--------------------------------------------------------------------

--------------------------------------------------------------------

--------------------------------------------------------------------

--------------------------------------------------------------------

--------------------------------------------------------------------

--------------------------------------------------------------------

-----------------------------------------------------------------------

------------------------------------------------------------------------

------------------------------------------------------------------------
------------------------------------------------------------------------

------------------------------------------------------------------------

------------------------------------------------------------------------

------------------------------------------------------------------------

------------------------------------------------------------------------

------------------------------------------------------------------------

------------------------------------------------------------------------

BU KADAR YÜREKTEN ÇAĞIRMA BENİ

Mart 2011’de başlayıp  bir ay sonrası sokak gösterileri ile devam edip iç savaşa dönen Suriye krizini çözüme kavuşmadan, yanı başımızda Kuzey Irak referandumu ile karşılaştık.

Irak tarih boyunca pek çok medeniyete beşiklik eden bir ülkedir. Geçmiş tarihi incelendiğinde, 1. Dünya savaşına kadar Osmanlı İmparatorluğu himayesindeki devlet ya da beylikler tarafından yönetildiği açıkça görülmektedir.
1918 yılında bölgeyi işgal eden İngilizlerin nezaretinde 1921 yılında Irak Devleti kurulmuştur.

900 yıldan fazla Türk hakimiyetinin sürdüğü bu bölgede Kerkük’ü içine alan ne bir Kürt Devleti, ne bir Kürt Beyliği kurulmuştur.
Sistematik ve planlı bir şekilde, özellikle Saddam Hüseyin dönemlerinde, Türkmen kardeşlerimiz yaşadıkları bu bölgeden göçe zorlanıp, Araplara ve Kürtlere yer açılmıştır.
Peki dünya ülkeleri ve ABD bu işin neresinde;

Suriye’nin ve Irak’ın toprak bütünlüğü hiç birinin umurunda değil. Kendi menfaat ve çıkarları peşindeler.
Kuzey Irak‘ta,  ABD yavrusu İsrail’in Bayraklarını referandum sonrası sevinç gösterilerinde hepimiz gördük. Bizde ulusal güvenliğimizi sağlamamızın derdindeyiz.
Suriye sınır bölgesinde sınır hattı boyunca duvar ördük. Telafer’de, Azez’de tekrar yaşanabilir bir şehir oluşturmaktayız.
Çadırkentlerde eğitim sağlık barınma yemek gibi birçok hizmeti mülteci kardeşimize sunuyoruz. Dünya ülkelerinin vaat ettikleri yardımlar olmadan.

 ABD, NATO,  AB ve diğer ülkeler; bir taraftan toprak bütünlüğü yalanları ile her zaman olduğu gibi ekonomik ve bölgesel çıkarlarının peşinde koşarken, öbür taraftan Türkiye’ye sınır hattında bir sorun daha çıkarıp ekonomik açıdan kıskaca alma derdindeler. Hani dost müttefiktik. Uluslararası antlaşmalar sözleşmeler ne oldu.

Stratejik ortaktık. Biz kez daha gerçek yüzlerini ortaya koydular. Bölgede güçlü ve söz sahibi bir Türkiye görmek istemiyorlar.
Bu nezih millet ve devlet olarak biz, Allah’ın izni ve yardımı ile her zaman olduğu gibi, sağduyulu ve kararlı bir şekilde bu sorunu da en kısa zamanda ve gerektiği gibi halledeceğiz inşallah.
Yani; kaldık yine biz bize. Musul ve Kerkük için Çözüm belli aslında. İnce hesap yapanların. "Ağırlık yapan başlarındaki akıllarını almak.”
Ne diyor şarkının ilk mısrası;

“Bu kadar yürekten çağırma beni”

İdris TAVŞANCI
Kırkağaç İmam Hatip Lisesi
Mezunları ve Mensupları
Dernek Başkanı

YORUM EKLE


         Kirkagac.Net