küçük balıkları yuttuğu, ya da balıkçılara yem ettiği, yok ettiği kirli bir savaş. Ülke olarak tüm komşularımızla savaşın eşiğine gelmişken hangi barıştan söz edebiliriz.
Şu tabloda insanı bulabilirseniz, insan hakları gününü kutlayalım…
ESİLA SUNA